2009 Belediye başkanlığı seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Antalya Büyükşehir belediyesiyle birlikte yedi ilçenin daha belediye başkanlığını kazandı. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) beşer, Anavatan Partisi (ANAP) ile Demokrat Parti (DP) ise birer ilçede belediye başkanlığı kazandı.
Antalya’da AKP Büyükşehir ve Büyükşehir dışı ilçe belediyelerinin ancak dörtte birinde başkanlık kazanırken, kayıtlı seçmenlerden alabildiği oy da kayıtlı seçmenlerin yüzde 28’i ile yüzde 35,9’u arasına sıkışmış görünüyor.
Buna karşılık CHP belediye başkanlarının oyu ise kayıtlı seçmenlerin yüzde 32,8’i ile yüzde 50,5’i arasında değişiyor. Aynı oranlar MHP için yüzde 26,9 ile 40,5 arasında değişerek daha geniş bir yelpaze sergiliyor.
Bu olgu da, bir belediye başkanının Antalya’da seçilebilmesi için kayıtlı seçmenlerin en az dörtte biriyle yarısı arasındaki kesimin oyunu alması gerektiğini ortaya çıkarıyor. Geçerli oylar bazında ise bu oranlar daha da yükselip AKP için yüzde 34–49 arasında, CHP için yüzde 38–66 arasında, MHP için ise yüzde 31-58 arasında bir oy düzeyine karşılık geliyor.
Antalya’da 2009 belediye başkanlığı seçimleri Büyükşehir’de rekabet ortamında geçmiş ama her hangi bir (0) aday etkisi olmadan CHP tarafından kazanılmış. 19 ilçede gerçekleşen seçimler ise ya yoğun rekabet (5 ilçe) altında, ya hiç rekabetin olmadığı (4 ilçe) veya rekabetin olmadığı (2 ilçe) bir ortamda, ya da yoğun olmasa da bir rekabet ortamında (8 ilçe) geçmiş.
Seçimde yoğun rekabet yaşanan ve aday etkisinin olmadığı üç ilçenin birinde AKP (Finike) diğerinde ise CHP (Akseki) seçimi kazanmış. Buna karşın hem yoğun rekabetin hem de aday etkisinin olduğu üç seçimden birini bu kez MHP (Aksu) kazanırken, diğerlerini de CHP (Döşemealtı) ve AKP (İbradı) kazanıyor.
Yoğun olmasa da bir rekabet ortamında gerçekleşen sekiz ilçe seçiminden üçünü AKP (Kepez, Gündoğmuş, Kumluca), İkisini CHP (Gazipaşa, Kaş), ikisini MHP (Elmalı, Serik) ve birini de (Alanya) ANAP kazanıyor. Ama rekabet ortamını tetikleyen bazen partiler oluyor (AKP ve CHP), bazen de partilerin (ANAP, MHP, AKP) adayları.
Antalya eski Büyükşehir statüsünden yeni Büyükşehir statüsüne geçince, hem Büyükşehir’e yeni ilçelerin eklenmesi hem de kırsal kesimlerin de belediye sınırları içerisine alınması nedeniyle seçimdeki seçmen sayısı yüzde 87,8 oranında arttı. Bu artış Antalya’nın bazı ilçeleri için sıfır noktasındayken bazı ilçelerde ise yüzde 415’e kadar yükselebiliyor.
Sonuç, Antalya’da 2009 belediye başkanlığı seçiminde Büyükşehir için oy kullanan seçmenlerin yaklaşık iki katına çıkması şeklinde ortaya çıkıyor. Bu seçmen artışına bir de 2009’dan 2014’e Antalya’da gerçekleşen nüfus artışı eklendiğinde, ortaya 2009’a göre bambaşka bir seçmen kitlesi çıkmış oluyor.
Antalya’da 2009 yerel yönetim seçimlerinde seçmenlerin belediye başkanlığı ve il genel meclisi seçimlerinde ortaya koydukları sonuçlara bakıldığında, il genel meclisi seçimlerinin AKP’yi öne çıkarışına tanık olunuyor. Ayrıca bu 2009 il genel meclisi seçim sonucuyla 2011 genel milletvekili seçim sonuçları, birinci parti açısından karşılaştırıldığında büyük bir benzerlik sergiliyorlar. Ama bu sergilenen benzerliğin bozulma noktası il genel meclisi seçim sonuçlarının daha az, genel milletvekili seçimi sonuçlarının daha çok AKP lehine oluşu.
2011 genel milletvekili seçim sonuçlarına göre AKP, hem Büyükşehir’de hem de 19 ilçenin 17’sinde birinci parti konumunda. Buna karşın CHP sadece 2 ilçenin birinci partisi olabilmiş. 14 ilçede de ikinci parti konumunda. MHP ise sadece 3 ilçede ikinci parti olarak AKP ile yarış konumunda.
Hane ve bireylerin toplumsal konumları ve bu konumlarına göre seçme davranışları mekana da yansıyan özellikler sergiler. Dolayısıyla seçmenlerin farklılaşan siyasal yönelişlerinin Veri Araştırma A.Ş. tarafından geliştirilen Mahalle Statüleri Veritabanı’ndan yararlanarak 2011 seçim sonuçları irdelendiğinde üç önemli nokta karşımıza çıkıyor;
AKP’nin alt, CHP’nin üst toplumsal kesimlerin yaşadığı mahallelere doğru gidildikçe oylarının artışı bu iki partiyi farklılaştırırken, MHP’nin Antalya’da AKP’nin oy aldığı seçmen kitlesine daha yakın bir toplumsal konumda durduğu dikkat çekiyor.
2014 yerel yönetim seçimlerinde AKP;
avantajlarıyla seçmenden oy isteyecek. Buna karşın AKP kent desteği açısından ardından gelen partiyle önemli bir farklılaşma yaratamamış olmasıyla da çekişmeli bir seçim ortamına girecek izlenimini veriyor.
CHP hemen neredeyse tüm ilçeler bağlamında ikinci parti konumuyla belediye başkanlığı seçimine katılacağı için aday etkisine büyük gereksinim duyacak.
Bazı yerleşim birimlerinde birbirine benzer iki seçmen kitlesine sahip partiler olarak AKP ve MHP’nin yarışması ya da bu partilerin seçmenlerinin birbirlerinin adaylarına yönelmesi, kimi zaman CHP’nin lehine, kimi zaman da CHP’nin aleyhine olacaktır. Bu durumun CHP’nin aleyhine olması kimi zaman AKP’nin, bazen de MHP’nin lehine olması anlamına gelebilir. (ST/HK)