HDP'li Gergerlioğlu, Bakanlığın kararını ve bir hekim olarak ATK ile Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Aysel Tuğluk için verdiği zıt raporları bianet’e değerlendirdi: "Adli Tıp Kurumu'nun raporu tıbbi beyanlar içermiyor."
Adalet Bakanlığı, cezaevlerindeki hak ihlallerini gündeme getiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili- Doktor Ömer Faruk Gergerlioğlu’na, demans tanısı konulan eski milletvekili Aysel Tuğluk’u ziyareti için izin vermedi.
Gergerlioğlu, Bakanlığın kararını ve bir hekim olarak Adli Kurumu Kurumu (ATK) ile Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Aysel Tuğluk için verdiği zıt raporları bianet’e değerlendirdi.
“Terör suçları” kapsamında yatan mahpusların ziyareti için Adalet Bakanlığı’ndan izin alınması şartının konulduğunu belirten Gergerlioğlu, çok kez başvuru yaptığını fakat her seferinde gerekçe gösterilmeden reddedildiğini söyledi.
Gergerlioğlu, Adalet Bakanlığına yönelik eleştirileri nedeniyle izin verilmediğini belirtti. Cezaevi yönetiminin de aynı tutum içinde olduğunu ifade etti.
İstanbul ATK’nin Tuğluk için verdiği “cezaevinde kalabilir” raporu ve Kocaeli Üniversitesi’nin “cezaevinde kalamaz, infazı ertelenmeli” raporunu da bir hekim gözüyle değerlendiren Gergerlioğlu, “Her iki raporu da ayrıntılı şekilde okudum. Kocaeli Üniversitesi’nde 9 profesör ‘kesinlikle cezaevinde kalamaz, infazı ertelenmeli’ diyor ve bunu tıbbi değerlendirmelerle ifade ediyor.
ATK ise raporunda ‘bizi kandırmaya çalışıyor, infaz ertelemeye gerek yok’ demiş. Sandalyeye oturamamasını bile numara olarak görmüşler. Demansta bu şekilde durumlar yaşanıyor ve çok yaygın bir durum. Hastalık açık şekilde ortada. ATK'nin raporu tıbbi beyanlar içermiyor, bunlar tıbbi beyanlar değil” dedi.
"Ahizeyi kaldırması dakikalar alıyor"
Hipokrat yemini hatırlatması yapan Gergerlioğlu, hekimlerin siyasi, dini hiçbir ayrım yapamayacağını vurguladı: “Tüm hekimler hipokrat yemini ediyor, hekimler ayrım yapamaz ama ATK’nin siyasi bir ayrım yaptığı çok açık ortada. Ziyaretinde giden vekil arkadaşlarımız telefon ahizesini kaldırması için yönlendirdiklerini bunun bile dakikalar aldığını söylüyor.
Sandalyeyi düzeltip oturana kadar uzun bir zaman geçtiğini, kelimeleri veya söyleyeceği şeyleri unuttuğunu, konuşmasında sorun olduğunu belirtiyorlar. Doktor olmayan insanların bile hissettiği bir durum var ortada ama ATK ‘kandırılıyoruz’ diyor, verdiği karar tamamen siyasi, tıbbi izahı yok."
Adalet Bakanının ziyarete izin vermemesi üzerine Gergerlioğlu, bugün Kandıra Cezaevi önündeydi ve cezaevi önünde açıklama yaptı. Gergerlioğlu, cezaevi önünden "Aysel Tuğluk büyük hak ihlalleri yaşıyor. Aysel Tuğluk'un tıbbi raporlara göre bir an önce cezaevinden çıkarılması gerekiyor. Bunun yapılmaması halinde vahim bir sonuçla karşı karşıya kalınabilir" diye seslendi.
Ne olmuştu?
Aysel Tuğluk, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı görevinde bulunduğu dönemde, 29 Aralık 2016'da tutuklanmıştı. Tuğluk, hakkında hazırlanan iddianamede, DTK Eş Başkanlığı döneminde yaptığı açıklamalar ve faaliyetleri nedeniyle suçlanmıştı.
16 Mart 2018'de kararını açıklayan Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi, Aysel Tuğluk'a "örgüt yöneticisi olmak" iddiasıyla 10 yıl hapis cezası vermişti. Yapılan itirazların ardından Yargıtay 16. Ceza Dairesi de Tuğluk hakkında verilen hapis cezasını onamıştı.
Son olarak ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 6-8 Ekim Kobani eylemlerine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında Tuğluk için tutuklama kararı verilmişti.
Annesinin cenazesine saldırı
Beş yılı aşkın süredir Kandıra F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutulan Tuğluk, 13 Eylül 2017'de annesi Hatun Tuğluk'u kaybetti.
Hatun Tuğluk için Ankara'da yapılan cenaze törenine "Buraya Ermeni gömdürtmeyiz" diyerek ırkçı saldırı düzenlendi. Cenaze törenine yapılan saldırı ve süren tehditler nedeniyle Hatun Tuğluk'un bedeni gömüldüğü yerden çıkartıldı ve memleketi Dersim'de toprağa verildi.
Annesinin kaybından kısa bir süre sonra Aysel Tuğluk sağlık sorunları yaşamaya başladı. Her fırsatta ailesine ve avukatlarına telkinde bulunan ve sağlık sorunlarıyla gündeme gelmek istemediğini söyleyen Tuğluk'un hastalığı gün geçtikçe ilerledi.
Demans tanısı konuldu
Hafıza kaybı yaşayan Tuğluk, günlük işlerini tek başına yapamaz hale geldi. Sevk edildiği Kocaeli Üniversitesi Hastanesi 15 Mart 2021'de Tuğluk'a demans tanısı koydu.
KOÜ Adli Tıp Anabilim Dalı 12 Temmuz'da açıkladığı kesin raporunda ise; "Demansın ilerleyebileceğini, cezaevi koşullarında tıbbi destek ve bakımın yeterliliğinde sorun yaşanabileceğini, Tuğluk'un yaşamını bir başkasının yardımı olmaksızın sürdürmesinin mümkün olmadığını, zorunlu ihtiyaçları karşılayamayacağını, infazının ertelenmesi gerektiğini, infaz kurumunda hayatını yalnız idame ettiremeyeceğini" belirtti.
KOÜ 'cezavinde kalamaz', ATK 'kalır' dedi
Tuğluk, daha sonra İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk edildi. ATK, iki saatlik incelemenin ardından "hayatını yalnız başına idame ettirebilir, tedavisi ve düzenli kontrolleri sağlanarak, cezaevinde infazına devam edilebilir" yönünde rapor verdi.
ATK raporu nedeniyle Savcılık, infaz ertelenmesi talebini de reddetti. Üçüncü bir sağlık raporu için 21 Aralık 2021'de yeniden hastaneye sevk edildi.
Aysel Tuğluk hakkında
Demokratik Toplum Partisi'nde (DTP) Eş Başkanlık yaptı. 2007-2009 yılları arasında Diyarbakır milletvekili, 2011-2015 yıllarında HDP Van milletvekili oldu.
Ayrıca HDP Hukuk ve İnsan Haklarından sorumlu eski Eş Genel Başkan Yardımcılığı görevini sürdürdü.
Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı Yönetim Kurulu üyesi, İnsan Hakları Derneği Üyesi ve Yurtsever Kadınlar Derneği kurucusu oldu. (RT)
bianet eğitim ve mülteci hakları editörü. Evrensel, T24, Taraf, Bakurpress, JİNHA, Jin news, Özgürlükçü Demokrasi ve Yeni Yaşam gazetesinde, yargı muhabirliği, politika editörlüğü, hak ihlalleri ve...
bianet eğitim ve mülteci hakları editörü. Evrensel, T24, Taraf, Bakurpress, JİNHA, Jin news, Özgürlükçü Demokrasi ve Yeni Yaşam gazetesinde, yargı muhabirliği, politika editörlüğü, hak ihlalleri ve kadın alanlarında çalıştı. İstanbul Aydın Üniversitesi İnternet Gazeteciliği ve Yayıncılığı, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünde okudu.
Timur Soykan (solda) ve Murat Ağırel serbest bırakıldıktan sonra
Sabah saatlerinde evlerine yapılan baskınla gözaltına alınan gazeteciler Murat Ağırel ve Timur Soykan gece yarısı çıkarıldıkları nöbetçi 4. Sulh Ceza Mehkemesince haftada üç gün imza ve yurt dışı yasağıyla serbest bırakıldı.
Savcı, iki gazeteciyi de ifadelerine başvurmaksızın saat 18.50 dolayında tutuklama istemiyle hakimliğe sevk etmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı gazetecilerin gözaltına alınmasının “Flash Haber TV isimli televizyon kanalının devri ve satın alınması hususu"yla ilgili olduğuna dair bir açıklama yapmıştı.
Ağırel’in avukatı Enes Ermaner, 7 Nisan Pazartesi günü dosyaya bakan savcıyla görüştüğünü, perşembe saat 13.00’te ifade vermeye gideceklerini ancak buna rağmen ev baskınının gerçekleştiğini belirtti.
Fotoğraf sanatçısı ve mimar Murat Germen, eşiyle birlikte yurt dışından dönerken dün (9 Nisan) akşam saat 19.30’da havaalanında gözaltına alındı.
“Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” (TCK md. 216/1) suçlamasıyla gözaltına alınan Germen'in avukatı, dosyada gizlilik kararı olduğunu belirtti.
T24’e konuşan Germen'in eşi Sema Germen, gözaltı gerekçesini henüz öğrenemediklerini ve Çağlayan Adliyesi’nde beklediklerini söyledi.
Germen, açıklamasına şöyle devam etti:
“Sürekli bilgi ve belge toplayan biriydi. O yüzden olabilir diye düşünüyorum. Genelde çevreyle ilgili, kent suçlarıyla ilgili çok çalışma yapıyorduk beraber. Sadece tahmin yürütüyorum. Terörle ilgili bir birimde ve savcı ile görüşme olacakmış. Dosya numarasını aldım ama şu anda hiçbir şey belli değil daha. Sadece halkı kin ve nefrete yönlendirme suçu koymuşlar. Tek bir dosyası var.”
Murat Germen hakkında
1965 doğumlu fotoğraf sanatçısı ve mimar. Fulbright bursu ile gittiği Massachusetts Institute of Technology'den (MIT) mimarlık yüksek lisans derecesini Amerikan Mimarlar Birliği (AIA) Altın Madalyası ile aldı.
Kariyeri boyunca fotoğraf, sanat ve yeni medya alanlarında birçok eser üretti. Sabancı Üniversitesi'nde fotoğraf, sanat ve yeni medya dersleri veriyor.
Çeşitli yayınlarda mimarlık, fotoğraf, sanat ve yeni medya üzerine birçok makale ve fotoğraf serisi yayımlandı; dünya çapında onlarca konferansta ders verdi.
Sanatının odağı, aşırı kentleşme ve gentrifikasyonun etkileri, yerinden edilme, yeni emperyalizm biçimleri ve araçları, yurttaş hakları, katılımcı yurttaşlık, yerel kültürlerin sürdürülebilirliği, doğanın insan tarafından tahribatı, iklim krizi, küresel ısıtma ve su hakları gibi konular. Kültürel miras, yerel arşivleme, suç sahası incelemesi olarak belgeleme, kişisel ve kolektif hafıza çatışmaları, velayet ve ihanet dinamikleri gibi kavramlar da sanatçının eserlerinde merkezi bir yere sahip. Temsil, simülasyon, tarih yorumları, nesnellik vaatleri ve hegemonik sistemler gibi diğer temalar da Germen'in sıkça sorguladığı konular.
Sanatçının, biri Skira (İtalya) ve diğeri MASA (Türkiye) tarafından yayımlanan iki monografisi bulunmaktadır. Türkiye, ABD, İtalya, Almanya, Birleşik Krallık, Meksika, Portekiz, Özbekistan, Yunanistan, Japonya, Rusya, Ukrayna, Bulgaristan, Polonya, İran, Hindistan, Avustralya, Fransa, Kanada, Bahreyn, Güney Kore, Dubai, Çin, İsveç, İsviçre, Mısır gibi ülkelerde yüzün üzerinde solo ve grup sergisine katılmıştır. Sanatçının eserlerinin birçok baskısı, dünya çapında önemli sanat koleksiyoncularının kişisel koleksiyonlarında yer alıyor.