Polonya İstanbul Sözleşmesi'nden çekiliyor

*Cuma günü yapılan gösterilerinde hükümetin kadın ve LGBTİ+ politikaları protesto edildi.

Polonya Adalet Bakanı Zbigniew Ziobro, İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen belgenin "zararlı" olduğunu, çünkü okulların çocuklara cinsiyet hakkında bilgi vermesini gerektirdiğini söyledi.

TIKLAYIN - 7 Soru, 7 Yanıt: İstanbul Sözleşmesi Nedir, Ne Getiriyor?

11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılan ve 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe giren sözleşmeye ülkesinde gerek olmadığını öne süren Adalet Bakanı "Polonya'da son yıllarda yapılan reformların kadınlar için yeterli koruma sağladığını" da iddia etti.

Süreç resmen başlayacak

Bakan Ziobro, hükümetin 2015 yılında onayladığı anlaşmadan çekilme sürecine Pazartesi (yarın) resmen başlayacağını söyledi.

"Ebeveyn haklarını ihlal ediyor" savunması

Bakan sözleşmenin ebeveynlerin haklarını ihlal ettiğini ve "ideolojik nitelikte unsurlar içerdiğini" iddia ediyor.

İktidardaki Yasa ve Adalet (PiS) partisi ve koalisyon ortakları Katolik Kilisesi ile birlikte çalışmakla eleştiriyor.

Sağ kanat hükümeti daha önce de geleneksel aile değerlerini teşvik etme sözü vermişti.

"Komünizmden yıkıcı"

Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, LGBTİ+ haklarının tanıtımını komünizmden daha yıkıcı bir "ideoloji" olarak tanımladığı bir kampanya sonrasında bu ayın başında yapılan seçimler sonucunda ikinci dönemine girdi.

Not: Polonya, LGBTİ + hakları bakımından Avrupa Birliği (AB) üyesi en kötü ülke seçilmişti.

Varşova sokaklarında protestolar

Binlerce insan, Cuma günü, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme ihtimalina karşı Cuma günü başkent Varşova'nın sokaklarına çıktı.

Şehirdeki yürüyüşün organizatörü Marta Lempart, Reuters haber ajansına verdiği demeçte, "Amaç aile içi şiddeti yasallaştırmaktır" dedi.

TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi'nin tam metni

İstanbul Sözleşmesi ne diyor?

"Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı", Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda 2011'de kabul edilerek yasalaştı.

İstanbul'da imzaya açıldığı için İstanbul Sözleşmesi olarak da anılan Sözleşme'yi ilk imzalayan ülke Türkiye oldu.

Sözleşme, ''kadına yönelik şiddet'', ''aile içi şiddet'', ''kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet'', ''kadın'' kavramlarını tanımlıyor.

Uluslararası alanda kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olma özelliğini taşıyan sözleşme şunları içeriyor:

İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini kapsıyor.
Sözleşme çerçevesinde eviçi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde kadının korunmasını esas alıyor.
Kadınları konumlandırırken "aile" olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmiyor.
Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda.
Devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü de devlete ait.

(PT)