Başbakana Bir Değil Dokuz İsim Verelim!

Karikatüristlere açtığı davalar hatırlatıldığında bir ay önce Hürriyet gazetesi yazarı Fatih Altaylı'ya "Duruma göre bakacağız. Tabii ki haberim var. Oturup avukatlarımla karar vereceğim. Benim alındığım konu, karikatürün içinde imam hatip liselerinin kullanılması" diyen Başbakan Erdoğan, bundan geri adım atmayacağını açıkladı.

Aradan geçen süre içerisinde Başbakanın kızgınlığının geçmediği anlaşılıyor. Daha önce "Ben kediye değil, bu konuya hassasiyet gösterdim. Açıkça söyleyeyim, bu imam hatip meselesine bir mezun olarak çok alındım" diyen Başbakan, aynı tutumunu koruyor:

"O karikatürün bütününü hiç değerlendirdiniz mi? Bütününe baktığınız zaman, orada sadece bir kedi karikatürü yok. Orada bir imam hatip lisesi var. Ve imam hatip lisesi orada çözümsüz bir yumak olarak gösterilmiş. Biz de orada o yumağa sarılmış olarak gösterildik. Bütün o camia adeta o kara yumağa sarılmış halde gösteriliyor".

Ve bitiriyor: "Ben bir kere davamı açtım. O konuyu kapattım. Ben burada yasanın bana verdiği hak ve özgürlüğü kullanmış oluyorum".

"Ben bir kere davamı açtım"

Başbakanlığın karikatürlere hassasiyet gösterdiği biliniyordu. Ancak gazetecilerin Başbakan, AKP milletvekilleriyle yaptıkları görüşme ile ilgili Milliyet gazetesindeki haberde, Erdoğan'ın çizerlere dava açarak aslında "Başbakanlık makamını koruduğu"nu da öğreniyoruz.

Başbakan konu ile ilgili, "Yani biraz da bu tür şeyleri şahsınızda düşüneceksiniz. Başbakanlık bu noktada çok daha önemli, korunması gereken bir makamdır. Her topluluk liderleriyle vurulur, yıkılır. Eğer o liderleri koruma altına almazsanız, orayı çökertirsiniz" diyor.

İşte orada dururuz biz! Bizim hukuka ihtiyacımız yok, yeter ki, makamlar yerinde kalsın! Dergi ve resimleri tarar, ne gerekiyorsa yaparız ama karikatürler ve yazarların makamları tehdit etmesine müsaade etmeyiz! Gerekirse, karikatürleri benzetiriz yine bitiririz!

Başbakan, "Sorarım sizlere bizim dönemde sağlanmış özgürlükler hangi dönemde var? Bana söyleyebilir misiniz, düşünce ve fikir özgürlüğü sebebiyle, acaba şu dönemde 28 ay içerisinde kaç kişi hapse girdi? Bir tane örnek verin. Bundan önce satır satır her yerden toplanıp alınıyordu içeriye" demiş. Hemen yanıt verelim:

28 ay içerisinde "Uzun Yürüyüş" Dergisi Sorumlu yazı işleri müdürü Mehmet Ali Varış, Aylık "Özgür Kadının Sesi" dergisi yazı işleri müdürü Kadriye Kanat, "Alınterimiz" gazetesi eski yazı işleri müdürü Yaşar Çamyar, "Milli Gazete" eski yazarı Hakan Albayrak, Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri gazeteci Vedat Kurşun, Yeni Asya gazetesi yönetim kurulu üyesi ve yazarları Sami Cebeci ve Cevher İlhan, Başbakan gibi düşünceleri nedeniyle tutuklandılar. Avusturyalı gazeteci Sandra Bakutz, bir hapiste kaldıktan sonra tahliye edildi. "İşçi Köylü" gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Memik Horuz da, hapiste tahliye olmayı bekliyor.(EÖ/EÜ)