"Geçmiş Travmaları Ancak Ortak Bellekle Tamir Edilebilir"

Atina'daki Küçük Asya Araştırmaları Merkezi'nin (KMS) yöneticilerinden İstanbul doğumlu Stavros Anestidis, Anadolu'daki Rum Ortodoks nüfusunun ortak belleğini anlatmak için geldiği İstanbul'da bianet'e konuştu.

DEPO'daki 'Arşivden Sonra?' konuşma dizisinde yaptığı konuşmada Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi üzerine merkezin geniş arşivinden örnekler vererek konuşma yapan Anestidis, arşivdeki en önemli dönemin mübadele yılları olduğunu söylüyor.

Anadolu Rumları'nın belleğindeki en önemli anıyı sorduğumuzda Anestidis, düşünmeden "Maalesef onları etkileyen ayrılış süreciydi, yani mübadele yıllarıydı" diyor ve ekliyor: "Doğdukları, büyüdükleri, bildikleri yerlerden koptular. Bir çoğu üzerinde travmatik bir etki yarattı."

"Mübadele yıllarının tanıklığı ağır"

"Arşivin büyük çoğunluğu 1923-24 dönemiyle ilgili. Yaşadıkları sosyal, kültürel boyut, ama tabii ki önemli bir kısmı da Anadolu'yu terk ettikleri sürecin ağır tanıklığı...

Tam da bu noktada ortak arşiv çalışmasının önemine vurgu yapan Stavros Anestidis, "Anadolu'da olan birlikteliği ön plana çıkarmak çok önemli" vurgusu yapıyor:

"Özellikle genç kuşak Rumlar'ın bu konuyla ilgilenmesi çok önemli. Geçmişin travmaları ancak ortak belleği hatırlatmakla tamir edilebilir."

"Kurtuluş sokaklarını çok özlüyorum"

Stavros Anestidis, Şişli sokaklarından Atina'daki araştırma merkezine giden hikayesini ise şöyle özetliyor:

"Ben İstanbul'da doğup büyüdüm. Lise 1'den sonra ailece Atina'ya yerleştik 1970'li yılların karışık sürecinde.

"İstanbul'u terk eden bütün Rumlar gibi aklımızda olmayan bir durumdu ama oldu o süreçte.

"Bu kadar süre geçmesine rağmen bende de annem ve babamda da ağır basan bir Türkiye nostaljisi var.

"Burada en çok özlediğim doğup büyüdüğüm Kurtuluş sokakları. İlk öğrenimimi görmüş olduğum Kurtuluş Rum İlkokulu, vaftiz olduğum Aya Dimitri Kilisesi ve Saint Michelle Lisesi'ndeki yıllarım. Lise arkadaşlarımla görüşüyoruz çok şükür.

"Eşim İstanbul'a aşık oldu"

"Benim eşim Yunanlı. Ona anlatıyorum devamlı. İstanbul'a ilk geldiğinden beri buraya aşık oldu.

"Mesleki bir görev de bu benim için. Tüm bunları yaptığım konuşmalarda, katıldığım sempozyumlarda tabii ki anlatıyorum... Bu işimin en sevdiğim yanı..." (PT)