Toplum Şiddetten Kendi Kendine Arınmaz
Prof. Dr. Yüksel, okul ve çevresinde yaşanan şiddet olaylarına ilişkin yaptığı açıklamada, olayların, sayısı ve yoğunluğu ne olursa olsun, en ciddi şekilde ele alınması gerektiğini ifade etti.
Şiddetin bir iletişim ve sorun çözme aracı olarak yaygınlaşması kadar, sıradanlaşması ve kabullenilmesinin de düşündürücü olduğuna dikkat çeken Yüksel, şiddetin toplumun her katmanında kendini gösterse de, toplumun en kırılgan, en kolay etkilenebilir kesimlerini oluşturan çocuklar, ergenler ve gençler üzerinde düzeltilemez etkiler yarattığının altını çizdi.
Yetişkinlerin mesajları riskli davranışları artırabilir
"Şiddet, gençlerin ruh durumlarının iyi olmadığı, değerlerini kazanamadıkları, geleceklerinden kuşkuya düştükleri koşullarda tırmanır" diyen Yüksel'e göre, gençlerin içinde yaşadıkları hayat şartları, kendilerine yol göstermekle yükümlü olan yetişkinlerden aldıkları mesajlar, umutsuzca ve riskli davranışları artırabilir.
Toplum şiddetten kendi kendine arınamayacağını belirten Yüksel şöyle devam etti:
* Gençler bir yandan bir yetişkin kadar gelişmiş beyinlere sahipken, diğer yandan, hayatın getirdiği yükleri taşımaya yeterince hazırlıklı değillerdir. Gençler okullarda öğrenimin yanısıra toplumdaki yerlerini ve değerlerini öğrenirler. Bu yepyeni hayat döneminde, hem coşku ve neşe, hem de umutsuzluk, gelecek korkusu gibi çelişik duygular gençlerin hayatını yönlendirir.
* Toplumumuzda giderek yaygınlaşan şiddetin, uygulayıcısı, kurbanı veya çaresiz izleyici tanığı durumunda olan gençler, içine düştükleri karmaşadan çıkış yolunu kendi çabalarıyla bulamayabilirler.
* Gençleri şiddetten korumak için toplumsal sebeplerin ortadan kaldırılmasına yönelik çabaların yanı sıra, gençlerin umutlarını muhafaza etmelerini desteklemek için olumlu ve yapıcı düşünebilme becerilerini geliştirmek, gençlere kendini anlama ve anlatma fırsatları yaratmak, psikolojik gelişimi bir öncelik olarak belirlemek hem biz psikiyatri uzmanlarına, hem de bu çabaları destekleyecek siyasi iradeye iş düşüyor. (KÖ)