Derleyen: Ece Deniz
Bugün 1 Eylül Barış Günü. Savaşın, ayrımcılığın, ötekileştirmenin her geçen gün hız kazandığı günümüzde bir an durup barışı anımsamanın ve diğerlerinin hikâyelerine kulak vermenin günü. Savaşlarla, ayrılan sınırlarla, zorunlu göçlerle değişen hayatları anlamanın en iyi yollarından biri sinema. Bu hikâyeleri anlatan filmleri sizin için derledik.
"200 Metre" sınırın iki yakasında kalmış bir ailenin hikâyesi. Baba Filistin tarafında yaşarken anne ve çocukları İsrail'de yaşar. Baba oturum izni olmadığı için çocuklarını sık sık görmeye gidemez. Ama eşinden aldığı bir telefon onu tehlikeli bir yolculuğa çıkarır.
Şirin Bahar Demirel'in yurt arayışından hareketle çektiği belgesel film, ABD'de yeni bir hayat kurmaya çalışan Suriyeli göçmen kadınların hayatına odaklanıyor.
Belli belirsiz bir zamanda belirsiz bir mekânda geçen film, İkinci Dünya Savaşının atmosferini ve savaşın bütün gerilimini ustalıkla seyirciye aktarıyor. Filmin baş karakteri ölen bir yazarın kimliğini alarak bu cehennemden kurtulmaya çalışıyor.
Tunus'ta sakin bir hayatları olan dört kişilik ailenin huzuru IŞİD'e katılmış oğullarının eve dönüşüyle bozulur.
Mardin'deki köyünden ve ailesinden zorunlu göçle ayrılmak zorunda kalan Nazaret Manoogian, kayıp kızlarının yaşadığına dair bir iz bulur ve bu izin peşinden ülke ülke gezmeye başlar.
Köylerinin devlet kararıyla boşaltılmasının ardından Nigar ve oğlu Ali, Tarlabaşı'nda bir hayat kurar. Oğlu edebiyatla uğraşırken Nigar artık sesinden hiçbir iz kalmamış bir dengbejin kasetini arar.
Gürcistan'da iç çatışmaların yaşandığı bir dönemde, Tiflis'te Amerikan filmlerindeki karakterler gibi güçlü ve zengin biri olmak isteyen bir abi ile savaşın travmalarıyla baş etmeye çalışan küçük bir kardeşin öyküsü.
Gürcistan'da mandalina kasaları üreten Estonyalı bir adam savaştan kaçamamıştır. Adam, yardıma muhtaç bir Çeçen ve bir Gürcü'yü evine alır.
Yazar William Saroyan savaşın ve soykırımın ardından ailesinin terk ettiği şehrine, Bitlis'e yıllar sonra geri döner. Belgesel film bu dönüşü yeniden ve farklı bir biçimde kurgular.
Dağın ardında yörüklerin kendisine ve hayvanlarına zarar verdiğine inanan Faik, iki torunuyla yanına gelen oğlunu da peşine takıp kendince bir savaşa girer. Ama askerlik travmasını atlatamayan torunu, kendisi için çalışan çobanlarla olan karmaşık durum Faik'i tuhaf bir gerilimin içine sürükler.
Sevgilisinin izini bulmak için Diyarbakır'a giden bir etnolog, sesleri, türküleri kaydederken kayıplarını arayan bölge insanının acılarına ortak olur.
Souha Bechara'nın yaşam öyküsüne dayanan film, Lübnan iç savaşında bir kadının maruz kaldığı baskıyı, istismarı, işkenceyi gözler önüne serer.
Filmin başrol oyuncusu Ayça Damgacı'nın bir film çekiminde tanıştığı, aşık olduğu Iraklı oyuncu Hama Ali ile iletişimleri Irak'ın işgali sonrasında kopar. Ayça sevgilisine ulaşmak için savaş bölgesine gitmeyi bile dener.
Ian McEwan'ın aynı adlı romanından uyarlanan film, Birinci Dünya Savaşı'na denk düşen tarihlerde bir iftira sonucu ayrılmak zorunda kalan iki aşığın hikâyesini aktarıyor.
"Amelie" filmiyle dünyaca bilinirliğe ulaşan yönetmen Jean Pierre Jeunet, "Kayıp Nişanlı"da Mathilde ile Manech'in hikâyesini anlatıyor. Birinci Dünya Savaşına katılan nişanlısı Manech'in öldüğüne inanmayan Mathilde onu bulmak için her yolu deneyecektir.
Geleceğini Doğu Almanya'ya adamış Christiane girdiği komadan uyandığında Doğu Almanya yıkılmıştır. Annenin bir şok yaşamaması için oğlu, sosyalizm devam ediyormuş gibi annesini kandırmaya başlar.
Afganistan'dan savaş sırasında göç edip kurtulan Nefes, geride kalan kız kardeşinin güneş tutulmasında intihar edeceğini öğrenir. Onu kurtarmak için yıllar önce kaçtığı Afganistan'a döner ve Kandahar'a doğru bir yolculuğa çıkar.
1940'lı yılların Paris'inde sansür ve baskı altında tiyatro yapan Yahudi asıllı bir yönetmen bodrumda saklanarak tehlikelerden kurtulabileceğini düşünür. Bu sırada tiyatroyu Yahudi olmayan eşi yönetir.
(ED/AÖ)