10. Düşünce Özgürlüğü İçin İstanbul Buluşması Başladı

10. Düşünce Özgürlüğü için İstanbul Buluşması, Intercontinentel Otel’de başladı.

Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim’in iki yılda bir organize ettiği İstanbul Buluşması bu yıl bianet, Uluslararası Şeffaflık Derneği ve Hakikat Adalet ve Hafıza Merkezi’nin işbirliğiyle gerçekleşiyor.

Açılışta Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim’den Berna Akkızal katılımcıları selamladı, İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, bianet’ten Erol Önderoğlu ve Hakikat Adalet Hafıza Merkezi’nden Murat Çelikkan konuştu.

10th Gathering for Freedom of Expression has started. pic.twitter.com/5rYcJPW73v
— Düşünce Özgürlüğü (@dusundusun) April 9, 2016

Prof. Tarhanlı: Güvenlik bir sınırlama ölçüsü olamaz

“Geçen yıl, sosyal medyanın ifade özgürlüğündeki rolü üzerine bir araştırma yapıldı. Araştırmaya göre, dünyadaki otokratik devletlerin internet alt yapısına ayırdığı fon ve yatırımlar daha demokratik devletlere kıyasla daha ön planda.

“Araştırma gösteriyor ki, sosyal medyanın gücü, otokratik ülkeler bağlamında bakıldığında, yapılan yatırımlarla paralel. Benzer sonuç, yani demokrasinin gelişimiyle internet kullanımı arasındaki bağların paralel olmaması, İfade özgürlüğüne odaklanmış bir aktivizm ve sonuçlarının tartışıldığı bu toplantıda bu bulguların altını çizelim.

“Türkiye hükümetleri bir süredir bir mottoyu dile getirip, tüm özgürlüklerle ilgili buna göre siyasi pozisyon alıyorlar. Özgürlük ve güvenlik dengesi mottosu. Bu kavram, geçen yıl kabul edilen İç Güvenlik Yasası’nın ilk paragrafında da vardı.

“Hukukta böyle bir denge yoktur. İnsan hakları hukukunda, özgürlük - güvenlik dengesi yoktur, özgürlük vardır. Sınırlanabilecek olan ve sınırlanmaması gereken özgürlükler vardır. Güvenlik bir sınırlama ölçütü olamaz. Bu aldatmacaya düşmemeliyiz. Çünkü bu sadece siyasi aktörlerin değil, demokrat çevrelerin de diline yerleşmiş bir kalıp.”

Önderoğlu: Uluslararası dayanışma en etkili eylemlerden

“Son günlerde hükümetin baskıyı, sadece gazeteci camiası ya da medya patronlarına yönelik değil, çok daha geniş bir şekilde, sivil toplum örgütleri ve akademinin genelini hedef alacak şekilde genişlettiğini görüyoruz. Bunu hem Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun hükümet programındaki sivil örgütlerin regüle edilmesi cümlesinde, hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Güneydoğu ile ilgili bir insan hakları raporunu hedef alarak söylediği ‘Ya bizden, ya karşıdan olacaksınız’ şeklindeki sert sözlerinde görüyoruz.

“Uluslararası dayanışma insan haklarını hedef alan yönetimlere karşı en etkili eylemlerdendir. İstanbul Buluşması yurtdışından gelen konuklarla birlikte iş yapmamızı geliştirebilecek gündemler açısından faydalı olacaktır.”

Çelikkan: Düşünce polisleri ortaya çıktı

“Bu toplantı ilk başladığı günden bugüne, Türkiye’nin ifade özgürlüğü açısından oldukça sorunlu bir dönemine denk geliyor. Özellikle Kürt meselesinin barışçıl çözümü ve tekrar çatışmalı döneme dönülmesinin birçok siyasal etkisi oldu.

“Toplam 310 günü geçen ablukalarla yaşanan yaşam hakkı ihlalleri ve sivil ölümler, yargı bağımsızlığı ve hukukun özgürlüğünün daha da gerilemesi, ifade özgürlüğüne mevcut olanın ötesinde çok ciddi sınırlamalar getirilmiş olması… Tüm bunlar terörle mücadele çerçevesinde yapılıyor.

“Bu, 11 Eylül’den sonra Amerika Birleşik Devletleri'nin geliştirip dünyaya hediye ettiği bir kavram. Herkesin terörist olma ihtimali var. İster akademisyen, gazeteci, hak mücadelesi veren hukukçular olsun, isterse de insan haklarından yana ifadelerde bulunan sanatçılar olsun. Bugün Türkiye’de herkes için böyle bir kabus ortamı var.

“Devletin ve savcılıkların yarattığı baskının ötesinde bugüne kadar pek rastlamadığımız biçimde ve Orwell’in 1984’te anlattığı biçimde bir ‘düşünce polisliği’ mekanizması oluştu. İster sosyal medya, ister basında herhangi bir açıklama nedeniyle sizin tüm sosyal medya hesaplarınızı tarayan, hükümet politikalarına aykırı ifadeleriniz varsa bunları bulan ve sizi hedef gösteren sivil düşünce polisleri var. Bu Türkiye’de de ifade özgürlüğünü daha da sınırlayan bir duruma getiriyor.”

Buluşma forum ve tanıklıklarla devam ediyor.

Buluşma devam ediyor

Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim’in iki yılda bir organize ettiği Düşünce Özgürlüğü için İstanbul Buluşması bu yıl bianet, Şeffaflık Derneği ve Hakikat Adalet ve Hafıza Merkezi’nin işbirliğiyle gerçekleşiyor.

Buluşmada cezasızlık, basın ve ifade özgürlüğü, hakaret davaları, sansür ve devletin hukuk sistemine müdahaleleri konuşuluyor. İki gün sürecek buluşmada yurtiçi ve yurtdışından çeşitli sivil toplum kuruluşları da yer alıyor.

9 Nisan Cumartesi ve 10 Nisan Pazar günleri 10.00-18.00 saatleri arasında gerçekleşen 10. Düşünce Özgürlüğü için İstanbul Buluşması’nın programına buradan ulaşabilirsiniz. (EA)