Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi) aylık olarak raporlaştırdığı iş cinayetlerinin Temmuz bilançosunu paylaştı.
Buna göre Temmuz’da İSİG Meclisi’nin tespit edebildiği kadarıyla 57 şehirde ve yurtdışında 2 ülkede 182 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. 2023’ün ilk 7 ayında çalışırken ölen işçi sayısı 1051’e yükseldi.
Ocak’ta 116, Şubat’ta 195, Mart’ta 130, Nisan’da 123, Mayıs’ta 146, Haziran’da 159 işçi öldü. Yılbaşından bugüne her gün neredeyse 5 iş cinayeti yaşandı.
Temmuz’da yaşamını yitiren işçilerin 6’sı 14 yaşından küçüktü yani çocuk işçiydi. 15-17 yaş arası 4 çocuk/genç işçi, 18-29 yaş arası 38 işçi, 30-49 yaş arası 63 işçi, 50-64 yaş arası 47 işçi, 65 yaş ve üstü 15 işçi hayatını kaybetti. İSİG Meclisi 9 işçinin ise yaşını belirleyemedi.
İSİG Meclisi’nin verilerine göre iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle:
Temmuz ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle:
İSİG Meclisi Temmuz raporunda “Tarım işçileri için ölüm ayı” diye ayrı bir başlık açtı.
Nisan ve Ekim ayları arasındaki dönemin tarım faaliyetleri için zirve nokta olduğunu belirten İSİG Meclisi bu aylar için “Alınmayan önlemler yüzünden işçiler açısından ölümlerin en çok meydana geldiği zamandır” dedi.
Özellikle işçi taşımacılığının kapalı kasa kamyonet, uygun olmayan servisler ve traktör römorkları gibi araçlarla yapılmasının ölümlere neden olduğunu kaydederek Temmuz tarım, orman işkolunda yaşanan 56 ölümlü vakadan 21’inin bu nedenle yaşandığını aktardı.
“22 Temmuz’da Sultandağı'ndan gelip vişne ve kiraz toplayan tarım işçilerini taşıyan servis minibüsünün Afyon’un Çay ilçesinde devrilmesi sonucu biri çocuk sekiz işçi hayatını kaybetti. Minibüs eskiydi, 19 yaşındaki şoförün ehliyeti yoktu” notunu düştü.
İSİG Meclisi ayrıca aşırı sıcaklar nedeniyle yaşanan iş cinayetlerine de değindi.
İzmir’de PTT işçisi Berran Kırmızıgül’ün ve Osmaniye’de EDAŞ işçisi Erdem Ezgi’nin ölümünü hatırlatarak işçilerin önlem alınmadığı zamanlarda ‘çalışmaktan kaçınma hakkı’ndan bahsetti.
“Ancak işçiye bu hakkını kullanma çağrısı yapmak büyük bir çoğunlukla kuru laf olarak kalıyor. Çünkü bu hakkı ancak ‘örgütlü işçiler’ hayata geçirebiliyor. Konumuz olan sıcakta çalıştırmada ise Türkiye’de bir yasal düzenleme söz konusu değil. Bu düzenlemenin yapılması için her düzeyde mücadele etmek de işçi sınıfının bir görevi olarak önünde duruyor.” dedi.
(HA)