Boğaziçililer: 100 değil, 1000 gün de olsa vazgeçmeyeceğiz!
Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin atanmış rektör Melih Bulu'ya karşı direnişi 100. gününde. Öğrenciler, açıklamalarında "Biz, koltuk sevdasının memleketi nasıl mahvettiğine çocukluğundan beri şahit olan bir nesil olarak direniyoruz" dedi.
Boğaziçi Üniversitesi'ne Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasının ardından başlayan direniş 100. gününde. Bu nedenle Güney Kampüs'te bugün bir araya gelen akademisyenler, öğrenciler ve mezunlar atanmış rektörün bir kez daha istifasını istedi.
Öğrenciler, gökkuşağı renklerine boyadıkları ancak üzeri bir gece vakti kazınan merdivenleri yeniden renklendirdi. Yere de "Bizden çaldıklarınızı geri alacağız" yazdı.
Ayrıca, öğrencilerin hazırladığı "Tüm kayyımları göndereceğiz" yazılı pankarta güvenlik çalışanları müdahele etti. Pankartlarının ortadan kaybolduğunu fark eden öğrenciler, "İşbirlikçi güvenlik istemiyoruz" sloganları attı ve pankartı geri aldı.
Bulu'nun icraati
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin açıklaması şöyle:
"Tüm bileşenler olarak üniversitede ve ülkede normalleştirilmeye çalışılan antidemokratik uygulamalara karşı tam 100 gündür direnişteyiz.
"Antidemokratik uygulamalar sadece üniversiteye kayyım rektör atamakla sınırlı kalmadı. Üniversite içinde kabul görmeyen Melih Bulu'nun yerini sağlamlaştırmak için bir gecede üniversiteye iki tane kayyım fakülte atandı.
"Bu süreçte kayyım rektör ise kampüslerimizin, mahallemizin polis ablukasıyla terörize edilmesine izin verdi, temsilcisi olduğu cinsiyetçi ve fobik zihniyetin isteğiyle LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü'nü kapattı ve CİTÖK'ü fiilen işlevsiz hale getirdi.
"Kayyum Rektör İstemiyoruz!" sloganıyla, kesintisiz direniş vurgusuyla alanlara çıkmamızdan bu yana 100 gün geçti. Bundan sonra da direnişin öğrettikleriyle alanlarda varlık bulmayı, direnişin kendisi olmayı sürdüreceğiz. Yaşasın Boğaziçi Direnişimiz!#Boğaziçi100GündürDireniyorpic.twitter.com/b3Bu9bQVSe
— Boğaziçi Dayanışması #0 (@boundayanisma) April 13, 2021
"Ataerkiden bağımsız değil"
"Yine kendisinden beklendiği üzere yardımcılarını ve dekanları da kayyım olarak atamaktan geri kalmadı. Melih Bulu, Naci İnci, Fazıl Önder Sönmez ve Gürkan Kumbaroğlu'ndan oluşan kayyım kadro ve sıraladığımız tüm hamleler kayyımcı zihniyetin ataerkiden bağımsız olmadığını göstermektedir.
"Okulumuzu başta kadınlar ve LGBTİ+lar için olmak üzere okulun tüm bileşenleri için güvensiz bir hale getirmek isteyen, rektörü olmaya çalıştığı öğrencileri demokratik bir rektörlük seçimi istedikleri için gözaltılarla, haksız soruşturmalarla yıldırmaya çalışan Kayyum Melih Bulu ve kayyım kadro gidene kadar direnişimiz sürecek!
"100 gündür, iktidarın tüm güçlerini kullanarak Boğaziçi Direnişi'ne yüklenmesi bizi yıldırmak yerine ne kadar haklı ve meşru olduğumuzu gösteriyor. Gözaltı ve tutuklamalarla sınandık, çünkü yan yana geldiğimizde neleri başarabileceğimizi biliyorlar.
"Boğazımız sıkıldı, çünkü sesimizin bulduğu karşılığın farkındalar. Darp ve işkenceyle karşılaştık, çünkü dönmeyeceğimizi defalarca gösterdiğimiz haklı mücadelemizden bizi şiddetle vazgeçirebileceklerini sandılar.
"Ancak 100 gündür, haklılığımızdan ve birbirimizden güç alarak hepsinin üstesinden geldik, gelmeye de devam edeceğiz. Direnişimiz ülkenin ve dünyanın dört bir yanından gördüğü destekle büyüyor, büyümeye devam edecek.
900'ü aşkın gözaltı
"Tüm memlekette kah eylemlerde işkenceyle kah sabaha karşı ağır silahlı ev baskınlarıyla 900'ü aşkın gözaltı yapıldı, 13 arkadaşımız tutuklandı, 30'dan fazla arkadaşımıza ev hapsi verildi, bir arkadaşımız bizzat devlet kurumları tarafından iftira atılarak linç kampanyası ile hedef gösterildi.
"Antidemokratik uygulamaların hayatımızı kuşattığı bu dönemde, Boğaziçi'nden yükselen haklı talebimize ses olmaya çalışan arkadaşlarımız da şiddete maruz bırakıldı. Bunların tümü, iradesini iktidardan ihale almış kayyımın gasp ettiği koltuktan kalkmaması için yaşandı.
"Biz, koltuk sevdasının memleketi nasıl mahvettiğine çocukluğundan beri şahit olan bir nesil olarak direniyoruz, çünkü bu koltuk sevdasının üniversiteleri yozlaştırmasını, emek sömürüsünü ve nefreti besleyen bir baskı düzeni içinde sindirilmeyi kabul etmiyoruz. 100 gün değil 1000 gün de olsa, taleplerimiz yerine getirilene kadar asla vazgeçmeyeceğiz. 100 gündür olduğu gibi taleplerimizi tekrarlıyoruz:
1- Başta Melih Bulu olmak üzere; Naci İnci, Fazıl Önder Sönmez ve Gürkan Kumbaroğlu'ndan oluşan kayyım kadro ve tüm kayyımlar derhal istifa etsin. 2- Dava süreçleri devam eden ve ev hapsinde olan bütün arkadaşlarımız serbest bırakılsın. 3- Üniversite rektörleri, üniversitelerin tüm bileşenlerinin dahil olduğu bir seçim ile belirlensin. 4- Okulumuza açılmaya çalışılan kayyım fakülte kararları geri çekilsin. 5- Usulsüzce kapatılan BÜLGBTİ+ Çalışmaları Kulübü'ne kulüp statüsü geri verilsin. 6- CİTÖK öfisini fiilen durdurmaya yönelik tüm kararlar geri çekilsin. 7- Kampüslerimizi abluka altına alan polis okulu terk etsin. 8- Bir darbe kurumu olan YÖK kapatılsın. 9- LGBTİ+ öğrenciler ve tüm LGBTİ+ların temel insan hakları ve tüm anayasal hakları tanınsın.
"Tüm bunları ve dahasını söylemeye yüreğimiz yetiyor.
"Hep birlikte haykırıyoruz: 'Kurtuluş yok, tek başına; ya hep beraber, ya hiçbirimiz!''
"Ülkemize borcumuz"
Boğaziçi akademisyenleri de 100. gün açıklamalarında şöyle dedi:
"Kamuoyuna ilkelerimizin arkasında olduğumuzu, rektör ve rektör yardımcıları istifa edene ve fakülte kurulması kararı geri alınana kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğimizi saygıyla duyurur, bu mücadeleyi öğrencilerimize, mezunlarımıza ülkemize olan borcumuz olarak gördüğümüzü ifade etmek isteriz. Değil 100 gün, değil altı ay, gerekirse 1000 gün sürecek ve sonunda direniş kazanacak. Kabul etmiyoruz! Vazgeçmiyoruz!
"Bulu'suzluk Özlemi" konseri
Bazı akademisyenler de "Bulu'suzluk Özlemi" adında bir müzik grubu kurdu. Grup, ilk konserini Güney Kampüs'te bugün verdi.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik: "DEM Parti-Erdoğan görüşmesi hafta içinde yapılacak"
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, DEM Parti-Erdoğan görüşmesi için "Sayın Cumhurbaşkanımızın bu hafta içinde görüşülmesi için randevu ayarlanacaktır. Bu görüşmenin bu hafta içinde olması değerlendirebilir." dedi.
DEM Parti İmralı Heyeti, AKP'nin TBMM Grup Yönetimini ziyarette/DEM Parti
Partisinin MKYK toplantısı sonrasında medyaya açıklama yapan AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Erdoğan'ın DEM Parti'yle "bu hafta içinde görüşülmesi için randevu ayarlanaca[ğını]" söyledi.
Çelik, ayrıca Suriye'deki geçiş yönetimi cumhurbaşkanı Ahmed Eş-Şara'nın 11 Nisan Cuma günü Türkiye'ye resmi ziyarette bulunacağını da açıkladı.
DEM-Parti-AKP görüşmeleri
PKK lideri Öcalan üzerindeki tecritin kaldırılması sonrasında Kürt sorununa barışçı bir çözüm olanağını müzakere etmek üzere TBMM'de grubu olan partilerle görüşmelere başlayan DEM Parti İmralı heyeti 6 Ocak 2025'te TBMM'deki AKP Grup Başkanlığı'nı da ziyaret etti.
Van Milletvekili Pervin Buldan, DEM Parti Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder ile Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'ten oluşan DEM Parti heyetini, Grup Başkanı Abdullah Güler, Genel Başkanvekili Efkan Ala, Parti Sözcüsü Ömer Çelik ve Grup Başkanvekili Özlem Zengin'den oluşan AKP heyeti karşıladı.
Görüşme sonrasında AKP TBMM Grup Başkanı Abdullah Güler, Türkiye'nin önemli meselelerinin çözümü noktasında olumlu bir atmosfer olduğunu belirtti ve sürecin iyi bir zeminde ilerlediğini ifade etti.
Bununla birlikte TBMM Genel Kurulunda DEM Parti ve AKP milletvekilleri arasında, özellikle Hakkari'den başlayarak DEM Parti belediyelerine kayyım atanması, hasta mahkumlar, TBMM'de Kürtçe, çıplak arama iddiaları vb. konularda tartışmalar eksik olmadı.
TGS’nin tutuklu gazeteciyle görüşmesine cevap da yok, izin de
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın tutuklu gazeteci Elif Akgül ile görüşmesine izin vermedi. Adalet Bakanlığı da 11 Mart’taki başvuruyu cevapsız bıraktı. Sendika Başkanı Gökhan Durmuş "Tutuklu gazetecilere suçu sabit hükümlü muamelesi yapılıyor" dedi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Halkların Demokratik Kongresi (HDK) soruşturmasında tutuklanan gazeteci Elif Akgül’le görüşebilmek için 11 Mart’ta hem Adalet Bakanlığı’na hem de Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu.
Dilekçede TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Genel Sekreter Banu Tuna ve sendika avukatı Ülkü Şahin’nin adı yer aldı.
Ancak savcılık, 25 Mart’ta başvuruyu reddetti. Ret kararına ilişkin bir gerekçe sunmadı. Sadece “Başvurunuz incelenmiş olunup, söz konusu ziyaret talebinin cezaevi savcılığımızca uygun bulunmadığı hususu bilgilerinize rica olunur” demekle yetindi. Ayrıca savcılık TGS avukatlarına sözlü olarak Akgül’ün ‘terör örgütü üyeliği’ suçlamasıyla tutuklu olduğu için ziyaretin uygun bulunmadığını bildirdi.
Adalet Bakanlığı da 11 Mart’taki başvuruyu 28 gün geçmesine rağmen cevap vermedi. Zımnen reddetti.
"Tutuklu gazetecilere suçu sabit hükümlü muamelesi yapılıyor"
bianet’e konuşan TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, “Ne cevap veriyorlar, ne de izin veriyorlar” diyerek tepkisini dile getirdi.
Elif Akgül’ün gazeteci olduğunu, bir dönem TGS’de yöneticilik de yaptığını hatırlatan Durmuş, sorunun yeni olmadığını, 2019’dan beri yaptıkları başvuruların sonuçsuz kaldığını ifade etti. Mesleki faaliyetleri nedeniyle şüpheli sıfatıyla demir parmaklıklar ardında tutulan gazetecilere suçu sabit bir terör hükümlüsü muamelesi yapıldığını aktardı.
Gazetecilerin Türkiye'de uzun yıllardır ağır bir baskı dönemi yaşadığını belirten Durmuş “Gözaltına alınıyor, tutuklanıp aylarca hatta yıllarca özgürlüklerinden mahrum bırakılıyorlar. Sendika yöneticileri olarak tarihimiz boyunca cezaevlerinde bulunan sayısız meslektaşımızı ziyaret ettik. Ancak 2019 'dan beri sendikamızın yaptığı tüm başvurular Adalet Bakanlığınca onaylanmıyor. Gazetecilerin meslek örgütleri ile bağı koparılıyor.” dedi.
Şu an cezaevlerinde 18 gazetecinin olduğunu söyleyen Durmuş Adalet Bakanlığına görüşmelere izin vermesi çağrısı yaptı. “6 yıldır devem eden engellemeye son verin. Özgürlüklerinden mahrum bırakılan gazetecilerin sendikaları ile buluşmasını engellemeyin” dedi.
Haziran 2018'den bu yana bianet muhabiri. 2013'te bianet'te staj yaptıktan sonra bianet'in projelerinde de yer aldı. Expression Interrupted, susma24.com, Jıneps, Inside Turkey, tol.org gibi platformlarda...
Haziran 2018'den bu yana bianet muhabiri. 2013'te bianet'te staj yaptıktan sonra bianet'in projelerinde de yer aldı. Expression Interrupted, susma24.com, Jıneps, Inside Turkey, tol.org gibi platformlarda haber ve makaleleri yayınlandı. İfade özgürlüğü alanında birçok haber ve makaleye görüş verdi. Yazıları İngilizce başta olmak üzere Fransızca, İtalyanca ve Çerkesceye çevrildi. 8 Mart 2018’deki Feminist Gece Yürüyüşünde çektiği fotoğraflar İstanbul Büyükşehir Belediyesince sergilendi. 27. Metin Göktepe Gazetecilik Ödülünü kazandı. Erciyes Üniversitesi Gazetecilik mezunu.