Ekoloji alanında 2023 yılında Türkiye'de yaşanan gelişmelere mercek tutuyoruz.
Ocak ayında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından yürütülen "restorasyon" çalışmaları nedeniyle Yedikule Bostanları’na iş makineleri girdi ve bostanlardan bazıları zarar gördü.
Tarihi Yedikule Bostanlarını Koruma Girişimi, İstanbul'un Dünya Mirası alanlarından biri olan Kara Surları ve bostanlarda, İstanbullulara verilen sözlerin tutulmadığını söyledi ve İBB'yi göreve çağırdı.
Eylül ayında ise Yedikule Bostancıları Derneği, bostanlara yüzde 1000'e varan zamlar yapıldığını ve bunun kent tarımcılığını olanaksız hale getireceğini açıkladı. Bostancılar İBB'den ecrimisil zamları geri almasını talep etti.
2023 yılı boyunca kuraklık tehdidini hisseden Türkiye, son 22 yılın en düşük ocak ayı yağışını aldı. Mayısta 63 merkezde ekstrem sıcaklık rekoru kırıldı. Ortalama sıcaklığın 27,1 derece ölçüldüğü ağustos ayı, son 53 yılın en sıcak ikinci ağustosu olarak kayıtlara geçti.
Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü’nde kuraklığa bağlı su çekilmeleri, uydu görüntülerine yansıdı.
Özellikle Çanakkale’de etkisini gösteren orman yangınları, suyun öteki tarafına da ulaştı.
Türkiyeli ekoloji örgütleri, 6 Şubat’ta Maraş'ta meydana gelen depremlerden sonra, enkazların pek çok ekolojik suçun işlendiği birer “suç mahaline” dönüştüğünü söyledi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne bağlı (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO), Hatay özelinde hazırladıkları raporda, analiz ettikleri katı asbest numunelerinin yarısında asbest tespit ettiklerini açıkladı.
Samandağlılar, sağlıksız bir şekilde yürütülen enkaz kaldırma çalışmalarına karşı 3 Nisan’da yaşam nöbetine başladı.
Afet konutu inşaatları kapsamında arazileri istimlak edilen Dikmeceliler ise 2 Ağustos’ta direniş çadırı kurdu.
1-2 Temmuz’da Türkiye'nin en yüksek ikinci dağı olan Cilo Dağı ve Sat Buzul Gölleri’nde "Hakkâri'de Hayat Var" teması ile Cilo Festivali düzenlendi.
Cumhurbaşkanı kararıyla 26 Eylül 2020'de "Milli Park" ilân edilen Cilo Sat Dağları ve Sat Buzul Gölü'ne girişler güvenlik gerekçesiyle izne tabi olsa da Hakkâri Valiliği ve Yüksekova Kaymakamlığı, ekoloji örgütlerinin tüm uyarılarına rağmen festivali düzenledi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nin (DEM Parti) Mersin Milletvekili Perihan Koca "Ekolojik dengeyi geri dönülmez bir talana sürükleyen böyle bir festivalin düzenlenmesi kabul edilemez,” diyerek konuyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) soru önergesi verdi.
2 Temmuz’da Bitlis’in Hizan ilçesine bağlı 10 köy ve mezrada "güvenlik" gerekçesiyle dört gün sokağa çıkma yasağı ilân edildi ve bu süre boyunca aralıksız bir şekilde askeri operasyon düzenlendi.
Güvenlik güçlerinin bombardımanı sonucu onlarca fındık ve muhtelif meyve ağacı yok oldu, yüzlerce fındık ve meyve ağacı ise söküldü.
Konuyla ilgili bianet’e bilgi veren DEM Parti Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan “Köylülerin ekinleri tarlada kaldı. Buğdayları sararmaya, ekinleri kurumaya başladı ve şu an tam ekip-biçme zamanı,” dedi.
Muğla'nın Milas ilçesine bağlı İkizköy'deki Akbelen Ormanı'nda, Limak Holding ve İÇTAŞ ortaklığındaki Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılan maden sahasının faaliyetlerine direnen yaşam savunucularının çadırlı nöbetine 24 Temmuz saat 05.30 civarında jandarma ve TOMA ile müdahale edildi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) çağrısıyla olağanüstü toplandı. Şirketin Akbelen Ormanı'nda çevreye verdiği zarara ilişkin genel görüşme açılması önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
İkizköylüler ve ekoloji savunucuları haftalarca ormanı korumaya çalıştı. Bu esnada jandarmanın sert müdahalelerine maruz kaldı.
Yüzlerce ağaç kesilse de, Akbelen Ormanı hâlâ yaşıyor ve İkizköylüler de hâlâ direniyor.
Muğla'nın Yatağan ilçesi sınırlarında yer alan Deştin ve Menteşe ilçesine bağlı Bayır mahallelerinde yapımına devam edilen "Entegre Çimento Fabrikası ve Hammadde Ocakları" projesinin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu raporu 11 Eylül'de iptal edildi.
Mahkeme, çimento fabrikası için verilen ÇED Olumlu raporunun çevreye zarar vereceğine karar verdi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Deştin Çevre Platformu "Deştin'de kazandık! Çimento fabrikası ÇED raporu iptal oldu! Birleşmiş halk asla yenilmez," dedi.
Projeye karşı nöbete başlayan köylüler, zaman zaman jandarmanın sert müdahalesine maruz kaldı ve gözaltına alındı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, “Türkiye’nin 100 yılını şekillendireceğini” söylediği yeni bir İklim Değişikliği Kanunu hazırladığını duyurdu.
Basına sızan kanun taslağıyla ilgili Türkiyeli 75 ekoloji, hayvan ve insan hakları örgütü, 10 Kasım'da bir açıklama yaparak kanunun ‘doğayı ve emeği sömürerek edinilen kirli kazançları meşrulaştırmaya çalıştığını’ söyledi. Örgütler ayrıca, kanunun amaçları olarak açıklanan ‘yeşil kalkınma vizyonu’ ve ‘net sıfır emisyon hedefleri’ni göz boyama olarak değerlendirdi.
Kendilerini “anti-küreselci” olarak tanımlayan bir grup iklim inkârcısı ise sosyal medyada kanunun reddedilmesi için kampanya yürüttü. #1milyonimza etiketiyle gönderilerini paylaşan isimler arasında Yeşim Salkım, Yıldız Tilbe, Tuğba Özay ve Murat Kekilli gibi ünlü isimler yer aldı.
30 Kasım’da Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dubai kentinde başlayan Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı (COP28), 13 Aralık’ta sona erdi.
Zirve, müzakerecilerin final metni üzerinde anlaşmaya varamaması nedeniyle resmî tarihinden bir gün sonra tamamlanabildi.
İklim müzakerelerinin yaklaşık 30 yıllık tarihinde ilk kez "fosil yakıtlara" referans verilen final metninde, sıcaklık artışını sınırlandırmak için "fosil yakıtlardan uzaklaşma" çağrısı yer aldı.
Türkiye ise iklim kriziyle güçlü bir şekilde mücadele etmek için hazırlanan yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği taahhüdü dahil birçok deklarasyona imza atmadı.
Zirvede Kömür Sonrası Enerji İttifakı’na yedi ülke daha katılarak kömürden çıkma taahhüdü verdi; Polonya, Bulgaristan, Malta ve Romanya ile birlikte Türkiye, ittifaka katılmayan beş Avrupa ülkesinden biri oldu.
Türkiye’deki kuraklık tehdidi, yıl içinde coğrafyadaki obruk oluşumlarını da tetikledi. Yer altında kireçtaşı gibi eriyebilen kayaçların zamanla boşluklar meydana getirmesi ve bu boşlukların tavanlarının çökmesiyle oluşan karstik yer şekilleri olan obruklar, Türkiyeli yönetmenler Emin Alper ve Özcan Alper’in "Kurak Günler" ve "Karanlık Gece" filmlerindeki önemli metaforlardan oldu.
Dünya sinemasında ise iklim krizinin en yakıcı sonuçlarından biri olan orman yangınları, Alman senarist ve yönetmen Christian Petzold’un "Kızıl Gökyüzü" (Roter Himmel / Afire, 2023) filminde ele alındı.
Filmde, yangından kaçan yaban domuzları ve yavruları saran alevler ve üzerlerinden çıkan dumanları yakın plandan görülürken, yangının külleri gökyüzünü kaplıyordu. (TY)