Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, derneğe, "kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürütmek" suçlaması ile fesih davası açıldığını duyurdu.
bianet'e gelen bilgiye göre, Dernek hakkında Dernekler Masası ve İstanbul Valiliği'nin talebiyle İstanbul Cumhuriyet Savcılığı fesih davası açtı.
Platformdan yapılan açıklamada kapatma isteminin hukuksuz olduğu belirtildi.
Ayrıca, Platform üyeleri, 16 Nisan Cumartesi Günü Kadıköy’de eyleme çağırdı. Platformdan yapılan basın açıklaması şöyle:
“Kadın Cinayetlerini Durduracağız” diyerek bundan 12 yıl önce yola çıktık. Gazetelerin üçüncü sayfalarında “aşk, sevgi cinayeti” yazan o haberlerin bizim yaşam mücadelemiz olduğunu adıyla, hedefiyle, özneleriyle ortaya koyduk. Öldürülen kadınların mahkemelerce alelade kapanmış dosyaları bizlere ulaştı. İşte o öldürülen kadınların yakınları ile birlikte Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneğini kurduk. 12 yıl boyunca bu topraklarda “kadın cinayeti” kavramını işledik.
"Şüpheli kadın ölümlerinde gerçekleri açığa çıkardık. Tüm kadınlarla yasaların, yönetmeliklerin yapılmasının ve uygulanmasının peşine düştük. Her ay yayınladığımız verilerle nasıl bir yaşam savaşı verdiğimizi gösterdik. Bu topraklarda kadınların eşitlik mücadelesini yok sayanlar karşısında “Asla yalnız yürümeyeceksin” diye haykıran yıldızlar kadar çok kadınla il il örgütlendik, meydanları doldurduk. Kadınlar, LGBTİQ+lar, çocuklar için eşitlikçi feminizmin bayrağını her yerde dalgalandırdık ve ayak basmadığımız bir adliye dahi bırakmadık.
"Bugün itibariyle; işte tüm bu mücadeleyi yürütmek için çabalayan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneğimize, hukuksuz ve hiçbir dayanağı olmayan iddialarla "kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürütmek" suçlaması ile fesih davası açıldığını kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.
“İddiaları odur ki, derneğimize yönelik yapılan muhtelif şikâyet dilekçeleri mahkemece kuvvetli suç şüphesi oluşturmuş. Söz konusu dilekçeler derneğimizin “kadın haklarını savunmak kisvesi altında aile mevhumunu yok sayarak aile yapısını parçaladığı” gibi somut hiçbir olguya dayanmayan yazılı başvurulardan oluşuyor.
"Ayrıca dosyada; dernek yöneticilerimize yönelik, davaya bile dönüşmemiş, suç oluşmamış soruşturmalar dahil bir dizi kolluk kayıtları listelenmiş. Bu hukuksuz ve hiçbir dayanağı olmayan iddialarla bizlere suç uydurmaya çalışmak mevcut hukuk düzeni açısından bile içler acısıdır.
"Biz siyasi iktidarı, savcıları, mahkemeleri kadınlar lehine göreve çağırırken; onlar bu konunun muhataplarını böylesi içi boş davalarla hedef almayı tercih ediyorlar. Tüm kamuoyu bilir ki; bu coğrafyada Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun önünde eylem yapmadığı adliye yoktur. Bizim açımızdan bu dava da kadınların yaşam mücadelesinden, eşitlik ve özgürlük mücadelesinden ayrı değildir.
“Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneğimize açılan bu davayı, yalnızca kendi mücadelemize yönelik bir saldırı olarak görmüyoruz. Bu saldırının tüm demokratik kamuoyuna yönelik bir saldırı olduğunu biliyoruz. Kadınları ve LGBTİQ+ları şiddet karşısında yalnız bırakmak pahasına İstanbul Sözleşmesi’nden imza çeken siyasi iktidarın; mücadele edenleri yıldırma çabası, ülkedeki nice hukuksuzluktan bağımsız değildir. Sanmasınlar ki bu hukuksuzluklara alışırız. Normalleştirmeyeceğiz, meşrulaştırmayacağız.
“Kadın cinayetlerini durdurmak bir yana, her gün artışına bilfiil izleyenlerin devri sona eriyor. Bu çırpınışları boşuna olduğu gibi, bu davaları da boşunadır. Kadın cinayetlerini durdurana kadar durmayacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz. Kadın cinayetlerini de, şiddeti de, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini de, bu hukuksuzlukları da durduracağız.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri olarak bugüne kadar asla yalnız yürümedik. Biliyoruz ki haklı mücadelemize yönelik bu saldırılar karşısında da asla yalnız yürümeyeceğiz.
“Başta üyelerimiz, dostlarımız olmak üzere; tüm kadınları, LGBTİQ+ları ve kadınların mücadelesine omuz veren tüm duyarlı kamuoyunu hakkımızda açılan bu fesih davası karşısında mücadelemizi sahiplenmeye çağırıyoruz. Asla durmayacağız, kadın cinayetlerini durduracağız."
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu internet sayfasında kendini 10 soruda şöyle anlatıyor.
1) Kadın Cinayetleri Neden Arttı?
Toplum ilerliyor, kadınlar buna uyum gösteriyor ve modern haklarını arıyorlar. Türkiye'nin her yerinden ve her kesiminden kadın, çalışmak, eğitim almak, mutlu değilse boşanmak ya da ayrılmak, istemediği bir şeye zorlanmamak, kendi hayatı hakkında karar verebilmek istiyor. Bu kaçınılmaz ve geri çevrilemez bir tarihsel süreçtir, kadınlar mücadele ederek haklarına elbette kavuşacaklar. Ancak kadınların böyle bir bedel ödemesi gerekmiyor, bu kadar çok can kaybının sebebi; erkek egemenliğidir.
Toplumun bu gerçeğini görmek, kadınları anlamak yerine, hak arayışına şiddet ile karşılık veriyor, ayak diriyorlar. Kadınının eşit varlığı ve hakları konusunda güçlü politikalar olmayışı da, şiddete eğilimli erkeklere cesaret kazandırıyor.
Gerçekte çok olumlu ve tüm toplumu iyileştirecek bir gelişme olan kadınların hak arayışı desteklenir, kadınlar güçlendirilir ve erkek şiddetine karşı ile kararlı bir siyasi irade ile mücadele edilirse, kadınlar yaşayacaktır. Tüm Türkiye iyileşecektir. Buna ne kadar ihtiyaç olduğu ve toplumun kadın cinayetlerinin durması yönündeki isteği, Özgecan kardeşimizin acı kaybı ile görülmüştür. Toplum onun nezdinde öldürülen bütün kadınlara sahip çıkmıştır. Her gün haberlerde izlediği kadın cinayeti haberlerini duymak istemediğini, öldürülme şekli nedeniyle vicdanı ayağa kaldıran Özgecan ile ifade etmiştir.
Tüm Türkiye kadın cinayetlerinin durmasını istemektedir. Bu amaçla kurulan platformumuz için de dönüm noktası olan bu imkanı birlikte ele alır, ellerimizi, aklımızı, kalbimizi birleştirir isek kadınların hayatını kurtarabiliriz.
2) Platform'un amacı nedir?
Kadın cinayetlerini durdurmak ve kadınların şiddetten korunmasını sağlamak için çalışır. Başta yaşam hakkı olmak üzere her tür kadın hakkı ihlaline karşı mücadele eder.
3) Platform kimlerden oluşur?
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun kurucuları, öldürülen kadın kardeşlerimizin aileleri ile çeşitli siyasi partilerden, barolardan, meslek örgütlerinden, sendikalardan, derneklerden, gelen kadınlar ve bağımsız kadınlardır. Türkiye'de kadın cinayetlerinin tüm toplumun bir sorunu olmasından kaynaklı, platform çalışmalarına, mecliste grubu bulunan-bulunmayan tüm partilerden ve birbirinden farklı sivil toplum örgütlerinden, sanatçılardan, gazeteci ve yazarlardan, spor taraftarından, LGBTT örgütlerinden, tüm toplumdan katılım olabilmektedir.
4) Çalışmalara hangi kurumlar destek veriyor?
Çalışmalara katılan kurumlar, bölgeye göre ve çalışmanın türüne göre de değişiklik arz eder. Örneğin dava takibi ve eylemi yapılan bir ilde-bölgede kadın haklarına duyarlı aktif kurumlar kimlerden oluşuyorsa, platform o kurumlarla birlikte davayı sahiplenir. Çalışmanın türü- uluslararası imza kampanyalarımız gibi- genele yayılan kapsayıcılıkta ise çok daha geniş bir kamuoyu ile birlikte hareket eder.
5) Platform'un çalışmaları nelerdir?
6) Platform temsilcilikleri nerelerde vardır?
Adana, Afyonkarahisar, Amasya, Ankara, Antalya, Bursa, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Manisa, Mersin, Niğde, Samsun, Tekirdağ, Uşak, Yalova'da temsilcilikler vardır.
Aydın, Burdur, Çorum, Denizli, Muğla, Rize'de temsilcilikler yeni kurulmaktadır.
Yurtdışında; Kanada Toronto, Almanya Bonn, İsviçre Basel'de temsilcilikler olup, ABD, Hollanda, Fransa, İngiltere'den çalışmalara katılım olmaktadır.
7) Platform temsilcilikleri işleyişi nasıl olmaktadır?
Platform faaliyetlerinde, geniş platform toplantıları ve orada alınan kararlar esastır. Bulunduğu ilin, okulun koşullarına bağlı olarak platform tanıtımı, stant açma, eğitim toplantıları, gösterimler, eylemler, dava takipleri ve eylemleri, ortak eylem ve faaliyetlere katılım gibi çeşitli çalışmalar, öneriler geniş platform toplantılarında belirlenir.
Bu önerilerin uygulanması için de, her ilde ve üniversitede, çalışmalara katılanlar arasından, gönüllülük esasına dayanarak yönetimler oluşturulur. Yönetime sayı sınırı olmaksızın aday olan gönüllüler girer ve platform temsilcisi olur. Temsilciler, geniş platform toplantılarında alınan kararların hayata geçirilmesinden sorumlu olurlar. Aynı zamanda gerektiğinde ani gelişmeler karşısında, hızla ve etkin toplanabilir ve karar alabilirler.
Toplantılara ve faaliyetlere kadınlar katılır, söz, yetki ve karar hakkı kadınlarındır. Çünkü kadınlar eşitsizliğin ve şiddetin hak kaybına uğrayan tarafıdır, gerçek eşitlik için birbirleriyle öz güven ve kuvvet oluşturarak örgütlenmeleri, güç kazanmaları şarttır. Kadınların varlığını ve haklarını tanıyan, kadın mücadelesi ile dost ilişki kuran erkekler, elbette mücadelemize katkı sağlayabilirler. Kendi çevrelerindeki kadınları harekete geçirebilir, kendi olanakları çerçevesinde(mesleki, mali, vb.) destek ve dayanışma gösterebilirler, bu dayanışma kıymetlidir.
8) Platform temsilciliklerinde çalışma alanlarımız nelerdir?
Hukuk, Basın, Sosyal Medya, Grafik Tasarım, Bağış ve Mali Dayanışma aktif çalışma alanlarıdır. Yeni öneriler çerçevesinde, ihtiyaç olan yeni çalışma alanları kurulabilmektedir.
9) Platform'un çözüm önerileri nelerdir?
Kadın cinayetlerinin çözümü için, dava ve mücadele tecrübemizden süzerek oluşturduğumuz, uzun bir süredir dile getirdiğimiz 5 temel talebimizin kabul edilmesini istiyoruz:
10) Kadın katillerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası neden yasalaşmalıdır?
Son dönemde, özellikle Özgecan ile birlikte bütün toplum bizim taleplerimizi sahiplenmiş, aynı zamanda toplum vicdanını en çok yaralayan sorunun ceza indirimleri olduğu da görülmüştür. Bu bakımdan platformun öne çıkardığı, çözüm için ilk adım olarak gördüğü talep; Türk Ceza Kanunu'nda "kadın cinayeti" teriminin yasal statü kazanmasıdır. Kadın cinayetlerinin sürmesine sebebiyet veren indirimler kaldırılmalı, madde "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası" olarak düzenlenmelidir.
Platform "idam" ve "hadım etme" gibi uygulamaları, insan haklarına aykırı bulur ve reddeder. Kadın cinayetlerinde evrensel adalete uygun olan düzenleme "ağırlaştırılmış müebbet"tir.
Bu talepler çözüm için başlangıç adımlarıdır, hayat kurtaran "acil tedavi" sayabileceğimiz bu adımlar somut olarak atılmaya başlanır ise yaşadığımız tablo hızla değişecek, düzelecektir. Bununla beraber, yaşadığımız sorunların köklü çözümleri için orta ve uzun vadede yapılması gerekenler vardır. Kadın erkek eşitliği konusunda, cinsiyetçiliğe ve ayrımcılığa karşı eğitimlerin hem toplumun hem gelecek kuşakların bilinç kazanmasının daima devam etmesi gerekir.
Kadınların tam olarak eşit haklarına kavuşarak yaşaması için önümüzde uzun ve sabır gerektiren bir mücadele var. Şimdi şu anda kadınların hayatını kurtarmak için yapabileceklerimizi ertelemeden, elimizden geleni yapar isek, yarın hayatını kurtardığımız kadın kardeşlerimizle omuz omuza diğer haklarımızın mücadelesini de verebiliriz.
(EMK)