İstanbul Barosu Rabia Naz Komisyonu, 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan'ın ölümüyle ilgili soruşturmaya takipsizlik kararı verilmesine itiraz etti.
TIKLAYIN - Rabia Naz soruşturmasında takipsizlik kararı
TIKLAYIN - Rabia Naz dosyası: "Savcı ifadelerden kes-yapıştır yapmış"
Giresun Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderilmek üzere İstanbul Savcılığı'na takipsizlik kararına itiraz dilekçesi sunan Komisyon şu açıklamayı yaptı:
"Rabia Naz Vatan 12 Nisan 2018 tarihinde yaşadığı apartmanın önünde yaralı olarak bulunmuş, kaldırıldığı hastanede vefat etmiştir. Rabia Naz vefatı hastanede şüpheli ölüm olduğu bildirilmiştir. Rabia Naz'ın şüpheli ölümü iki sene sonra savcının apartmanın terasından düştüğüne dair kanaatiyle ile kapatılmıştır. Rabia Naz dosyasının üzerinin kapatıldığını, delillerin karartıldığını açıkça görüyoruz. Ancak hala bazı incelemelerle Rabia Naz'ın ölümünün aydınlatılabilir."
Anne Atika Vatan ve baba Şaban Vatan adına avukatlar Kemal Aytaç, Seher Eriş, Baran Kaya, Medine Turantaylak, Gültennur Batmaz, Özlem Burçin Şahan, İsmail Emre Telci, Ekin Baltaş ve Fatoş Gürbostan karara itiraz etti.
İtiraz dilekçesinde takipsizlik kararının; gerekli ve yeterli inceleme yapılmaksızın, deliller hukuka uygun bir şekilde toplanmaksızın verildiği belirtildi.
"Karara itiraz etme zorunlulu hasıl olmuştur" denilen itirazda özetle öne çıkan noktalar şöyle:
"Eğer Rabia Naz'ın ölümünün yüksekten düşme/atlama/atılma nedeni ile gerçekleşmiş olması halinde söz konusu düştüğü/atladığı/atıldığı iddia edilen yüksekliklerden daha alçak bir yükseklik olması gerekir. Fakat Savcılık adli tıp uzmanlarından bilimsel görüş alırken Rabia Naz'ın vücudunda bulunan yaraların 18.6-15 metre gibi yüksekliklerden düşme/atma/atlama durumlarında oluşup oluşamayacağını sormamıştır.
"Bütün bunlarla beraber müteveffa Rabia Naz'ı yerde yatarken ilk bulan kişilerin "kucaklanarak bırakılmış gibiydi" ifadeleri birlikte düşünüldüğünde Rabia Naz'ın mevcut yaralanmalar meydana geldikten sonra ölümüne sebebiyet veren olaylara iştirak eden kişiler tarafından bulunduğu yere bırakılmış olması kuvvetle muhtemeldir.
"Müteveffa çocuk Rabia Naz'ın ölümünün şüpheli olduğu, ölümüne birilerinin sebebiyet verdiği bu kadar açıkken "kasten ya da taksirle öldürüldüğü yönünde herhangi bir delilin tespit edilemediği" gerekçesiyle soruşturma dosyasının kapatılması hukuka, hakkaniyete ve vicdana uygun düşmemektedir."
"Savcılık tarafından yürütülen soruşturmada şüpheli sıfatıyla ifadelerine başvurulması gereken kişiler tanık olarak yer almıştır. Müteveffa Rabia Naz'ı gören son kişi olan Mehmet Ali Somuncuoğlu'nun çelişkili ifadeleri de göz önüne alındığında şüpheli sıfatıyla ifadesine başurulup, ifadesindeki çelişkilerin giderilmesi gerekirken bu kişi yalnızca tanık sıfatıyla dosyada yer almıştır. Üstelik Savcılığın soruşturma dosyasında oluşturduğu zaman çizelgesi, şüpheli olması gereken kişinin çelişkili ifadelerine dayanılarak yapılmıştır.
"Mehmet Ali Somuncuoğlu'nun ifadesinin çelişkili olduğu ve şüpheli sıfatıyla ifadesinin alınarak çelişkilerin giderilmesi gerekirken, yalnızca tanık sıfatıyla beyanı alınarak yetinilmiş, kameralardan araç geçişleri incelenerek ifadesinin tutarlı olup olmadığı rahatlıka görülebilecekken bu tespit yapılmamıştır. Üstelik Rabia Naz'ı son gören kişilerden olan Mehmet Ali Somuncuoğlu'nun ifadelerine göre kendisi Rabia Naz'ı olay günü içerisinde 4-5 kez görmüştür. Bu durum ise şahsın müteveffa çocuğu gözlediği izlenimi yaratmıştır."
Mürsel Küçükal adlı kişiye ait birbiriyle çelişen beyanlar takipsizlik kararına esas alınmıştır. Rabia Naz Vatan'ın yerde sırt üstü vaziyette ilk gören kişi olduğunu iddia eden Mürsel Küçükal'ın defalarca ifadesi alınmıştır."
"Olay günü, şüpheli çocuk ölümü ile ilgili kendisine haber verilen savcı, olayı haber almasını mütekip olay yerine bizzat intikal ederek olay yeri inceleme esnasında hazır bulunsa idi dikkatlerden kaçmayarak elde edilme ihtimali olan deliller böylelikle elde edilememiştir. Bina çatısında ve binanın yan tarafında bulunan fındıklık alanda gerekli incelemeler yapılamamış, fotoğraflar çekilememiş, buralardan derhal örnek alınarak incelenmesi imkanları kullanılamamıştır. Savcı tarafından olay yerine gidilmemiş olması hususu da soruşturmanın etkili bir biçimde yürütülmediğini ortaya koyan bir diğer veri olup, şüpheli ölümlerde savcının olay yerine giderek, olay yeri inceleme ekiplerini bizzat yönlendirme yükümlülüğündedir."
Şu aşamada dahi tamamlanması mümkün olan ve tamamlandıkları takdirde soruşturmanın seyrini değiştirmesi muhtemel noktalar ise şöyle sıralandı: