UAÖ: Hoşgörüsüzlük Eğilimi Kaygı Verici

Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) Türkiyeli yetkililerden Malatya'da Zirve Yayınevi'nde işlenen cinayetlerin kapsamlı, bağımsız ve etkili bir biçimde soruşturulmasını ve tüm şüphelilerin adalet huzuruna çıkarılmasını istedi.

UAÖ: Tüm hoşgörüsüzlük ve ayrımcılık biçimlerini kınayın

UAÖ, Türkiyeli yetkililerin Malatya'daki cinayetleri kınamasını olumlu bulduğunu, ama "tüm hoşgörüsüzlük ve ayrımcılık biçimlerini kınamasını" ve uluslararası sözleşmelerle yükümlendiği ifade ve din özgürlüklerini korumasını istedi.

Saldırıyı din ve ifade özgürlüğü ilkelerine saldırı olarak kabul ettiğini açıklayan UAÖ "Bu saldırı Türkiye'deki ölümcül bir hoşgörüsüzlük eğilimini gözler önüne serdiği için kaygılıyız" dedikte sonra, Rahip Andrea Santoro ve Hrant Dink cinayetlerinin de bu atmosferde işlenmesini anımsattı.

Annan'ın hoşgörü sözleri

UAÖ, Türkiyeli yetkililere Birleşmiş Milletler'in eski genel sekreteri Kofi Annan'ın 2006 Uluslararası Hoşgörü Günü için yaptığı açıklamayı da anımsattı. Annan şunları söylemişti:

"...Bireyler ve bazen toplulukların tamamı yalnızca etnik, dini, milli ya da diğer kimlikleri nedeniyle vahşet ve şiddete maruz kalıyorlar. Bu tür tehditler, geniş ölçekli soykırım olsun ya da günlük hayattaki bağnazlığın onur kırıklıkları olsun hepimizi ilgilendirmeli. Hoşgörü, çoğulculuk, karşılıklı saygı ve barışçıl biçimde bir arada yaşama ilkelerine tutunmak için hepimiz çabalamalıyız. Klişeler ve çarpıtılmış imajları düzeltmek ve ayrımcılık mağdurları için konuşmaya her zaman hazır olmalıyız.

"Hoşgörüsüzlükle mücadele etmek bir yandan da hukuki koruma işidir. Din özgürlüğü hakkı- ve dine bağlı ayrımcılığa uğramama özgürlüğü- uluslararası hukukta ele alınmış ve pek çok ülkenin ulusal hukukuna dahil edilmiştir."

"Ama kanun sadece bir başlangıç noktasıdır. Karşılıklı anlayış yaratmaya dayanan her türlü strateji ağırlıklı olarak -farklı dinler, gelenekler ve kültürler üzerine- eğitime dayanmalıdır ki böylelikle mitler ve çarpıtmalar oldukları gibi görülebilsinler. Aynı zamanda gençlere, nefret ve aşırılığın algılarını kör eden şarkısına karşı sunabileceğimiz geçerli bir alternatif oluşturabilecek fırsatlar yaratmalıyız. Ve ifade özgürlüğünü korurken, medyanın nefret yayma ya da küçük düşürme aracı olarak kullanılmasını da engellemeye çalışmalıyız.

"Tüm bunlar için de, kamusal aktörlerin ve kurumların liderliğine zorunlu bir ihtiyaç var."