Haberin Kürtçesi için tıklayın
“Herkes biliyor ki katliamların gerçek failleri hâlâ yakalanmadı, gerçek sorumlular araştırılmadı. “Gerçek failler” faal durumda. Herkes bu katliamlardan kimlerin “fayda” sağladığını da çok iyi biliyor ve bu “fayda”nın siyasi aktörleri hâlâ ülkeyi yönetiyor.”
10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, 24 Kasım'da görülecek duruşma öncesi yayınladığı açık mektupla, yargı makamlarını görevlerini yerine getirmeye çağırdı.
Avukatlar, tüm katliam davalarında delillerin toplanmasını, gerçeklerin ve katliamlardan sorumlu herkesin bir an önce ortaya çıkarılması için tüm soruşturma ve kovuşturmaların uluslararası standartlar ve ceza ilkeleri gözetilerek yapılmasını ve firari sanıkların bir an önce yakalanması için gerekli çalışmaların yapılmasını talep etti.
“Katliam failleri IŞİD’lilerden ibaret değil; devletin sorumluluğunu gizleyemezsiniz” diyen avukatlar, bunun sebeplerini şöyle sıraladı:
Cezasızlık politikası devam ediyor |
Avukatlar ayrıca, cezasızlık politikasının devam ettirildiğini belirterek dosyaların bir şekilde kapatılmaya çalışıldığını açıkladı: “Katliamın soruşturması esnasında olduğu gibi yargılaması boyunca da deliller toplanmamış, tanıklar dinlenmemiştir. Halen süren yargılama boyunca avukat komisyonumuzun gerçek faillerin bulunmasına yönelik tüm talepleri reddedilmiştir. Faillerle ilişkisi saptanan ya da görev ve sorumluluklarını yerine getirmediği anlaşılan kamu görevlileri hakkında hiçbir işlem yapılmamıştır. Üstelik davaya başından beri bakan mahkeme heyetinin tüm üyeleri ve duruşma savcısı aniden değiştirilmiştir. En son, katliamın bomba malzemeleri alırken ihbar edilen Yakub Şahin’le ilgili ihbar evrakını saklayan soruşturma savcıları hakkında yaptığımız şikayet, Yargıtay tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeksizin tek satırla reddedilmiştir. Bütün bunlar Ankara katliamıyla ilgili sürecin bitirilmeye çalışıldığını ve biz gerçek faillere ulaşmaya çalıştıkça, önümüze daha fazla duvarlar çekildiğini açıkça göstermektedir. Aynı şekilde firari sanıkların bulunduğu, tutuklu tek sanığın ise tek bir duruşmaya bile bizzat katılmasının sağlanmadığı Suruç katliamı dosyasında da aynı eksikliklerle yargılama yürütülmüş, deliller tam olarak toplanmadan ve gerçek failler açığa çıkarılmadan karar verilmiştir. Yine Diyarbakır miting katliamı dosyasında da aynı gelişmeler ve eksiklikler yaşanarak karar verilmiş, hatta sanıklarla çok sıkı ilişkisi olduğu anlaşılan bir sanık, dosyada aleyhinde deliller bulunmasına rağmen beraat ettirilmiştir. Bütün bunlar bir arada düşünüldüğünde 2015 dönemindeki katliam dosyalarının tıpkı daha önceki yıllarda yapılan katliam yargılamalarında olduğu gibi mevcut sanıklar ve mevcut delillerle bir an önce kapatılmaya çalışıldığı açıkça görülmektedir.” |
(AS)