Çocuklara Bütçe, Uzman; Basına Takip Gerek

İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi, Urla'daki Barbaros Çocuk Köyü'ndeki taciz ve tecavüz iddiaları ve sonrasında yaşanan olayları "çok boyutlu bir çocuk istismarı" olarak değerlendirerek "Bu olayın çocuk koruma sisteminin geliştirilmesinde bir dönüm noktası olmasını öneriyoruz" dedi.

Baro Başkanlığı da, devletin ve toplumun, hem Anayasa hem de Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nden (ÇHS) kaynaklanan "çocukları her tür ihmal ve istismardan koruma görevi" olduğunu vurguladı.

Merkez, çocukları istismardan korumak için çocukların söylediği öykülere inanılması gerektiğini ve iddiaların uzmanlar tarafından gizlilik içinde araştırılması gerektiğini söyledi.

Merkezin bütün bu kuralların ihlal edildiğini söylediği Urla'daki olayla ilgili dikkat çektiği noktalar şunlar:

* Kurumda çocukların cinsel yönden istismar edildiklerine ve bunun yetkililerce bilinmesine rağmen gereğinin yerine getirilmediğine dair bir iddia bulunmakta. Bu iddianın doğru olup olmadığı ancak yargılama süreci sonunda anlaşılacak.

* Çocukların vücut muayenelerinin yasaya aykırı ve iradeleri hilafına yapılmış olması; olayın basında yer alış biçimi; kurum çalışanlarının kendilerini savunurken çocukların özel hayatlarına dair bilgileri vermesi ayrı ayrı bir istismar ve hukuka aykırılık oluşturuyor.

Kurum yöneticileri ve çalışanları, soruşturma ile görevli makamlar, basın mensuplarının her birinin eylemi ayrı bir istismar ve hukuka aykırılık oluşturmaktadır.

Çocukları SHÇEK'ten kim koruyacak?

Bu olayın koruma sisteminin ve önleyici tedbirlerin yetersizliğini ağır bir şekilde ortaya çıkardığını söyleyen Merkez, bunun son vaka olması için sistemin her aşaması üzerinde inceleme yapılması gerektiğini söyledi.

"Tüm bu sorunların temelinde, çocukların ailelerinin korunmasından uzak düşmesine neden olan riskleri ortadan kaldırmaya yönelik politika ve hizmetlerin üretilememiş olması yatmaktadır. Artık risk altındaki çocuklara ve ailelerine yönelik politikalar ve hizmetler devletin ve toplumun en önemli gündemlerinden birini oluşturmalıdır".

Ailesinin bakımından yoksun olan çocukları korumakla yükümlü olan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nda (SHÇEK) gerçekleşecek istismarlarda çocukları koruyacak bir kurum bulunmadığına dikkat çeken Merkez, "Etkin bir koruma modeli için, kamu vesayeti kurumu ile bakım ve koruma hizmeti veren kurumların mutlaka birbirinden ayrılması gerekmekte" dedi.

Merkez tarafından yapılan açıklamada aşağıdaki başlıkların da tartışılması gerektiği vurgulandı:

* Çocukların korunmasına bütçeden ayrılan payın yetersiz olması,

* Kurumların yetersiz ve uzman olmayan personel ile çalışmaları,

* Kurumların bağımsız denetim makamlarının olmaması,

* Kurumların aile benzeri model yerine yurt - yuva biçiminde çalışmaları,

* Soruşturmalarda çocukları koruyucu yöntemler,

* Adalet sistemi içerisinde çocuk koruma konusunda uzmanlaşmış personelin bulunmaması,

* Basın Yasasında yer alan çocukların korunmasını amaçlayan yasaklara uyulmaması ve bu yasa ihlalinin takipsiz bırakılması.(EÜ/YS)