Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yeşim Arat ve Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Ayşe Gül Altınay, 18 ayda tamamladıkları "Türkiye'de Kadına Yönelik Şiddet" araştırmasını aynı adla kitap haline getirdiler.
Altınay ve Arat araştırma kapsamında Türkiye'de kadına yönelik şiddetin nasıl tanımlandığını, nasıl algılandığını ve gerek sivil toplum gerekse devlet düzeyinde ne tür mücadele yöntemleri geliştirildiğini inceliyor.
Araştırma, kadınların büyük çoğunluğunun "aile içi şiddet"i aile içinde çözülmesi gereken bir mesele olarak algılamadıklarını ve hükümete, yerel yönetimlere, devlet kurumlarına, yasalara ve mahkemelere bu alana müdahale etme konusunda önemli sorumluluklar yüklediğini gösteriyor.
TÜBİTAK tarafından desteklenen araştırmanın sonuçlarını, Arat ve Altınay bugün (7 Kasım) düzenledikleri toplantıda kamuoyuyla paylaştı.
"Anayasa herkesin yaşam hakkını garanti altına almayı ve kimsenin 'insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamayacağını' taahüt eder. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet de bu anayasal hakkın ihlali anlamına geliyor, bu ihlalin önlenmesi için devlete önemli sorumluluklar düşüyor."
Arat ve Altınay kitaplarının giriş bölümünde kadına yönelik şiddetin önlenmesinde devlete düşen sorumluluğu böyle gerekçelendiriyor.
"Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, Türkiye'li kadınların var olan potansiyellerini gerçekleştirmelerinin önündeki en önemli engellerden birisi. Bu derece önemli ve yaygın bir sorun olmasına karşın bu konuda yapılmış araştırma sayısı yok denecek kadar az. Araştırmamız bu boşluğu doldurmak üzere atılmış ve şiddet konusuna öncelik veren bir adım niteliğinde."
Görüşülen 150 kadar kadının ve bin 800 evli kadının ankete verdikleri cevaplardan şöyle bir tablo çıkıyor: