CHP: Yürüyüş devletin lütfu değil, vatandaşların hakkı
Fotoğraf: AA - Arşiv
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Faik Öztrak, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Öztrak, baro başkanlarının Ankara’ya yürüyüşünün polis tarafından Ankara girişinde durdurulması, haftasonu yapılan LGS sınavı, koronavirüs salgını ve ekonomi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Öztrak’ın açıklamaları özetle şöyle:
“Kapkara bir gün”
“İktidar baroları bölüp, parçalamaya uğraşıyor. Baro başkanlarının neredeyse tamamı söz konusu düzenlemeye itiraz ediyor.
“Baro başkanları tepkilerini dile getirmek için yürüyüş yaparak Anıtkabir'e gitmek istiyor ama başkentin girişinde polis barikatıyla durduruldular.
“Avukatlar ile kanunsuz emre uyan polisler arasında arbede çıktı. Bu hem Türk demokrasi tarihinde, hem yargı tarihinde kapkara bir gündür.
“Barışçıl gösteri ve yürüyüş devletin lütfu değil, tüm vatandaşların hakkıdır. CHP, hukuk devleti, savunma hakkı için mücadele veren gerçek hukuk insanlarının yanında olacak.
TIKLAYIN - Savunmaya polis engeli: "Tam bir hukuksuzluk"
“Çocukların sağlığıyla kumar oynandı”
“Hafta sonu 1 milyon 670 bin öğrenci LGS'ye girdi. Öğrenciler, veliler okul bahçelerine ‘balık istifi’ dolmak zorunda kaldı. Ne sosyal mesafe kaldı, ne de diğer tedbirler...
“Veliler, öğrenciler haftalardır buna bir çözüm bulunsun diye uğraştılar ama saray ahalisine ve kibirli sahibine seslerini duyuramadılar.
“Çocukların sağlığıyla büyük bir kumar oynandı. Yandaş yorumcular devreye girdi ve milleti sorumsuzlukla suçlamaya başladı. Süreci yönetenler gayriciddileşirse gerekli önlemi almazsa vatandaş ne yapsın?
TIKLAYIN - LGS sona erdi: Çocuklarımız bunu hak etmedi
“Testleri azaltıp vakaları düşük göstermek istiyorlar”
“Son dönemde salgınla mücadelede Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu’nun çelişkili ifadeleri var.
“Sağlık Bakanlığı hekimlerin test taleplerine kısıtlama getirdi. Hastayla teması olan ancak belirti göstermeyenlere artık test yapılmayacakmış. Hasta olmayan taşıyıcılar dikkate alınmayacakmış.
“Anlaşılan test sayısı azaltılarak, hasta sayısı düşürülmek isteniyor. Sağlık Bakanı, her gün milleti 'tedbir almıyorsunuz' diye suçlayıp duruyor. Peki, test sayısını çoğaltmak gerekirken azaltmak nereden çıktı?
“Almanya’da her 1 milyon kişi için yapılan test sayısı 60 bin, Türkiye'de 35 bin.
“En büyük 10 ekonomi!”
"Haftasonu öğrendik ki dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefine hiç olmadığımız kadar yakınmışız! Bunu kim söylüyor? Millete salgın günlerinde IBAN numarası atıp, para dilenen sarayın kibirlisi söylüyor.
“Madem işler bu kadar iyiydi, millete IBAN numarası gönderip bu ülkeyi dünyaya rezil edeceğinize, milletin hesabına para gönderseydiniz. Esnaf, işçi, çiftçi, sanayici şu salgında herkes perişan oldu.
“Madem ekonomi ilk 10'a girecek kadar güçlüydü, şu zor günlerde evde oturmak zorunda kalan esnafın, çiftçinin, işçinin zararlarını telafi etseydiniz.
“Millete beş maskeyi bedava dağıtamadınız ama 'maske takmayana 900 lira ceza yazacağım' diyorsunuz. Ondan sonra da kalkıp, 'en zengin 10 ülkeden biri olmaya her zamankinden yakınız' diyorsunuz. Bunlar çıktıkları kibir kulelerinde, artık herkesi kör, alemi de sersem sanıyor.
“Sadece son iki yılda, milli gelir 100 milyar dolar eriyerek 754 milyar dolara düştü, bu yıl 700 milyar doların da altına inecek.
“Türkiye 2017'nin sonunda dünyanın en büyük 17. ekonomisiydi. 2019'da 19. sıraya düştü.
"Erdoğan yönetimi 18 yılda ülkemizi 20 yıl önceki seviyesine düşürecek. Hem de çok daha fazla borçla. Geçmiş tüm cumhuriyet hükümetlerinin mirasını, elde avuçta kalan her şeyi satmış, rehin etmiş bir ekonomi olarak. 20 yılda döneceğiniz dolanacağız sonunda aynı yere geleceğiz.”
TIKLAYIN - Türkiye Ekonomisinin Son 17 Yılı
(EKN)