İnsanlar yabandaki tüm memelilerin yüzde 80'ini yok etti
Salgın hastalıkların doğaya ve hayvanlara olan davranışlarımızla ilişkisini açığa çıkaran "A Viral Spiral" adlı animasyon, yeryüzündeki yaşamın yalnızca yüzde 0,01'ini oluşturan insanların yabandaki tüm memelilerin yüzde 80'inden fazlasını yok ettiğini ortaya koydu.
Dünyaca ünlü sanatçı Steve Cutts’ın, Party For The Animals’ın bilimsel bürosu olan Nicolaas G. Pierson Vakfı için yaptığı animasyonun Türkçe dublajlı versiyonu Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) tarafından hazırlanarak yayınlandı.
Salgın hastalıkların doğaya ve hayvanlara olan davranışlarımızla ilişkisini açığa çıkaran "A Viral Spiral (Hastalık Sarmalı)" adlı animasyon, kontrol edilmiş verilerden ve bilimsel olarak desteklenen bilgilerden oluşuyor.
Yüzde 0,01 yüzde 80’i yok etti
Animasyonda bahsedilen bazı önemli bilgiler ise şöyle:
Bitkiler yeryüzündeki hayatın yüzde 82'sini, bakteriler yüzde 13'ünü geriye kalan her şey yüzde 5’ini oluşturuyor. Ve biz insanlar, yeryüzündeki yaşamın yalnızca yüzde 0,01'ini oluşturuyoruz.
Bu yüzde 0,01, yabandaki tüm memelilerin yüzde 80'inden fazlasını yok etti. Yabandaki yaşam popülasyonlarını yüzde 60 oranında azalttı.
Yaban hayatındaki türler yok olurken, yeryüzündeki memelilerin yüzde 60’ını çiftliklerdeki hayvanlar oluşuyor.
Hayvancılık, ormansızlaşma ve yaban hayvanı ticareti, biyoçeşitlilik kaybına yol açarken patojenlerin yayılma riskini de artırıyor.
İnsanlara sıçrarsa pandemiye sebep olabilecek sayısız hastalık var. Bugüne kadar kuş gribi, domuz gribi, H5N8 ve H9N2 virüsleri hayvanlardan insanlara bulaştı ve pek çok insanın ölümüne sebep oldu.
Şimdi harekete geçmezsek ilaca dirençli hastalıklar 2050 yılına geldiğimizde, her sene 10 milyon ölüme neden olabilir.
Acil önlemler alınmalı
Gelecekte yaşanabilecek pandemileri ve doğanın tahribatını engellemek için acil önlemler alınması gerektiğini belirten animasyon, çözümün ormansızlaştırmayı durdurmak, yaban hayvanı ticaretini yasaklamak, “et” ve diğer hayvansalların tüketimine son vermek olduğunu belirtiyor ve harekete geçmeye çağırıyor.
HAKİM de animasyonun sonunda daha adil bir dünya için bireyleri değişmeye; hissedebilen bireyler olan hayvanların ve doğanın kurtuluşu için mücadeleye katılmaya davet ediyor.
Party For The Animals’tan dilekçe
Öte yandan HAKİM, Party For The Animals’ın 500 bin imzaya ulaşıldığında farklı hükümetlere sunacağı Gıda Devrimi dilekçesini de animasyon ile birlikte paylaştı.
Gelecekteki salgınları önlemek, iklim ve biyolojik çeşitlilik krizleriyle mücadele etmek için gıda sisteminin değiştirilmesi gerektiği vurgulanan dilekçede, tüm dünya hükümetlerinin atması gereken adımlar şöyle sıralanıyor:
2030 yılına kadar hayvansal ürünleri en az %75 oranında azaltmak için öncü olun. Bunu mesela kafeler ve kantinlerde günlük vegan menü seçeneği sunmayı zorunlu hale getirmekle başlayın.
Hayvancılıkla uğraşanların bitki tarımına geçiş yapmaları aşamalarında destek olun.
Et ve süt ürünleri için yapılan ödenekleri kademeli olarak kaldırın.
Vahşi hayvanların tüketimini ve ticaretini yasaklayın.
Kürk üretimi, ithalatı ve ticaretini yasaklayın.
Canlı hayvanların uluslararası nakliyesine son verin.
Tüm hayvansal ürünlere, hayvanların nerede, ne koşullarda yetiştirildiğini ve kesildiğini belirten ve ürünün ekolojik ayak izini gösteren etiketlendirmeyi zorunlu kılın.
Değişime neden ihtiyaç var?
Dilekçede değişime neden ihtiyaç duyulduğunu da anlatan Party For The Animals, hem hayvancılık hem de kürk endüstrisinin halk sağlığı açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu söyledi.
Açıklamaya göre, her yıl milyarlarca hayvanın gıda ve moda endüstrisinde kullanılmak üzere yetiştirilmesi, ticareti, nakliyesi ve kesilmesi hastalıkların insana bulaşma riskini artırıyor. Her dört yeni bulaşıcı hastalıktan üçü, hayvanlara yapılan zalimce ve sürdürülebilir olmayan muamelelerden kaynaklanıyor. Covid-19 virüsü; SARS, MERS, domuz gribi, kuş gribi ve deli dana hastalığını takip eden en yeni örnek.
Uzmanlar, işimize her zamanki gibi devam edersek bunun kesinlikle bir son olmadığı konusunda uyarıyor:
“En son dünyanın en büyük vizon kürkü üreticisi olan Danimarka'da görüldüğü üzere kürk endüstrisi, aşılara dirençli olabilecek, mutasyona uğramış korona virüsü için bir üreme alanı haline gelmiştir. Virologlar, kürk endüstrisinin, korona virüsünün hayvanlardan insanlara sıçramasındaki aranan kayıp halka bile olabileceğini dile getiriyorlar.
“Bunlara rağmen dünya liderleri onlarca yıldır, hayvancılıkla uğraşanları sürdürülebilir olmayan yöntemlerle çalışmaya zorlayarak, süt ve et ürünlerinin tüketimini artırmak amacıyla büyük miktarda kamu fonları (sizin paranız) ayırdılar. Vizon çiftliklerini, uluslararası canlı hayvan taşımacılığını ve yaban hayatı ticaretini desteklediler. Bunları yaparak hükümetlerimiz halk sağlığını ve dünya üzerindeki yaşamı aşırı derecede tehlikeye atmaktadırlar.
“Hepimiz için sağlıklı ve sürdürülebilir bir gıda sistemine geçiş konusunda Dünya liderlerinin yedi aşamalı eylem planını başlatmaları için #FoodRevolution #GıdaDevrimi dilekçesini imzalayın ve lütfen paylaşın. Süpermarkette ve tüm alışverişlerinizde sürdürülebilir seçimler yapın ve daha bitkisel temelli bir diyete geçin. Dünyayı insanlar ve hayvanlar için daha iyi bir yer haline getirelim.”
Timur Soykan (solda) ve Murat Ağırel serbest bırakıldıktan sonra
Sabah saatlerinde evlerine yapılan baskınla gözaltına alınan gazeteciler Murat Ağırel ve Timur Soykan gece yarısı çıkarıldıkları nöbetçi 4. Sulh Ceza Mehkemesince haftada üç gün imza ve yurt dışı yasağıyla serbest bırakıldı.
Savcı, iki gazeteciyi de ifadelerine başvurmaksızın saat 18.50 dolayında tutuklama istemiyle hakimliğe sevk etmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı gazetecilerin gözaltına alınmasının “Flash Haber TV isimli televizyon kanalının devri ve satın alınması hususu"yla ilgili olduğuna dair bir açıklama yapmıştı.
Ağırel’in avukatı Enes Ermaner, 7 Nisan Pazartesi günü dosyaya bakan savcıyla görüştüğünü, perşembe saat 13.00’te ifade vermeye gideceklerini ancak buna rağmen ev baskınının gerçekleştiğini belirtti.
Fotoğraf sanatçısı ve mimar Murat Germen, eşiyle birlikte yurt dışından dönerken dün (9 Nisan) akşam saat 19.30’da havaalanında gözaltına alındı.
“Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” (TCK md. 216/1) suçlamasıyla gözaltına alınan Germen'in avukatı, dosyada gizlilik kararı olduğunu belirtti.
T24’e konuşan Germen'in eşi Sema Germen, gözaltı gerekçesini henüz öğrenemediklerini ve Çağlayan Adliyesi’nde beklediklerini söyledi.
Germen, açıklamasına şöyle devam etti:
“Sürekli bilgi ve belge toplayan biriydi. O yüzden olabilir diye düşünüyorum. Genelde çevreyle ilgili, kent suçlarıyla ilgili çok çalışma yapıyorduk beraber. Sadece tahmin yürütüyorum. Terörle ilgili bir birimde ve savcı ile görüşme olacakmış. Dosya numarasını aldım ama şu anda hiçbir şey belli değil daha. Sadece halkı kin ve nefrete yönlendirme suçu koymuşlar. Tek bir dosyası var.”
Murat Germen hakkında
1965 doğumlu fotoğraf sanatçısı ve mimar. Fulbright bursu ile gittiği Massachusetts Institute of Technology'den (MIT) mimarlık yüksek lisans derecesini Amerikan Mimarlar Birliği (AIA) Altın Madalyası ile aldı.
Kariyeri boyunca fotoğraf, sanat ve yeni medya alanlarında birçok eser üretti. Sabancı Üniversitesi'nde fotoğraf, sanat ve yeni medya dersleri veriyor.
Çeşitli yayınlarda mimarlık, fotoğraf, sanat ve yeni medya üzerine birçok makale ve fotoğraf serisi yayımlandı; dünya çapında onlarca konferansta ders verdi.
Sanatının odağı, aşırı kentleşme ve gentrifikasyonun etkileri, yerinden edilme, yeni emperyalizm biçimleri ve araçları, yurttaş hakları, katılımcı yurttaşlık, yerel kültürlerin sürdürülebilirliği, doğanın insan tarafından tahribatı, iklim krizi, küresel ısıtma ve su hakları gibi konular. Kültürel miras, yerel arşivleme, suç sahası incelemesi olarak belgeleme, kişisel ve kolektif hafıza çatışmaları, velayet ve ihanet dinamikleri gibi kavramlar da sanatçının eserlerinde merkezi bir yere sahip. Temsil, simülasyon, tarih yorumları, nesnellik vaatleri ve hegemonik sistemler gibi diğer temalar da Germen'in sıkça sorguladığı konular.
Sanatçının, biri Skira (İtalya) ve diğeri MASA (Türkiye) tarafından yayımlanan iki monografisi bulunmaktadır. Türkiye, ABD, İtalya, Almanya, Birleşik Krallık, Meksika, Portekiz, Özbekistan, Yunanistan, Japonya, Rusya, Ukrayna, Bulgaristan, Polonya, İran, Hindistan, Avustralya, Fransa, Kanada, Bahreyn, Güney Kore, Dubai, Çin, İsveç, İsviçre, Mısır gibi ülkelerde yüzün üzerinde solo ve grup sergisine katılmıştır. Sanatçının eserlerinin birçok baskısı, dünya çapında önemli sanat koleksiyoncularının kişisel koleksiyonlarında yer alıyor.