"Alanya'ya mutluluğu öğreten adam öldü"
Herkesin güleryüzlü simitçisi Şaban Dayı, 68 yaşında kalbine yenildi. Hiç evlenmedi, hiç evi olmadı ve hep yalnızdı. Alanya'ya cezaevi aracıyla geldi. Cezaevi'nden çıktığı gün sahilde gezdi ve Alanya'da yaşamaya karar verdi. 5 yıl ayakkabı boyadı, 11 yıl simit sattı.
Hayatta tutunacak bir tek dalı olmayan Şaban Dayı, Alanya'da tam 16 yıl mutluluğun simgesi olup, öldü. Şaban Dayı, ölümünden 2 yıl önce Yeni Alanya'ya hayatla nasıl dalga geçtiğini anlatmıştı. 1999 yılında, O yaşlı ama güçlü adamın söylediklerini aynen yayınlıyoruz:
"Kimsenin yardımını kabul etmem. 67 yaşındayım, devletten 65 aylığı almıyorum. Kendi ayaklarımın üzerinde durmaktan keyif alıyorum. Ben çok mutluyum. Hayattan tek istediğim şey bir evdi. Ama bir evim olmadı. Olsun, ben yaşamayı böyle de seviyorum"
*** KİM KİMDİR?
Şaban Güreli, 1933 yılında Adana'nın Seyhan İlçesi'nde doğdu. İlkokulu tamamladıktan sonra yıllarca pamuk tarlalarında ve inşaatlarda amele olarak çalıştı. 1980 yılında işlemediğini iddia ettiği bir suçtan ötürü 6 yıl 9 ay hüküm giydi. 1985 yılında Silifke Cezaevi'nden dönemin Alanya Yarı Açık Cezaevi'ne nakledildi. Güreli, Alanya'ya Silifke Cezaevi'ne ait mahkum aracıyla getirildi. Bu yolculuk sırasında Alanya'yı ilk kez mahkum aracının demir korkuluklarla kapatılmış pencerelerinden gördü. 1 yıl Alanya Cezaevi'nde yattıktan sonra aftan yararlanarak cezasını tamamladı. Cezaevi aracıyla geldiği Alanya'yı çok seven Şaban Güreli, Alanya'da ayakkabı boyacılığı yapmaya başladı. 5 yıl ayakkabı boyacılığı yaptıktan sonra tam 11 yıl Mola kavşağında simit sattı. Hiç evlenmedi. Alanya'da akrabaları da olmadı. Yalnız yaşadı ancak herkesle dosttu. Her sabah saat 06.00'da 11 yıldır değişmeyen işyeri olan Mola Kavşağı'na gelip önce sokağını süpürürdü. Güleryüzü nedeniyle sabit müşterileri vardı. Alanya'nın en tanınmış simitçisiydi. Hem de Almanca ve İngilizce konuşabilen bir simitçi. 12 Kasım Pazartesi günü akşam saatlerinde simitlerini bitirip, tek odadan oluşan evinin önüne geldiğinde yere yığıldı. Mahkum olarak geldiği Alanya'da 1 yılı hapishanede, 15 yıl yaşadıktan sonra kalbine yenilerek öldü.
*** Alanya'ya ilk gelişiniz gazetecilik açısından son derece ilginç. Anlatır mısınız?
Adana'da bir iftiranın kurbanı oldum. Tam 6 yıl 9 ay hüküm giydim. Bir süre Adana Cevaevi'nde yattım. Oradan beni Silifke Cezaevi'ne gönderdiler. Cezamı tamamlamama 1 yıldan biraz daha fazla bir süre kala beni Alanya Cezaevi'ne getirdiler. Silifke Cezaevi aracıyla Alanya'ya getirildim. Alanya Yarı Açık Cezaevi'ne kondum. 1986 yılının Mayıs ayında aftan yararlanarak cezaevinden çıktım. Cezaevinden çıktığım gün Alanya'yı, denizi, sahili gezdim. Burası çok hoşuma gitti. 1986 yılının Haziran ayında Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak, 'Artık Alanya'da yaşamak istiyorum' dedim. Alanya'da önce iş bulmak zorundaydım. İlk zamanlar cezaevindeki arkadaşlarımın elişi ve boncuklarını satarak geçimimi sağladım. Sonra 5 yıl Adliye kapısında ayakkabı boyacılığı yaptım. Tek odalı bir ev kiraladım. Çok güzel bir yer olan Alanya'da yalnız ama huzurlu yaşamaya başladım. Ayakkabı boyacılığından sonra simitçiliğe başladım. 9 yıldır Mola Kavşağı'nda simitçilik yapıyorum. Gün kazanıp, gün yiyorum. Kazandıklarımdan artanlarla fakirlere yardımcı olmaya çalışıyorum.
*** Mola kavşağından geçen her turistle hemen dost oluyorsunuz. Almanca ve İngilizce'yi nasıl öğrendiniz?
Ben 5 yıl Adana'da bulunan İncirlik Hava Limanı'nda bahçıvan olarak çalışmıştım. Orada yabancı dil bilenlere sora sora Almanca ve İngilizce konuşmaya başladım. 4 yıl da Almanya'da yaşadım. Alanya'da da özellikle İngilizcemi ilerlettim. Şu anda son derece iyi Almanca ve İngilizce konuşabiliyorum.
*** 67 yaşındasınız. Yalnızsınız ve yaşamak için sürekli simit satmak zorundasınız. Alanya'da yaşamak için başkalarından yardım almak zorunda kaldığınız günler oldu mu?
Alanya'da yaşamak için kimseden yardım almadım. Mal varlığım yok. Adana'da 19 yeğenim var. Onları da görmüyorum. Alanya'da yaşamaktan hiç korkmadım. 67 yaşındayım. Ama devlete başvurup 65 aylığı bile bağlatmadım. Kendi ayaklarımın üzerinde durmaktan keyif alıyorum.
*** Yalnızlıktan sıkılmıyor musunuz?
Yalnızlıktan sıkıldığım zaman radyo dinlerim. Gece gezmem. Akşam evime giderim. Bir süre radyomu açar, dinlerim. Sabah erken kalkacağım için erkenden yatar, uyurum.
*** Bize bir gününüzün nasıl geçtiğini anlatır mısınız?
Çalar saatim yok. Ancak her sabah saat 04.40'da uyanırım. Bu saati hiç şaşmam. Çayımı demler, önce kahvaltımı yaparım. Sabah saat 06:00'da simit arabamı alarak yerime gelirim. Önce sokağımı temizlerim. Simidim gelir. Akşama kadar simit satarım. Sadece benden simit alan bir çok müşterim var. Her gün 250-300 simit satıyorum.
*** 'Turistleri kandırıyorsunuz' diye bazı simitçilerle kavga ettiğinizi duyduk. Doğru mu?
Evet. 1 simiti turiste 1 milyon liraya satan sahtekar meslektaşlarım var. Bu insanları gördükçe üzülüyorum. Biri beşe vermek doğru değil. Özellikle gençlere buradan bir önerim var. Hayatta doğru olsunlar. Pis yollara düşmesinler. Eroin, afyon kullanmasınlar.
*** Hayatta çok isteyip de elde edemediğiniz şeyler oldu mu?
Ben çok mutluyum. Hayatta istediklerimin çoğunu elde ettim. Ama şu yaşıma kadar 5 kuruş arttırıp da bir ev alamadım. Bir evim olsun istedim, olmadı. Ama olsun. Ben böyle de yaşamayı seviyorum.