AB Raporu: Türkiye Daha Çok Yol Almalı
"Türkiye için, Komisyon, AB üyelik gereklerine daha ayrıntılı bir hazırlığa dayanan yeni bir aşama önermektedir. Bu bağlamda, Komisyon, Türkiye'nin mevzuatının ve 'müktesebat' ile uyumlulaşma takviminin daha ayrıntılı bir incelemeye tabi tutulmasını önermektedir."
"Tarafların karşılıklı çıkar ve endişelerini gözeten bir çözüm temelinde, Kıbrıs'ın bir bütün olarak A.B.'ye girmesi tüm Avrupa için olduğu kadar tüm dünya için de bir ilham kaynağı olacaktır".
Avrupa Birliği(AB) Avrupa Komisyonu'nun dün yayınlanan Türkiye ile ilgili düzenli raporunda yer alan saptamalardan bazıları bunlar.
Avrupa Birliği Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği, söz konusu raporla ilgili olarak bir basın duyurusu yaptı. Bu açıklamada Türkiye ile ilgili bölümde şu değerlendirmeler yer alıyor:
Anayasa değişiklikleri uygulansın
* 3 Ekim 2001 tarihinde Türk Parlamentosu tarafından kabul edilen Anayasa değişiklikleri,insan hakları ve temel özgürlükler alanındaki güvencelerin güçlendirilmesi ve ölüm cezasının sınırlanması yönünde önemli bir adımdır. Söz konusu değişiklikler, ifade ve düşünceyi yayma özgürlüğü, basın özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü gibi temel özgürlüklerin sınırlanması gerekçelerini daraltmaktadır. Şimdi dikkatler, bu önemli değişimlerin etkili biçimde uygulanması üzerinde toplanmıştır. Türk Hükümeti, özellikle ifade ve düşünce özgürlüğü ile ilgili olarak, bazı anayasa değişikliklerini uygulamaya yönelik yeni mevzuat tasarılarından oluşan bir pakete son şeklini vermektedir. Bu paket, Katılım Ortaklığı önceliklerinin yerine getirilmesi yönünde ilerlemeyi kolaylaştıracaktır.
* Bu değişikliklere rağmen, temel özgürlüklerin kullanılması üzerinde bazı geniş kısıtlamalar sürmektedir. Temel özgürlüklerin kullanılmasında gerçek bir iyileşmeden Türkiye'deki bireylerin ne ölçüde yararlanacakları, uygulayıcı mevzuatın ayrıntılarına ve yasanın pratikteki uygulamasına bağlı olacaktır. Genel bir orantılılık ilkesinin kabul edilmiş olması ve reformun belirtilen genel amacının insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygıyı etkili biçimde ön plana getirmek olması umut vericidir.
Ölüm cezası
* Ölüm cezası üzerindeki moratoryum sürdürülmüştür. Anayasa'nın değiştirilen 38'inci maddesi, ölüm cezasını, terörizm suçlarıyla ve savaş zamanıyla veya yakın savaş tehlikesi durumlarıyla sınırlamaktadır. Terörizm suçlarına ait istisna, (herhangi bir çekinceye izin vermeyen) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) ilişik 6 sayılı Protokol ile uyumlu değildir. Savaş suçlarıyla ilgili istisna ise, Protokol kapsamında caizdir. Değiştirilen bu maddeyi yürürlüğe koymak için Ceza Kanunu'nda değişiklik yapılması gerekecektir. Bu yapıldığında, Türkiye'nin AİHS'ye ilişik 6 sayılı Protokol'ü imza etmek ve onaylamak konumunda olup olmadığını değerlendirmek mümkün olacaktır.
Dillerin kullanılması
* Ekonomik, toplumsal ve kültürel haklara ilişkin reformlar, bir takım olumlu unsurlar içermektedir. Kanunla yasaklanan dillerin kullanılmasına karşı 26'ncı ve 28'inci maddelerde yer alan hükümler kaldırılmıştır. Bu husus, Türkçe'den başka dillerin kullanılmasının yolunu açabilir ve olumlu bir gelişmedir. Türk makamlarının da kabul etmiş oldukları gibi, bu anayasal reformu hayata geçirmek için, mevcut kısıtlayıcı mevzuat ve uygulamaların değiştirilmesi gerekecektir. Etnik kökenlerinden bağımsız olarak, bütün Türkler için kültürel hakların gerçekten kullanılması alanında iyileşme olmamıştır.
Açlık grevlerinde yeni ölümler kabul edilemez
* Önemli bazı cezaevi reformları kabul edilmiştir. Türkiye, bu reformların tam olarak uygulamaya konulmasını sağlamaya teşvik edilmektedir. Cezaevi protestolarını kırmakta orantısız güç kullanılması, üzüntü vericidir. Açlık grevleri nedeniyle can kayıplarının devam etmesi, insanî açıdan kabul edilemez. İlgili kişilerin politik güdüleri ne olursa olsun, yeni ölümleri önlemek için çabalar arttırılmalıdır. Bu konularda serbest tartışmaya izin verilmelidir.
Yargının bağımsızlığı konusuna endişeler sürüyor
* Adlî sistem reformu başlamıştır. Yargının bağımsızlığı, Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin ve askerî mahkemelerin yetkileri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına uyulması konularında endişeler devam etmektedir.
* Güvenlik görevlilerini ve adalet personelini insan haklarıyla ilgili konularda bilinçlendirmek için bazı girişimler başlatılmıştır, fakat bunların pratik etkisini değerlendirmek için henüz çok erkendir.
Yolsuzluk ciddi sorun
* Türkiye'nin kamu işlerinde saydamlığı arttırmaya yönelik bir takım girişimlere rağmen, yolsuzluk ciddî bir sorun olmaya devam etmektedir. Son zamanlarda, yolsuzluk ve karapara aklama konularında önemli bazı Avrupa Konseyi sözleşmelerinin imza edilmesi, olumlu bir gelişmedir.
Güneydoğu'daki ekonomik durum
* Bölgesel dengesizlikleri azaltmak ve bütün yurttaşlar için ekonomik, toplumsal ve kültürel fırsatları arttırmak amacıyla Güney Doğu'daki ekonomik durumu iyileştirmek için ilave tedbirler alınması gerekir. Ülkenin bu bölgesindeki dört ilde olağanüstü durum hâlâ devam etmektedir.
* Türkiye'de bir demokratik sistemin temel özellikleri mevcuttur, fakat ordu üzerinde sivil kontrol gibi bazı temel konuların etkili şekilde çözüme bağlanması gereklidir.
İnsan hakları iyileştirilsin
* Bir dizi anayasal, yasal ve yönetimsel değişikliğe rağmen, Türkiye'de bireyler açısından fiilî insan hakları durumu iyileşmiş değildir.
* Türkiye, bazı alanlarda ilerleme kaydetmeye başlamış olsa da, henüz Kopenhag politik kriterlerini yerine getirmiş değildir ve dolayısıyla, ülkenin her yerinde, bütün yurttaşlar için, insan haklarının ve temel özgürlüklerin kanunda ve pratikte tam olarak korunmasını sağlamak üzere reform sürecini yoğunlaştırmaya ve hızlandırmaya teşvik edilmektedir.
Kıbrıs sorunu
* Hem AB, hem de Türkiye, insan hakları, Kıbrıs ve sınır anlaşmazlıklarının barışçıl çözümü gibi önemli konularda daha fazla gelişme sağlamak üzere, yükseltilmiş politik diyalog sürecini daha geniş ölçüde kullanmalıdır. Ortak ilgi konusu olan farklı meseleleri ayrıntılı olarak ele almak için Türkiye'de ve AB'de uzman düzeyinde toplantılar tavsiye edilmektedir.
* Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulma çabaları için politik diyalogda Türkiye'nin ifade etmiş olduğu desteği, şimdi, bir çözümü kolaylaştırmak için Türkiye'nin atacağı somut adımlar takip etmelidir.
Yunanistan'la ilişkiler
* Yunan-Türk ilişkileri bağlamında bir dizi güven arttırıcı tedbir, daha da geliştirilecek ve uygulanacaktır. Böylece, sınır anlaşmazlıklarının Helsinki zirvesi sonuçlarına uygun biçimde barışçı yoldan çözülmesine elverişli bir iklim yaratılabilecektir.
Yeni bir aşamaya doğru - Ayrıntılar
* Helsinki zirvesinde tanımlanan katılım öncesi stratejinin uygulanması başlamış ve devam etmektedir. Bu yılın sonuna kadar, bu stratejinin bütün unsurları yerleşmiş olacaktır. Bundan sonraki aşamada, dikkatler, AB üyeliği için daha ayrıntılı bir hazırlık üzerinde yoğunlaşacaktır.
Yeni anayasal, yasal ve yönetimsel reformlar gerekli
* Bu yeni aşamada, Katılım Ortaklığı önceliklerine uygun olarak, Türkiye, politik ve ekonomik reform sürecini yoğunlaştırmaya ve hızlandırmaya teşvik edilmektedir. Bunun için, Türkiye'yi AB standartlarına yaklaştırmaya yönelik yeni anayasal, yasal ve yönetimsel reformlar gereklidir. Son anayasa değişikliği ve yeni ekonomik planın uygulamaya konulması, bu sürecin umut verici bir başlangıcıdır.
* Hem AB, hem de Türkiye, insan hakları, Kıbrıs ve sınır anlaşmazlıklarının barışçıl çözümü gibi önemli konularda daha fazla gelişme sağlamak üzere, yükseltilmiş politik diyalog sürecini daha geniş ölçüde kullanmalıdır. Ortak ilgi konusu farklı meseleleri ayrıntılı olarak ele almak için, Türkiye'de ve AB'de uzman düzeyinde toplantılar tavsiye edilmektedir.
Türkiye somut adım atmalı
* BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulma çabaları için politik diyalogda Türkiye'nin ifade etmiş olduğu desteği, şimdi, bir çözümü kolaylaştırmak için Türkiye tarafından atılacak somut adımlar takip etmelidir.
* AGSP konusunda, Laeken zirvesinden önce, Türkiye, AB öncülüğündeki operasyonlarda karar alma sürecine katılım usulleri konusunun çözüme bağlanmasında olumlu bir tavır içinde olmalıdır.
Türkiye güven artırıcı tedbir almalı
* Yunan-Türk ilişkileri bağlamında bir dizi güven arttırıcı tedbir, daha da geliştirilecek ve uygulanacaktır. Böylece, sınır anlaşmazlıklarının Helsinki zirvesi sonuçlarına uygun biçimde barışçı yoldan çözülmesine elverişli bir iklim yaratılabilecektir.
* Türkiye için yeni malî programın başlatılmasıyla, malî yardım, Katılım Ortaklığı önceliklerinden doğan ihtiyaçlar üzerinde odaklanacaktır. Türkiye, bütün aday ülkeler için izlenen desantralize yaklaşım çerçevesinde proje tasarımı ve yönetimi konusunda idarî kapasitesini güçlendirmeye davet edilmektedir.
Türkiye'nin çabaları desteklenecek
* Komisyon, Türkiye'nin çabalarını desteklemek için üye devlet uzmanlarının danışmanlık ve yardımlarını seferber edecektir.
* Türkiye'nin Topluluk programlarına katılması hakkında AB ve Türkiye arasında imza edilecek çerçeve anlaşma temelinde, Türkiye, bu programların yönetilmesi için, özellikle eğitim alanında, etkili yapılar kurmaya davet edilmektedir.
* Gümrük Birliği'nin kamu alımları ve kamu hizmetleri alanına genişletilmesi üzerine müzakereler, öncelikli olarak sonuçlandırılacaktır.
* AT-Türkiye ortaklık alt-komiteleri çerçevesinde, Türkiye'nin mevzuatının ve müktesebat ile uyumlulaşma takviminin ayrıntılı biçimde incelenmesi süreci başlatılacaktır.
* Feira'da düzenlenen Avrupa zirvesi, Komisyon'dan, müktesebatın analitik biçimde incelenmesi sürecine hazırlanmada kaydedilen ilerlemeyi rapor etmesini istemişti. Bu rapor, 2001 Düzenli Raporu'na ilişiktir.
* Bu temelde, şimdiye kadarki deneyimler ve Türkiye'nin üyelik için yasal ve yönetimsel hazırlıklarında tespit edilen eksikler ışığında, şimdi, katılım öncesi stratejide yeni bir aşamanın başlaması, Türkiye'nin mevzuatının ve müktesebat ile uyumlulaşma takviminin bu aşamada ayrıntılı olarak incelenmesi tavsiye edilmektedir. Bu yeni aşamada, Türk yönetimi ve yargısının, müktesebatı etkili biçimde uygulama kapasitesi üzerinde de özellikle durulacaktır. Bunun anlamı, çalışma yöntemleri ve ilgi odağında bir değişiklik olmasıdır.
* Bundan böyle, AB ve Türkiye, müktesebatın aktarılması, uygulanması ve icrasıyla ilgili gereklilikler üzerinde daha ayrıntılı bir diyalog içine girmelidirler. Şimdiye kadar, alt-komite toplantıları, çok çeşitli konuları kapsamıştır. Gelecekte ise, ilgili uzmanlarca incelenecek olan kesin sektörel konular üzerinde yoğunlaşacaktır. Türk yetkililer, müktesebatın spesifik kısımları hakkında ilave ve daha ayrıntılı bilgi alacaktır. Türkiye'de hazırlanmakta olan mevzuat taslaklarını içeren belgeler tartışılacaktır. Teknik Yardım Bilgi Değişim Bürosu (TAIEX) tarafından belirli konularda seminerler düzenlenecektir.
* Türkiye'nin mevzuatı ve idarî kapasitesiyle ilgili bu yoğun inceleme aşamasında, sık ve spesifik uzman toplantıları da olacaktır. Türkiye, ilerlemenin ayrıntılı ve sürekli olarak izlenmesine imkan vermek için Komisyon'un mevzuatın yakınlaştırılması üzerine veritabanına aktif biçimde katkıda bulunmaya davet edilecektir.
* AT-Türkiye Ortaklık Komitesi'nin, bundan sonraki ilk toplantısında, bu sürecin yoğunlaşacağı konuları ve toplantı takvimini belirlemesi tavsiye edilir. AT-Türkiye Ortaklık Komitesi'ne bağlı alt-komiteler de, Katılım Ortaklığı önceliklerinin uygulanmasını izleme görevlerine devam edeceklerdir.
A.B.'nin Genişlemesi Yolunda Gidiyor
Aynı Rapor'un Topluluk ile ilgili genel saptamaları çerçevesinde Türkiye'ye de göndermeler yer alıyor:
* Avrupa Birliği Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği, bütün aday ülkelerce AB üyeliği kriterlerinin yerine getirilmesi yönünde kaydedilen büyük ilerlemenin altını çizmektedir. Bununla beraber, Komisyon, katılım öncesinde Avrupa Birliği kuralları ve standartlarının ('Topluluk müktesebatı') düzgün biçimde uygulanmasını sağlamak için daha çok çaba gösterilmesi çağrısında bulunmaktadır. Bu amaçla, Komisyon, aday ülkelere idarî ve adlî kapasitelerini güçlendirmekte yardım etmeye yönelik bir eylem planı ortaya koyacaktır. Katılım müzakereleri, bugüne kadar izlenmiş olan ilkelere dayalı olarak, özellikle de her ülkenin kendi durumuna göre ilerlemeye devam edecektir.
* Genişlemenin stratejik önemi daha şimdiden görülüyor: AB üyeliği perspektifi, daha şimdiden, aday ülkelerde politik istikrara ve ekonomik ilerlemeye kesin olarak katkıda bulunmuştur. 11 Eylül'deki terörist saldırılar sonrasında, güçlü ve birleşik bir Avrupa, bütün yurttaşlarına barış, güvenlik, özgürlük ve refah sağlamak için her zamankinden daha önemlidir.
* Önceki yıllarda olduğu gibi, Komisyon'un stratejik tavsiyelerinin temeli, Düzenli Raporlardır. Başvuran ülkelerin katılım yönündeki ilerlemesini üyelik kriterleri ışığında inceleyen Düzenli Raporlar, bu ilerlemeyi, adaylarca fiilen kabul edilmiş olan mevzuat (yani, taslak mevzuat değil) ve fiilen uygulamaya konulmuş olan düzenlemeler temelinde değerlendirmektedir. Bu yılın raporlarındaki veriler cesaret vericidir. Türkiye dışındaki tüm aday ülkeler siyasi kriterlere uymaya devam etmekteler. Reformlar, yargının güçlendirilmesi ve yolsuzluklarla mücadele alanlarına hız verilmesi gerekmektedir.
* Türkiye için, Komisyon, AB üyelik gereklerine daha ayrıntılı bir hazırlığa dayanan yeni bir aşama önermektedir. Bu bağlamda, Komisyon, Türkiye'nin mevzuatının ve 'müktesebat' ile uyumlulaşma takviminin daha ayrıntılı bir incelemeye tabi tutulmasını önermektedir. Türk idaresinin 'müktesebatı' etkili biçimde uygulama kapasitesine daha çok dikkat gösterilecektir.
* Türkiye, üyelik kriterlerine ve bu yılın başlarında AB tarafından kabul edilen Türkiye için 'Katılım Ortaklığı' belgesinde ortaya konulan önceliklere uygun olarak politik ve ekonomik reform sürecini yoğunlaştırmaya ve hızlandırmaya teşvik edilmektedir. Kıbrıs probleminin ve Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası üzerindeki ayrılıkların çözüme bağlanması yönündeki çabalarda Türkiye'nin olumlu bir tavır içinde olması gerekir. "Tarafların karşılıklı çıkar ve endişelerini gözeten bir çözüm temelinde, Kıbrıs'ın bir bütün olarak A.B.'ye girmesi tüm Avrupa için olduğu kadar tüm dünya için de bir ilham kaynağı olacaktır".
* Türkiye, kısa bir zaman önce yapılmış olan önemli Anayasa değişikliklerinin insan hakları konusunda somut ilerleme getirmesini sağlamak için gerekli tedbirleri almalıdır.
* Türkiye, işleyen bir piyasa ekonomisi yönünde daha fazla ilerleme kaydedememiştir. Ancak, ekonomisinin önemli kesimleri, gümrük birliği çerçevesinde, AB pazarı içinde daha şimdiden rekabet etmektedir. (BB)