“Toplumun Köleleştirilmesi Eşcinsellerin Yok Sayılmasıyla Başlıyor”

Kaos GL Derneği’nin düzenlediği 4. Uluslararası Feminist Forum dün Ankara Üniversitesi Ahmet Taner Kışlalı Salonu’nda başladı. Yarın da devam edecek Forum’un “Siyaset nedir? Kadınlar ve LGBT’ler için siyasete katılım ve siyasî temsil ne anlama gelir?” başlıklı ilk oturumunda Kaos GL Derneği Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Simten Coşar’ın moderasyonunda Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Februniye Akyol konuştu.

Devlet kurumlarının potansiyel olarak şiddet kullanabilme tekeline sahip olduğu iddiasının normalleştiğini söyleyen Coşar, “Siyasal olmak için yapılan çalışmaları incelerken yükselen muhafazakarlık ve bunun içerisinden geçtiği neo-liberal yapıyı incelememiz gerekiyor” dedi.

İçinden geçilen siyasetsizlik halini eleştiren Coşar, siyasetsizliğin söz söylemenin önünü tıkadığını belirtti. Coşar, söz söyleme umudunu yaşattığı için Kaos GL’ye teşekkür ederek sözü Februniye Akyol’a bıraktı.

“Siyaset özgür ve mutlu yaşam için var”

Akyol siyasete nasıl baktıklarını açıklayarak konuşmasına başladı: “Bize göre siyaset insanların nasıl özgür ve mutlu yaşayabilecekleri sorusuna ilişkindir. Cumhuriyet ilk kurulduğunda bir umut yaratsa da farklılıkları tek tipleştirmesiyle bu umut kısa sürdü. Bizde ise demokrasi herkesin kendi farklılıklarıyla özgür ve mutlu olarak yaşayabilmesinin yoludur.”

Toplumun köleleştirilmesinin kadınların köleleştirilmesi ve eşcinsellerin yok sayılması, ötekileştirilmesi ile başladığını belirten Akyol, “Ezen ezilen ilişkisi bütün bu sömürüyle başlıyor. Kadının köleleştirilmesi ve eşcinsellerin yok sayılmasıyla toplum köleleştiriliyor. İçinde bulunduğumuz Ortadoğu ve Mezopotamya coğrafyası da bu sömürünün en yoğun yaşandığı ama aynı zamanda bizim çalışmalarımızla birlikte kadın devriminin, direnişinin en yoğun yaşandığı yer” şeklinde konuştu.

“Eşbaşkanlık, yetkiyi yerele dağıtmak”

Kürt özgürlük hareketinde kadın mücadelesinin geçtiği yolları, kadın ve erkeğin eşit temsili ve eşbaşkanlık sistemini anlatan Akyol şöyle devam etti:

“Halk eşbaşkanlık sistemimizi benimsedi. Ancak bizim sistemle çatışmamız oluyor. Eşbaşkanlık sistemini tanımıyorlar. Her ne kadar resmiyette bu tanınmasa da halk desteği olduğu için eşbaşkanlığı uygulamaya devam ediyoruz. Eşbaşkanlıktan kastımız bir iktidar paylaşımı değil tam tersi yetkiyi yerele dağıtmaktır. Bu çalışma kapsamında biz meclislerimizi kuruyoruz ve örgütlenmeyi muhatap alarak çalışıyoruz. Sadece yol su kanalizasyon değil bizim önceliğimiz aslında sosyal hizmetlerdir.”

Demokratik özerklik ve LGBTİ’ler

Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yönetimlerinde LGBTİ’lerin olduğunu ve hem yerel meclis çalışmalarında hem de merkezi çalışmalarında LGBTİ’lerin aktif olarak yer olduğunu hatırlatan Akyol, “Demokratik özerklik çalışmalarımız içerisinde eşcinsel ve transların nasıl yer alacağını LGBTİ arkadaşlarımız kendileri belirleyecek” dedi.

Uluslararası Feminist Forum kadın yayıncılık deneyimlerinin patriarkanın ve heteroseksizmin dönüşümünde nasıl bir rol oynadığına ilişkin oturumla devam etti. (YT/AS)