İstanbul'da gazeteci grevi: "Sputnik çalışanları açlık sınırında yaşıyor"
Sputnik'te sendikalaştıkları için işten çıkartılan ve grev yapan gazetecilerin talebi ortak: İşlerinin iade edilmesi, TGS'yle yürütülen toplu iş sözleşmesi pazarlığına geri dönülmesi ve taleplerinin karşılanması. Günce Nur İnce, Harun Erözbağ, Nejdet Eksilmez anlatıyor.
Türkiye medyasında 2009’da ATV-Sabah grevi sonrası başlayan uzun sessizlik ekonomik krizle birlikte son buldu.
Önce BBC’nin İstanbul Ofisi, soğuğun iliklere kadar işlediği bir dönemde Ocak 2022’de hakları için greve çıktı. 15 günlük mücadele zaferle sonuçlandı.
Ardından Agence France-Presse’nin (AFP) Türkiye ofisinde çalışan gazeteciler 3 Mayıs (2023) Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde greve gitti. Grev dokuzuncu günde kazanımla bitti.
Şimdi ise Sputnik’in Türkiye çalışanları grev yapıyor. İstanbul’un tam orta yerinde, Taksim’de 9 gündür hak mücadelesi yürütüyor. Bu grevi diğerlerinden ayıransa süreçse Sputnik’in 24 gazeteciyi işten çıkarması.
Sputnik Türkiye'nin ofisinin bulunduğu İnönü Stadyumu’nun (Beşiktaş Park) yanındaki Süzer Plaza önündeki greve katılan gazetecilerin talepleri net. Hem sendikalaştıkları için işten atılan gazetecilerin işe geri alınmasını istiyorlar hem de Sputnik’in tekrar Türkiye Gazeteciler Sendikası’yla (TGS) yürütülen toplu iş sözleşmesi masasına dönmesini ve taleplerinin karşılamasını.
İstediklerini alana kadar da mücadeleleri sürdürmekte kararlılar.
İnce: Ekonomik kriz haberi yaparken...
Sputnik editörü ve spikeri Günce Nur İnce, greve çıkan gazetecilerden birisi. Greve giden ve işten çıkartılmaya sonuçlanan süreci anlatıyor.
İnce’nin aktarımına göre gazetecilerin TGS’de örgütlenmesi ve TGS’nin yetki alması yılbaşı sonrasına denk düşüyor. Şubat itibariyle de TSG ve Sputnik TİS masasına oturuyor:
“İlk başta ılımlı gibi görünen bir süreçti. Öteleye öteleye Ağustos’a kadar sarktı. Sonrasında da Sputnik TİS masasını dağıttı. Biz de bunun üzerine grev kararı aldık.
Grev kararını İstanbul ve Ankara ofislerine astığımızın ertesi günü Sputnik 24 gazeteciyi işten çıkardı. Yani burada hem işe dönme eylemi hem de grev yapıyoruz.”
İnce taleplerinin TİS masasında taleplerinin makul olduğunu söylüyor. Maaş artışı, özel sağlık sigortası, evden çalışanlara fatura desteği istediklerini anlatıyor:
Sputnik çalışanları açlık sınırında yaşıyor. Her gün ekonomik kriz haberi yaparken enflasyonun altında biz eziliyoruz. Sputnik tüm dünyada yayın yapan, arkasında Rusya devletini, hükümetini almış bir kuruluş.
Sadece İstanbul'un değil, belki de Türkiye’nin en merkezli, en pahalı yerlerinden bir tanesinde Süzer Plaza'da ofisleri. Hal böyleyken Sputnik, çok asgari düzeyde tuttuğumuz taleplerimizin hiçbirine bir teklif bile vermedi. Sendikal haklarımız hiçe sayıldı.
34 ülkede ofisleri var
Sputnik, İnce’nin bahsettiği gibi Rusya’da hükümete bağlı Rossiya Segodnya Uluslararası Haber Ajansı’nın (MİA Rossiya Segodnya) sahipliğindeki bir kuruluş. Dünyada 34 ülkede 30’dan fazla dilde yayın yapıyor. Dünyanın her yerinde muhabirleri, editörleri var.
Türkiye’nin yanında ABD (Washington), Çin (Pekin), Fransa (Paris), Almanya (Berlin), Mısır (Kahire) ve İngiltere (Londra) de dahil olmak üzere dünyanın kilit önem taşıyan ülkelerinde bölge ofisleri bulunuyor.
Erözbağ: Her iki tarafın kazandığı bir senaryo mümkün
“Burada çalışan gazeteci arkadaşlarım ailelerinin destekleriyle bu zamana kadar ayakta durmayı başarabilmiş kişiler. İşverenimiz emeğimizin karşılığında hak ettiğimiz değeri bugüne kadar karşıladı” diyor.
Süzer Plaza’da grev yapmalarını trajikomik olarak nitelendiren Erözbağ, konuyu açtığı arkadaşlarının kendisine inanmadığını da ekliyor:
Türkiye'nin en önemli plazalarından birine ödenen kira, bu kadar çalışana ödenen ücretten fazla. Sputnik, çalışanlarına değil betona yatırım yaptı. Bugün gelebileceğimiz en son noktadayız. İşlerimizden atıldık. Dolayısıyla bundan daha kötü bir şey yaşayamayız.
Fakat Sputnik’in bir an önce sendika inadını kırması gerekli. Artık Sputnik’e sendika girdi. Sputnik’in sendikayı kabul edip bir an önce toplu iş sözleşmesi masasına oturması gerekli. İşten çıkartılan arkadaşlarım senelerdir buraya ekmek vermiş, Sputnik’e değer katmış insanlar. Geri dönerek her iki tarafın da kazandığı bir senaryoya mümkün.
Korna eksik olmuyor
Sputnik grevi bir tarafta ziyarete gelen milletvekilleri, sendika ve sivil toplum temsilcileriyle diğer tarafta da korna ve halaylarla sürüyor.
Beşiktaş’ın stadının yanından Dolmabahçe’ye inen yolda araç kullanan şoförler, kaldırımın kenarında halay çeken gazetecileri korna çalarak destekliyor. Ziyarete gelenlerse kamp sandalyelerinin atıldığı bir gölgede muhabbete tutuşuyor.
Eksilmez: Bu şartlarda nasıl halkın sesi olabiliriz?
TGS’nin işyeri temsilcisi olan Nejdet Eksilmez, grevi sadece gazetecilerin bir grevi olarak değil Türkiye’de ekonomik krizle boğuşan tüm işçilerin haklı talebi olarak gördüğünü söylüyor:
Türkiye'de ekran başında gazetecileri izleyenler ya da gazete alıp okuyanlar ‘basın emekçileri çok iyi gelire sahip, iyi koşullar altında yaşıyorlar’ gibi bir algıya sahipler. Ancak kazın ayağı öyle değil.
Haberin arkasında, mutfağında çalışan binlerce gazeteci; ekran yüzü olan kişilerle eşit koşullara sahip değiller. Hatta birçoğu Türkiye ortalamasının altında maaş alıyor.
Sabah uyandığı zaman kendi ekonomik durumunu düşünen bir gazeteci nasıl ekonomi haberi yapabilir? Nasıl halkın sesi olabilir? Türkiye'nin sorunlarına ilaç olacak haberler üretebilir?
Gazetede, radyoda, televizyonda, matbaada çalışan bütün basın emekçilerinin artık ekonomik olarak iyi koşulda çalışması gerekiyor.
Evet, gazeteciler özgür olmalı, gazeteciler tutuklanmamalı, gazeteciler işkence de görmemeli ama bunun yanında gazeteciler iyi de bir gelir sahibi olmalı. Ve bu haberin mutfağından başlamalı.
Eksilmez, pandemi döneminde ilk olarak sağlık çalışanlarının aşılanmasını da örnek göstererek “Tedavi için önce sağlık çalışanlarının ayağa kalkması gerekiyordu ki sağlık sistemini ayağa kalksın. Bugün aynı şey basın sektörü için de geçerli. Gazeteciler ayağa kalksın ki haberleriyle Türkiye demokrasisini güçlendirsin” diyerek sözünü bitiriyor.
Akkaya: Sputnik Anayasayı ve kanunları çiğnedi
TGS Genel Sekreteri İlkay Akkaya da konunun hukukiliğine dikkat çekiyor. Toplu iş sözleşmesi masasındayken Sputnik’in 24 gazeteciyi işten çıkarmasının suç olduğunu anlatıyor.
Sputnik Türkiye, çalışanlarının anayasal haklarını, kanunları çiğnedi" diyen Akkaya TGS'nin bu konuda girişimde bulunduğunu belirtiyor:
23 Ağustos'ta suç duyurusunda bulunduk. Bütün iyi niyetli çabalarımıza rağmen geri adım atmadıkları için Sputnik'in Türkiye yönetimi için Çalışma Bakanlığı nezdinde bir süreç başlattık.
Buradaki mücadele sadece Sputnik Türkiye çalışanlarının meselesi değil. Aynı zamanda medya sektöründeki dibe vurmuş ücretlerin yükseltilmesi mücadelesi. Enerjimiz tam, kararlıyız.
Haziran 2018'den bu yana bianet muhabiri. 2013'te bianet'te staj yaptıktan sonra bianet'in projelerinde de yer aldı. Expression Interrupted, susma24.com, Jıneps, Inside Turkey, tol.org gibi platformlarda...
Haziran 2018'den bu yana bianet muhabiri. 2013'te bianet'te staj yaptıktan sonra bianet'in projelerinde de yer aldı. Expression Interrupted, susma24.com, Jıneps, Inside Turkey, tol.org gibi platformlarda haber ve makaleleri yayınlandı. İfade özgürlüğü alanında birçok haber ve makaleye görüş verdi. Yazıları İngilizce başta olmak üzere Fransızca, İtalyanca ve Çerkesceye çevrildi. 8 Mart 2018’deki Feminist Gece Yürüyüşünde çektiği fotoğraflar İstanbul Büyükşehir Belediyesince sergilendi. 27. Metin Göktepe Gazetecilik Ödülünü kazandı. Erciyes Üniversitesi Gazetecilik mezunu.
İzmir Barış Forumu: Barış hemen şimdi, herkes için
İzmir Barış Forumu, barışın yalnızca devletlerin veya elit kesimlerin kararlarıyla değil, halkların ortak mücadelesiyle inşa edileceğini bir kez daha hatırlattı.
İzmir Barış Forumu, 15 Mart 2025 Cumartesi günü barışa giden yolları konuşmak, tartışmak ve ortak bir çözüm üretmek amacıyla bir araya geldi. Forumun sonunda yayımlanan sonuç bildirgesinde, barışın sadece savaşın sona ermesiyle değil, adaletin sağlanması, geçmişle yüzleşilmesi ve toplumsal güvenin yeniden inşa edilmesiyle mümkün olacağı vurgulandı.
Sonuç bildirgesinde, yıllardır barış talebinin çoğunlukla bu uğurda mücadele eden aktivistlerin ve hak savunucularının sırtına yüklendiğine dikkat çekildi. Oysa barış, yalnızca bir grup insanın değil, tüm toplumun ortak meselesi olarak ele alınmalıydı. Bildirgede, "Bugün konuşmamız gereken, barışı savunanların yorgunluğu değil, barışsızlığın topluma yüklediği ağır bedellerdir" denildi.
Foruma katılanlar, dünya tarihinden örnekler vererek barış süreçlerinin ancak cesur adımlar ve kararlı müzakerelerle sürdürülebilir hale gelebileceğini vurguladı. Güney Afrika’da apartheid rejiminin sona ermesi, Kolombiya ve Kuzey İrlanda’da çatışmaların diyalog yoluyla son bulması gibi örnekler, Türkiye için de umut olabilirdi. Ancak Türkiye’de barış süreçlerinin tekrar tekrar başlatılıp sonlandırıldığı, halkın barışa olan inancının bu nedenle kırıldığı belirtildi.
"Siyasi iradenin tutarsızlığı ve çözüm süreçlerindeki ani kesintiler toplumsal güveni sarstı. Oysa barış, iktidar hesaplarının değil, halkların ortak iradesinin eseri olmalıdır" ifadelerine yer verilen bildirgede, barışın sadece devletlerin iki dudağı arasındaki bir karar olmadığı, toplumu içine alan adil ve şeffaf bir süreçle sağlanabileceği vurgulandı.
Barış için neler yapılmalı?
Foruma katılanlar, barışa ulaşmak için somut öneriler sundu:
Barışı bir ideal değil, evrensel bir insan hakkı olarak tanımlamak.
Geçmişle yüzleşmek ve hak ihlallerini samimiyetle ele almak.
Toplumun barış süreçlerinde özne olması, yerel inisiyatiflerin güçlendirilmesi.
Kadınların, gençlerin, LGBTİ+ bireylerin ve tüm dışlanmış toplulukların barış süreçlerine aktif katılımı.
Ekonomik eşitsizlikler ve baskıcı politikalarla mücadele etmeden kalıcı bir barış sağlanamayacağı gerçeğini kabul etmek.
"Barış, halkların ellerinde yükselir"
İzmir Barış Forumu, barışın yalnızca devletlerin veya elit kesimlerin kararlarıyla değil, halkların ortak mücadelesiyle inşa edileceğini bir kez daha hatırlattı. Forum, barışı yalnızca konuşmanın değil, onun için harekete geçmenin zamanının geldiğini vurgulayarak, mücadeleyi sürdüreceğini ilan etti.
"Barış hemen şimdi, herkes için ve hepimizle birlikte!"
2 Nisan boykotu: Ortalamaya kıyasla yaklaşık 16 milyar TL daha az harcama yapıldı
Anadolu Ajansı, “Harcamaların yüzde 55’i” diyerek paylaştığı verilere göre 2 Nisan’da kartlı harcamaların 28 milyar TL olduğunu bildirdi. bianet'in araştırması Nisan 2024'te günlük ortalama 66 milyar TL harcandığını ortaya koyuyor.
Üniversite öğrencilerinin çağrısıyla başlayan ve CHP’nin de desteklediği ‘2 Nisan günlük tüketim boykotu’ sona erdi; bu da beraberinde 'başarı' tartışmalarını getirdi.
Anadolu Ajansı (AA), Bankalararası Kart Merkezi’nden (BKM) derlendiğini belirttiği verileri yayımladı. Buna göre kredi ve banka kartları aracılıyla 2 Nisan'da 28 milyar TL’lik harcama yapıldı.
Aynı haberde AA ülke çapında tüm kartlı işlemlerin yaklaşık yüzde 55'inin BKM üzerinden geçtiğini, bankaların diğer yüzde 45’i oluşturan işlemleri 5 gün içerisinde BKM’ye raporladığını belirtti.
💳 2 Nisan’da kartlı alışverişlerin tutarı, Mart ayı ortalamasını geçti
🫰 1 Nisan’da 14 milyar TL olan alışveriş miktarı, 2 Nisan’da 28 milyar TL’ye yükseldi
📈 2 Nisan Çarşamba günü, bayramdan önceki Çarşamba haricinde Mart’taki diğer Çarşamba’lardan daha yüksek ciro elde… pic.twitter.com/otNlFTyLLm
AA’nın yayımladığı verilerin ardından bazı bakanlar, boykot çağrılarının sonuçsuz kaldığını savunan açıklamalarda bulundu.
Ocak ve şubatta günlük 64 milyar TL harcandı
bianet’in araştırmasına göre, harcama tutarlarında yaklaşık 13,8 ile 15,7 milyar TL’lik bir düşüş yaşandı.
BKM, kredi ve banka kartları aracılıyla yapılan ödemeleri aylık olarak raporluyor ve internet sitesinde paylaşıyor. AA'nın haberde bahsettiği günlük veriler ise BKM'nin internet sayfasında yer almıyor.
BKM’nin son istatistikleri ocak ve şubat aylarına ait. İki ayda kredi ve banka kartlarıyla toplam 3 trilyon 819 milyar TL’lik harcama yapıldı. Bir başka deyişle yılbaşından bu zamana günlük ortalama kartlı harcama tutarı 64 milyar 730 milyon TL.
Ocak ve şubatta yerli kredi kartlarının yurt içi kulanımı
Ocak ve şubatta yerli banka kartlarının yurt içi kulanımı
2024’le fark
Yine BKM’nin raporladığına göre 2024’ün nisan ayında ‘yerli banka ve kredi kartlarıyla yurt içinde’ 1 trilyon 448 milyar TL’lik harcama yapıldı. Bu da günlük 48 milyar 288 milyon TL’lik harcamaya eş değer.
Nisan 2024'te yerli banka ve kredi kartıyla yurt içinde alışveriş tutarı
Ayrıca Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bugün yıllık enflasyonu yüzde 38,10 olarak açıkladı. Nisan 2024’teki günlük 48 milyar 288 milyon TL’lik harcama tutarının enflasyon dikkate alındığında 66 milyar 685 milyon TL’ye yükselmesi beklenirdi.
Anadolu Ajansı’nın paylaştığı veriler, eğer haberde belirtildiği gibi BKM’nin paylaştığı yüzde 55’lik dilimse, 2 Nisan’daki toplam harcamanın 50 milyar 900 milyon TL civarında olduğunu söylenebilir.
Bu haliyle de 2 Nisan’daki harcama tutarının Ocak ve Şubat’ın ortalamasından yaklaşık 14 milyar TL, enflasyon muhasebesiyle de geçen senenin nisan ayından 16 milyar TL gerisinde kaldığı açık.
Veriler 2 Nisan'daki harcamaların Nisan 2024'deki günlük ortalamaya göre yüzde 23,67; ocak ve şubat ortalamasına göre de yüzde 21,36 düştüğünü gösteriyor.
Haziran 2018'den bu yana bianet muhabiri. 2013'te bianet'te staj yaptıktan sonra bianet'in projelerinde de yer aldı. Expression Interrupted, susma24.com, Jıneps, Inside Turkey, tol.org gibi platformlarda...
Haziran 2018'den bu yana bianet muhabiri. 2013'te bianet'te staj yaptıktan sonra bianet'in projelerinde de yer aldı. Expression Interrupted, susma24.com, Jıneps, Inside Turkey, tol.org gibi platformlarda haber ve makaleleri yayınlandı. İfade özgürlüğü alanında birçok haber ve makaleye görüş verdi. Yazıları İngilizce başta olmak üzere Fransızca, İtalyanca ve Çerkesceye çevrildi. 8 Mart 2018’deki Feminist Gece Yürüyüşünde çektiği fotoğraflar İstanbul Büyükşehir Belediyesince sergilendi. 27. Metin Göktepe Gazetecilik Ödülünü kazandı. Erciyes Üniversitesi Gazetecilik mezunu.