Velev ki Cengiz "Bölücü Terör Örgütü Üyesi"

Cengiz Erdem, Mardin’in Kızıltepe ilçesinde bir araç içinde polisler tarafından vuruldu. Mardin Valiliği sitesinden olayla ilgili açıklama yaptı: Açıklamaya göre Cengiz “bölücü terör örgütü” üyesi… 

Olayda infaz şüphesi var çünkü otopsi raporu ve tanıkların anlatımları fena halde çelişik… 

Cengiz vurulduğundandır infaz şüphesini araştırıyorum. 

Cengiz Erdem’in avukatı Ali Kahraman da Cengiz’in infaz edilmiş olabileceğini düşünüyor. 

Çünkü:

* Mardin Savcılığı’nın olayla ilgili soruşturma raporunda Cengiz’in vurulduğu araçta silah ve bomba bulunduğuna dair hiçbir şey yazmıyor. 

* Cengiz Erdem’in arabanın şoför koltuğunda, başı sağına düşmüş haldeki fotoğrafı var. Bu fotoğraftan anlaşılıyor ki polise silahlı-silahsız bir mukavemet yok.

* Cengiz Erdem’in amcasıyla birlikte teşhis için morga giden avukat Kahraman, Cengiz’in alnında, tam iki kaşının ortasında bir kurşun izi gördüklerini ancak bu izin kendilerine düşmeye bağlı yara izi olarak aktarıldığını anlattı. Otopsi raporunda, alnından giren ve kafasının arkasından çıkan kurşunun izi, düşmeye bağlı yara izi olarak geçiyor. Avukatın anlatımlarını cenazeyi yıkayanlar da doğruluyor. 

* Otopsi raporu gerekçesiz bir şekilde avukata verilmiyor, avukatın deyimiyle “kaçırılıyor”. 

* Sabah gazetesinde Cengiz Erdem’in olaydan iki saat önce karakolda keşif yaptığı yazıldı. Birçok haber sitesi de servis etti bu haberi. Kahraman, bu haberlerin Cengiz Erdem’in sivil bir vatandaş olduğu anlaşılınca bilinçli bir şekilde uydurulduğunu düşünüyor. 

* Cengiz Erdem’in olay günü karakola gittiği doğru ama yazıldığı gibi “Yeğenim kayboldu” bahanesiyle değil. Cengiz Erdem olay günü, ifadeye çağrılan kardeşiyle birlikte karakola ve Adliye’ye gidiyor. 

Velev ki “Bölücü terör örgütü üyesi”… 

Arabada vurulmuş haldeki fotoğrafını gördüm. Öylece düşmüş kafası. 

Kabul edemiyorum bir türlü, o sürekli gülücükler saçan Cengiz nasıl öldürülür? 

Velev ki Cengiz Erdem lanse edildiği gibi “bölücü terör örgütü üyesi”, Türkiye hukuk devleti değil mi? Araçtan silahlı-silahsız hiçbir mukavemet olmamışken, “dur” ihtarına uymayan (demek ki) seyir halindeki aracın içinde, Cengiz niye ve nasıl alnından vuruldu ki? 

Avukat Kahraman’ın deyimiyle “mağdur muhalif, fail devlet olunca yargının politikası olan “cezasızlık” sürsün diye mi bunca şey? (BA/NV)