Fotoğraf: AA arşiv
Halkın Hukuk Bürosu 6 Şubat depremlerine dair gözlem raporunu açıkladı.
Bürodan avukatların, 16-17-18 ve 21 Ağustos’ta Adıyaman, Antep, Hatay ve Maraş’ta depremden etkilenen bölgelerdeki yıkımla ilgili soruşturmalara dair incelemelerinin ardından hazırladığı raporda, depremin üzerinden yaklaşık 7 ay geçmesine rağmen sorunların hala çözülmediği, devlet eliyle yeni sorunlar çıkarıldığı ifade edildi.
TIKLAYIN - “Yıkımla ilgili kamu görevlileri de soruşturulmalı”
Raporda şu tespit ve gözlemler yer aldı:
“Depremzedeler bir yandan aşırı sıcaklar altında hayatlarını sürdürmeye çalışırken bir yandan barınma sorunu daha da büyüyor.
Adıyaman özelinde devlet, mülk sahiplerine yıkılan evlerini aynı alanda tekrar inşa etme imkânı tanımakla birlikte bu imkânı yetersiz maddi destekle ve bir müteahhitle anlaşma şartını ortaya koyarak sağlıyor.
Orta hasarlı binalarında oturmaya devam eden depremzedelere hiçbir tebliğ yapılmadan eşyaları kapı önüne konarak yıkımlar yapılıyor.
Deprem soruşturmalarında ise hala önemli bir ilerleme sağlanamadı.”
“Islahiye’de devam eden deprem soruşturma dosyalarında, yıkılan binalardan alınan karot örnekleri rapor alınmak üzere bilirkişilere gönderildi, bazı dosyalarda iddianameler hazırlandı ve mahkemelere sunuldu.
Ancak bazı soruşturma dosyalarında binaların müteahhitlerinin tutuklanmayıp o dönem kooperatif şeklinde yapılan apartmanların kooperatif başkanı ve üyeleri tutuklandı. Sadece Islahiye’de karşılaşılan bu durum ile gerçek sorumlular yerine depremden etkilenenler de soruşturmalara dahil edildi.
Deprem öncesi yapı izinlerinde ve sonrasında arama kurtarma çalışması yapmayan kişi ve kurumlara dokunulmayıp kooperatif üyelerinin tutuklanması, soruşturmaların yetersiz olduğunu ve etkin bir şekilde yürütülmediğini gösteriyor.”
“Antakya’nın Dikmece köyünde zemini elverişsiz tarım arazilerine toplu konut yapılmak isteniyor. 24 Şubat tarihli OHAL kararnamesine dayanarak, herhangi bir itiraz hakkı sunulmayarak ve tebligatsız yapılan kamulaştırmasız elkoyma ve acele kamulaştırma işlemleriyle bölge halkının asırlık zeytinliklerine devlet tarafından el konuldu. Herhangi bir zemin etüdü yapılmadan bölgede inşaatlara başlandı, köy sakinleri duruma tepkili.
Deprem soruşturmalarına bakan savcıların sürekli değişmesi, savcılığın yazı yazdığı kurumlardan cevap gelmemesi veya gelen cevapların olumsuz olması, yapı denetim ruhsatlarının kaybolmuş olması, soruşturmaların bürokratik ve mekanik bir biçimde yürütülmesi, bazı dosyalarda şüpheli sıfatıyla herhangi bir müteahhittin bulunmaması Hatay özelinde yürütülen soruşturmalardaki temel sorunlardan bazıları.”
“Yıkılan Hacı Ömer Apartmanıyla ilgili soruşturmasının savcısı ile yaptığımız görüşme neticesinde; herkes tarafından apartmanın müteahhidi olarak bildirilen Atilla Öz hakkında emniyete kimliğinin tespit edilmesi için yazı yazıldığı, dosyada bulunan karot ve demir örneklerinin bilirkişi raporu alınmak üzere bilirkişiye gönderildiği ve iddianamenin eylül ayında hazırlanma ihtimali olduğu bilgisini aldık.
Ancak aynı haftanın sonunda soruşturma savcısı değiştirildi. Savcının bir kez daha değiştirilmiş olması nedeniyle daha önce Ebrar Sitelerinin tamamını yapan ve 1400 kişinin ölümüne neden olan T.T.’nin Hacı Ömer Apartmanı soruşturması kapsamında tutuklandığı söz konusu soruşturmada başa dönüldü. Dosyaya halen savcı atanmadı.”
"Soruşturmalar bir an evvel sonuçlandırılmalı" |
Raporda, deprem soruşturmalarına dair şu değerlendirmeler yer aldı: “Deprem soruşturmaları il bazında farklı usullerle yürütülüyor. Örneğin Hatay'da her ölen kişi ve her yıkılan bina için birer soruşturma açılarak cenaze soruşturmalarının, apartman soruşturmalarıyla birleştirilerek derlenmesi usulü izleniyor. Soruşturmaların böyle bürokratik bir şekilde yürütülmesi dosyada tutuklu bulunan müteahhit ve diğer sanıkların uzun tutukluluk sebebiyle tahliye olması tehlikesini beraberinde getiriyor. Deprem soruşturmaları bir an evvel sonuçlandırılarak kovuşturma aşamasına geçilmeli. Kamu kurumlarına cezasızlık Deprem soruşturmalarında AFAD, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Belediyeler sorumlu olarak gösterilmiyor. Oysa deprem öncesindeki ve sonrasındaki ihmallerde doğrudan sorumluluk bu kurumlardadır. Soruşturmaların bu kurumlara sorumluluk atfederek genişletilmesi gerekmektedir. Deprem soruşturmalarında savcılar tarafından ilgili kurumlara yazılan yazılar büyük oranda cevapsız kalıyor, bu da soruşturmaların önünü tıkıyor. Özellikle Maraş’ta deprem soruşturmalarını yürüten savcıların görevlerinden hiçbir gerekçe açıklanmadan alınması ve başka görevlere verilmesi soruşturmalara müdahale edildiğini gösteriyor. Bu durum belli bir aşama kaydeden soruşturma dosyalarının en başa dönmesine neden oluyor.” |
Raporda, deprem bölgesinde gözlemlenen sorunlar şöyle sıralandı:
(AS)