Polonya’da kürtaj yasağı nedeniyle bir kadın öldü

Polonya'da Ocak ayında yürürlüğe giren kürtaj yasağı bir kadının ölümüne neden oldu.

Pszczyna şehrinde, doktorlar fetüsün kalbi attığı sürece kürtajı reddettiği için 22 haftalık hamile olan 30 yaşındaki Pani Izabeli isimli kadın hayatını kaybetti.

Kadın hakları savunucuları "Bir fazla ölüm istemiyoruz!" sloganıyla yeniden eylemlere başladı, Varşova'da çok sayıda kadın Anayasa Mahkemesi'nin önünde mum yaktı.

TIKLAYIN - Polonya: Tartışmalı kürtaj yasağı yürürlüğe girdi

TIKLAYIN - Polonya'da kürtaj yasağı sonrası kadınlar sokakta

euro|topics'in yaptığı derlemeye göre Polonya basını da kürtaj yasağını yeniden tartışıyor.

Doktorlar korku içinde

Polonya'da günlük yayınlanan Gazeta Wyborcza, doktorların kadınların hayatlarını kurtarmaktan korktuklarına dikkat çekiyor:

"Kadının hamileliğinin 20. haftasında yatırıldığı hastanede fetüs ölene kadar beklediler. Sonra hasta da öldü. Geride kocasını ve kızını bıraktı. Bu küçük kızın annesi artık eve geri dönmeyecek, çünkü birisi karnında taşıdığı fetüsün ondan daha önemli olduğuna karar verdi. Bu ülkede kürtaj yasak olduğu için, yasanın izin verdiği istisnai durumlar çok nadir olduğu için. Üstelik doktorlar -gizlice söylediklerine göre- bu istisnaları uygulamaya korkuyorlar. Kadınların hayatlarını kurtarmaktan korkuyorlar. ... Şehir ne kadar küçükse bu korku daha da fazla."

İrlanda örnek olmalı

Haftalık yayınlanan Polytika dergisi ise kürtaj konusunda kapsamlı bir bilgilendirme kampanyası yapılarak referanduma gidilmesini öneriyor ve İrlanda örneğini veriyor:

"Katolik İrlanda'da, kürtaj hakkının yasalara girmesi, benzer trajik koşullarda ölen 31 yaşındaki Savita Halappanavar vakasında yaşanan toplumsal şokun ardından gerçekleşti. ... İşleyen bir demokraside bu tür trajedilere yanıt, toplumsal bir tartışmadır. İrlanda'da bu tartışma kürtajın yasallaştırılmasıyla ilgili bir referanduma yol açtı. Seçmenin üçte ikisi olumlu oy kullandı, parlamento kürtajın yasallaşmasını kabul etti. Bu konu ülkemizde de böyle çözülmeli: Önce herkese açık, kapsamlı bir bilgilendirme kampanyası, ardından tartışma ve referandum." (KÖ)