Yönetemeyen Demokrasi Sorunu Var

Yargıtay Başkanı Sami Selçuk Konyada verdiği konferansta Bu Anayasa yama ile düzeltilmez. Meclis, yüzde 10 barajına takılan ve parlamentoda temsil edilmeyen halkın büyük bölümünü temsil etmediği için, kurucu meclis ile Anayasa yapmak gerekirdi dedi.

Konya

Yargıtay Başkanı Doç. Dr. Sami Selçuk, "Türkiye'de mevcut Anayasa'yı tamirlerle, yamalarla düzeltmek mümkün değildir. Çünkü ruhu buna uygun değildir" dedi.

Aktif Sanayiciler ve İş Adamları Derneği'nin (AKTİSAD) dün Konya Ticaret Odası'nda düzenlediği "Demokrasi, Hukukun Üstünlüğü ve İnsan Hakları'' konulu konferansta Sami Selçuk, şunları söyledi:

* Bu Anayasa, bireyi hak ve özgürlükleri sınırlanacak bir varlık olarak kabul etmiştir. Bu Anayasa'yı düzeltmek olanaksız olduğuna göre, yeni bir Anayasa yapılması lazım.

* Anayasa'da değişiklik yapmak zor değil. Mevcut Anayasa'yı; a'dan z'ye yeni bir anayasa olacak şekilde değiştirmek gerekiyorsa, bunu bugünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) yapması olanaksızdır.

* Kimse abartmasın. Değişiklikler bir kaç madde dışında Türkiye'ye fazla bir şey getirememiştir.

* Yeni Anayasa'yı oluşturulacak bir kurucu meclisin hazırlaması gerekiyor. Bu Meclis sadece bu işi yapsın. Bugünkü TBMM de normal işlevini sürdürsün. Bazılarına ütopik gelebilir, ama doğrusu bu.

* Bugünkü Meclisimiz, yüzde 10 barajına takılan ve parlamentoda temsil edilmeyen halkımızın büyük bölümünü dışladığı için, ortak bir Anayasa çıkarmaya hukuk açısından elverişli değildir.

* Türkiye'de bir 'yönetemeyen demokrasi' sorunu mevcut. Devletin temsil sorunu var. Yönetemeyen demokrasi, uzlaşma kültürünü geliştiremiyor. Demokrasi bir uzlaşma alışkanlığını gerektirir. Türkiye'de uzlaşma kültürü bulunmadığı için, farklılıklar korkulan nesneler olarak görülmektedir. Zaten Türkiye bir korkular ülkesi haline gelmiştir.

* Bu devlet, komşularından, bireyinden, tarihinden korkuyor. Böyle bir devlet olur mu? Devletin bütün bunlarla barışık olması gerekir. Devletin bütün hak ve özgürlükleri tanıyarak, hizmet etmesi gereken bir tüzel kişilik olduğu unutulmamalıdır. Türkiye bu korkuları sürdürdüğü sürece uzlaşma kültürünü oluşturamaz. (YÖ/NU)