Şiddeti Değil Karşılıklı Güveni Destekleyin

Ruh sağlığı alanındaki altı meslek örgütü, ortak açıklamalarında Hrant Dink cinayeti zanlısı O.S.'nin bir genç olduğuna dikkat çekti ve " Bir dalga toplumu etki altına almaya başlamışsa genelde ilk tepki gençlerde ortaya çıkar. Şu anda sadece çocuk ve gençlerle ilgili olarak konuştuğumuz şiddet tüm toplumumuzu etkisi altına almak üzere olan daha geniş bir salgının ilk belirtisi kabul edilmelidir" diyerek uyardı.

Önlem alınmazsa şiddet giderek artacak

Türkiye Psikiyatri Derneği, Türk Tabipleri Birliği, Türk Nöropsikiyatri Derneği, Türk Psikologlar Derneği, Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Derneği ve Türkiye Sinir ve Ruh Sağlığı Derneği, ortak açıklamalarında " şiddeti özendiren, yücelten bir ortamda yetişen çocukların şiddete yönelme olasılığının arttığı biliniyor" dedikten sonra ekledi:

"Daha şimdiden toplumun çok farklı katmanlarında, şiddeti büsbütün besleyen bir korku ve tedirginlik hali yaygınlaşıyor. Eğer bu belirtiler doğru tanınıp salgını önleyici tedbirler bir an önce alınmazsa şiddet giderek artacak ve tüm toplumun sorun çözmek için ilk başvurduğu yöntem haline gelecek."

Örgütler, şiddeti özendiren yaklaşımlarla mücadelenin ve bununla ilgili yasal düzenlemelerin bir an önce ele alınması gerektiğini, bunun için her türlü desteği vermeye de hazır olduklarını vurguluyor.

"Şiddeti özendiren tutum en çok çocukları ve gençleri etkiliyor"

Dernekler, şiddet ve gençlere ilişkin şu saptamaları yapıyor:

* Şiddeti özendirici tutumların yöneticilerden televizyon kahramanlarına kadar uzanan bir kesimde görülmesi, şu anda en çok onları rol modeli olarak gören çocukları ve gençleri etkiliyor.

* Şiddet toplumun her katmanında kendini gösterse de, toplumun en kırılgan, en kolay etkilenebilir kesimlerini oluşturan çocuk ve gençler üzerinde düzeltilemez etkiler yaratıyor.

"Aidiyet duygusunu farklı olanı dışlayıcı modellerle biçimlendirmeyin; ortak insanlık değerlerini destekleyin"

Şiddetin bir salgın haline gelmesini önlemenin yolu olaraksa şunları öneriyorlar:

* Bireylerin aidiyet duygusunu, mahalle, takım, hemşehrilik, ırk, din, toplumsal durum ya da kurumları kullanarak, dar grupçu ve farklı olanı dışlayıcı modellerde biçimlendirmek yerine, toplumda bireylerin karşılıklı güven ve duyarlılığını destekleyici yaklaşımlar ile ortak insanlık değerleri ve gezegenimiz üzerindeki yaşamın sürdürülebilirliği gibi çok daha evrensel bir düzeye taşımak.

* Olumsuz duygular yerine olumlu duygulara vurgu yapmak.

* Problemleri çözmede şiddet kullanma dışında daha etkin beceriler kullanan bireyleri rol modeli olarak ön plana çıkarmak.

* İnsana, doğaya ve tarihe karşı saygı, hoşgörü, dayanışma, paylaşma gibi değerlerin güvenli bir yaşamın temel taşları olduğunu unutmamak ve yaşamın temelini korumak.

Televizyon ve sinema

Ruh sağlığı uzmanları, televizyon ve sinemanın etkilerine de dikkat çekiyor ve Kurtlar Vadisi örneğini veriyor:

* TV ve sinemalarda gösterilen, şiddet dozu yüksek film ve dizilerin en sadık izleyicileri arasında çocuk ve gençler geliyor.

* Tekrar yayına başlayacağı duyurulan Kurtlar Vadisi gibi diziler iletişim ve sorun çözme aracı olarak şiddeti yüceltiyor. Bu yaklaşım toplumdaki şiddet dalgasını körükleyici olacaktır. (TK)