Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Gaye Erbatur, medyadaki cinsiyetçiliğin nedenlerinin, toplum üzerine etkilerinin araştırılması ve soruna çözüm önerilerinin oluşturulması için bir meclis araştırması açılmasını istedi. Erbatur araştırmada medya çalışanları, yöneticileri ve ilgili sivil toplum örgütlerinin de görüşlerinin alınması gerektiğini belirtti.
Erbatur'un önergesinde bulgularından örnekler verdiği Medya İzleme Grubu'ndan (MEDİZ) Doç. Dr. Hülya Uğur Tanrıöver, konunun Meclis'in gündemine gelmesini sevindirici bulduğunu bianet'e söyledi.
"Medyadaki cinsiyetçiliğin -her alandaki cinsiyetçiliğin olduğu gibi- siyasal bir konu olarak belirlenip Meclis'in gündemine gelmesi olumlu. Kadınların sorunları siyasal sorunlardır. Bizim derdimiz siyasal. Mutluyum, takdirle karşılıyorum."
Tanrıöver kurulacak olası bir araştırma komisyonunun başta MEDİZ olmak üzere bu konuda çalışan kadın örgütleriyle yakın ilişkide olması gerektiğini söyledi. Ayrıca medya çalışanlarıyla da birlikte çalışılması gerektiğini de ekledi.
Kadınların ağırlıkta olacağı bir komisyonun "siyaseten doğru" olacağını belirten Tanrıöver, "Bu konuya duyarlı ve gerçekten emek veren erkekler varsa, onlarla da çalışılmalı" dedi.
Tanrıöver, komisyonun çalışmasının çıktısının medyada yönetici kadrolar için kadın kotasından, cinsiyetçi yayın yapanlara yönelik telkinlere kadar birçok konuyu içerebileceğini söyledi.
Erbatur'un da önergesinde yer verdiği, MEDİZ'in medyada cinsiyetçilikle ilgili bazı istatistikleri şöyle.
Önergesinde, bu istatistiklerin "kadın erkek eşitliği kampanyalarının halen medyada gerekli yansımayı yaratamadığını" gösterdiğini söyleyen Erbatur medyada kadının temsiline dair de şunları yazdı:
"Gerek reklam kuşakları olsun, gerek program ve habercilik anlayışları olsun kadını halen erkeğe bağımlı, 'evinde mutlu', erkeğin ardından gelen, birincil görevi çocukları ve kocasının bakımı olan bir kişi olarak göstermektedir. Kabul edilir ki bu durum kadının toplumsal yaşamda ve ekonomik hayatta birey olabilme mücadelesini büyük sekteye uğratmaktadır. Bu mücadelenin başarıyla sonuçlandırılabilmesi için medya kuruluşlarının da yayın anlayışlarında değişikliğe gitmeleri şarttır. Artık kadını 'arka sayfa güzeli' ya da gündüz kuşağında ağlayan 'aldatılmış, çaresiz kadın' olarak gören anlayıştan uzaklaşılmalıdır." (TK/EZÖ)