İnsan Hakları Derneği (İHD), İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) ve Van Barosu üyelerinden oluşan heyetin Ejder Demir'in 13 Eylül'de öldürülmesiyle ilgili raporunu tamamladı; araştırma için hükümeti ve Meclis'in İnsan Hakları Komisyonu'nu göreve çağırdı.
Demir, Özalp ilçesi Koçkıran köyünde vurulmuş, Van Yüzüncü Yıl Araştırma Hastanesi'ne götürülürken ölmüştü. Köylüler Demir'in askerlerce öldürüldüğüne dair iddialarla İHD'ye başvurmuşlardı.
Raporda görgü tanıkları, iki minibüsle gelen, ellerinde uzun namlulu silahlar bulunan sivil giyimli askerlerin Demir'i ablasının evinden dışarı çağırdıklarını, Demir minibüslere doğru ilerlerken amcasının oğlunun evden çıkarak ona "Dur gitme, birlikte gidelim" dediğini, Demir'in yanıt vermek için döndüğünde askerlerin ateş ettiğini ve Demir'in yere düştüğünü anlatıyorlar.
Tanık anlatımlarında, daha sonra köylülerin, ablasının ve eşinin Demir'e doğru koştukları, ancak askerlerin yaklaşanların üzerine de ateş açtığı, Yüzbaşı Murat Karaman'ın Demir'in başına silah dayayarak "Seni öldüreceğim" dediği, askerlerin Demir'in ablasına ve eşine de fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği bilgileri yer alıyor.
Köylüler askerlerin Demir'i, ablasını ve eşini arabaya bindirdiklerini, kendilerinin de arabayla onları takip ettiğini, yolda Demir'in ambulansa aktarıldığını ve hastaneye götürüldüğünü de anlatıyor.
Özalp Kaymakamlığı'na vekalet eden Saray Kaymakamı Ali Yılmaz, raporda olayı öğrenince ambulans gönderdiğini, kendisine gelen bilgilerin "kaçma durumu olduğu ve silahlı çatışma" olduğunu söylüyor.
"Daha önceden de yörede benzeri olaylar oldu ancak biz bundan dolayı mağdur olan ailelere yardımcı oluyoruz, hatta çocuklarını da okula gönderiyoruz" diyen Yılmaz, "Olaya karışmış olan güvenlik görevlilerinin açığa alınması ya da görevden el çektirilmesi bizim yetkimizde değil" diye konuşuyor.
Otopsi raporuysa Demir'in kuyruk sokumunun 10 santimetre üstünden giren ve karın bölgesinden dışarı çıkan G3 piyade tüfeği mermisinin neden olduğu yaralanmaya bağlı "iç kanama ve organ harabiyeti sonucu solunum durması olduğu"nu yazıyor.
Rapora göre, askerlerin çatışma iddiasına karşın, askerlerin ateş ettiği bölge dışındaki bir yerde boş kovan bulunamadı.
Köylüler, raporda, Demir'e hiçbir "dur" ya da "teslim ol" ihtarı yapılmadığını da belirtiyor.
Bir köylü olaydan birkaç gün önce, köye gelen Yüzbaşı Murat Karaman'a köyün neden abluka altında olduğunu sorduklarını, yüzbaşınınsa Ejder Demir'e küfrettiğini "Ben istediğimi almazsam bu rütbeleri söker atarım” dediğini anlatıyor.
"Bu konuşmamızdan bir hafta sonra köyün içinde Ejder aleyhinde konuşarak 'Bana Ejder'i teslim edin, bana teslim etmezseniz ben onu diri yakalayıp size ölü teslim edeceğim' dedi."
Raporda heyet, şüpheli askerlerin görevden hâlâ uzaklaştırılmamış olmasının, "soruşturmanın sağlıklı yürümediği kanaatini uyandırdığını" yazıyor. Ayrıca Demir'in ailesine hiçbir psikolojik yardım yapılmadığını, bunun ciddi bir sağlık hakkı ihlali olduğunu da belirtiyor.
İHD Van Şube Başkanı Cüneyt Caniş, MAZLUMDER Van Şube Başkanı Abdülbasit Bildirici, Van Barosu'ndan Ümit Avcı ve İHD Van Şubesi'nden Hüseyin Ayaz'ın oluşturduğu heyet, şu noktaların aydınlatılması gerektiğini söylüyor: