*Fotoğraf: BAK
Anayasa Hukukçusu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun (OHALİİK) “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan Barış İçin Akademisyenleri dosyalarına verdiği “ret” kararına ilişkin açıklama yaptı.
Kaboğlu, yazılı olarak yaptığı açıklamada, “OHAL’in araçsallaştırıldığına” vurgu yaptı ve Anayasa Mahkemesi’nin Barış Akademisyenleri için verdiği beraat kararına dikkat çekti:
“AYM kararı sonrasında Barış Akademisyenleri davalarının beraat kararları ile kesinleşmiş olmasına rağmen Komisyon ret yönünde karar vermiştir. Anayasa’yı yok sayan Komisyon, hak arama hürriyeti önünde ciddi ve yapısal bir engel oluşturuyor. Her ne kadar OHAL hukuken sonlanmış görünse de; onun yarattığı bu tip yapılar, böylece varlıklarını idame ettiriyor.
TIKLAYIN-OHAL Komisyonu 37 Barış Akademisyeninin daha başvurusunu reddetti
"Komisyon açık ihlalden sorumlu"
Doğal hâkim ilkesine aykırı şekilde kurulmuş olan ve kararlarını hangi hukuk ölçütlerine göre aldığı anlaşılamayan Komisyon’un ret yanıtı, yargı kararlarının gereklerine aykırı şekilde ve Anayasa madde 138 ve 153’ü ihlal ederek, anayasal düzeni askıya almaktadır. Bir başvuru yolu olarak öngörülen OHALİİK, hak arama yolunu kilitlemenin ötesinde adeta bir suç örgütüne dönüşmüş bulunmaktadır.
Gerçekten, ağır ceza mahkemeleri ve Anayasa Mahkemesi tarafından verilmiş olan aklama kararlarına karşın Barış Akademisyenlerinin başvurularını reddeden OHALİİK; ifade özgürlüğünün yanında, hukuki dayanak, gerekçe ve usul açılarından hukuki belirlilik ve güvenlik ilkelerinin ve böylece anayasal hukuk devleti ilkesinin sistematik ve açık ihlalinden sorumludur.
"Masumiyet karinesi yok sayıldı"
Komisyon, verdiği kararlar ile adeta mahkemeler üstü ve paralel fiili bir yapı gibi hareket etmektedir. OHALİİK, kendini devlet üstü ve hukuk dışı bir yere konumlandırmış, masumiyet karinesini ve adil yargılanma hakkını sıfırlamıştır.
Özgürlük – Eşitlik – Adalet üçlüsü, KHK’ler ve OHALİİK eliyle yok edilmektedir. Demokratik hukuk devletine olan inancımız, OHALİİK gibi hak-hukuk-adalet öğütücüsü maşalara boyun eğmeyecektir."
AYM ihlal, yerel mahkemeler beraat verdi
Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzaladıkları için “terör örgütü propagandası yapmak” gerekçesiyle cezalandırılan 10 akademisyenin bireysel başvurusunu 2019 yılında karara bağladı ve akademisyenlerin ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar verdi.
AYM'nin verdiği ihlal kararı yargılanan bütün akademisyen dosyalarını kapsamıştı ancak geldiğimiz noktada OHAL İnceleme Komisyonu, AYM’nin verdiği ihlal ve mahkemelerin verdiği beraat kararını tanımayarak, akademisyenlerin mesleklerine geri dönüşlerine ret yönünde karar verdi.
Akademisyen yargılamaları hakkında
10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin (BAK) "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi 1128 akademisyenin imzası ile yayınladı. Sonraki katılımlarla imza sayısı 2212 oldu.
Akademisyenler hakkında Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı.
26 Temmuz 2019 itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı 646 oldu. 146 akademisyen 1’er yıl 3’er ay; 18 akademisyen 1'er yıl 10'ar ay 15'er gün; 8 akademisyen 1'er yıl 6'şar ay; 2 akademisyen 1'er yıl 6'şar ay 22'şer gün; 17 akademisyen 2 yıl 3 ay; 7 akademisyen 2 yıl 6 ay; 5 akademisyene 2 yıl 1 ay; 1 akademisyen 3 yıl olmak üzere davası sonuçlanan toplam 204 akademisyenin tamamı hapis cezasına mahkum oldu.
36 kişinin cezası ertelenmedi
204 kişi içerisinden 29 kişinin hapis cezası 2 yılın üstünde kaldığı için (CMK md. 286), 7 kişi ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediği için toplamda 36 kişinin mahkumiyet kararı ertelenmedi. İtiraz yoluyla İstinaf Mahkemesi’ne giden mahkumiyet kararlarından cezası onanan Prof. Dr. Füsun Üstel 8 Mayıs'ta cezaevine girdi.
Cezası ertelenmeyen akademisyenlerin isimleri şöyle:
Ayşe Erzan, Özdemir Aktan, Nesrin Sungur Çakmak, Füsun Üstel, Büşra Ersanlı, Lütfiye Bozdağ, Şebnem Korur Fincancı, Özgür Müftüoğlu, Yonca Demir, Gençay Gürsoy, M.A., Alper Akyüz, Ahmet Bekmen, Nihan Aksakallı, Hülya Kirmanoğlu, İsmet Akça, Haydar Durak, İlkay Özkuralpli, Öznur Yaşar Diner, Remzi Orkun Güner, Esra Kaliber, Eda Aslı Şeran, Aysuda Kölemen, İlkay Yılmaz, Zeynep Tül Süalp, L.N., S.A., Gevher Gökçe, Çare Olgun Çalışkan, Nevin Zeynep Yelçe, Ali Kerem Saysel, Koray Çalışkan, S.I. Süreyya Topaloğlu, Ayşe Gül Altınay, Noemi Levy Aksu.
TIKLAYIN - Akademisyen yargılamalarında cezalar
Barış akademisyenleri 10 Mart 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi nedeniyle yaşadıklarını basın toplantısında paylaştılar. Toplantıda açıklamaları yapan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy (15 Mart 2016) ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı (31 Mart 2016) TMK 7/2'de düzenlenen “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandılar, 22 Nisan 2016’da serbest bırakıldılar. Savcının talebi üzerine Adalet Bakanlığı “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"yı düzenleyen TCK 301. maddeden yargılanma izni verdi. Dava TMK 7/2'den sürüyor.
Akademisyen yargılamaları haberlerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Barış Akademisyenleri’nin beyanlarının tam metinlerine buradan ulaşabilirsiniz.
|
(RT)