Kadınların Korunmasının Yolu Sığınma Evi

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi'nden avukat Elif Yar, jandarmaya 14 kez şikayet ettiği halde eve kapatılarak şiddete maruz kalan Rukiye Onur olayının sığınma evlerinin önemini bir kez daha gösterdiğini söylüyor.

bianet'in görüştüğü aynı zamanda Yar, "sığınma evlerinin yaygınlaştırılması ve işlevsel hale getirilmesi gerekiyor" diyor.

14 başvurunun ardından 20 gün ahır hapsi

Hürriyet'in haberine göre, Muğla'nın Yatağan ilçesinde yaşayan Rukiye Onur, daha önce iki kez kolu bir kez bacağı kırıldığı için jandarmaya başvurarak şikayetçi olmuştu.

Son olarak dayağa maruz kaldığı iddiasıyla köylülerin Turgut Beldesi jandarma karakoluna başvurmasıyla Rukiye Onur gözaltına alınmış, Hürgez Onur gözaltına alınarak serbest bırakılmıştı.

Evine geri gönderilen Rukiye Onur, 20 gün eşi tarafından işkenceye maruz kaldığı iddiasıyla Jandarma Karakolu'na başvurdu. Onur, tedavi altına alındı.

Yasaların sınırları bizi çok zorluyor

Yar, kadınların şikayetlerine cevap almakta yaşadıkları güçlüklerin polis ve savcılık süreciyle birebir ilgili olmadığını söylüyor.

Buralarda yaşanan sıkıntılara rağmen bir diğer sıkıntı kadınların yerleştirilecekleri sığınma evlerinin yetersizliği. Yar karakollarda özel birim olması gerektiğini de ifade ediyor.

Yar, Karakol ve savcılıkta kadınların başvuruları ardından başlayan sürecin çok ağır işlediğine işaret ediyor. Bütün süreçlerin yerinde işlediği durumlarda da hakimlerin "evden uzaklaştırma" kararı verdiğini anlatan Yar, bu durumda da kararın uygulanması için polisin bilinçli olması gerektiğini vurguluyor.

Yar ekliyor:

"Polisin bütün bunları sorunsuz gerçekleştirmesi bir ümit. Sadece yasalar her şeyi çözemez. Valilikler, belediyeler sığınma evleri tesis etmeli. Onları korumalı. Bununla ilgili prosedür çok sınırlı. Ayrıca sığınma evini tahsis etmek yetmiyor, eşlerin orayı basıp olay çıkarmasını engellemek için sığınma evlerinin çok iyi korunması ve saklanması lazım." (AÖ/NZ)