Erkekler, 2020'de en az 284 kadını ve 26 çocuğu öldürdü. Erkekler, 96 kadına tecavüz etti, 818 kadını seks işçiliğine zorladı, 147 kadını taciz etti, 265 çocuğu istismar etti. Erkekler 2020'de en az 792 kadına da şiddet uyguladı, yaraladı.
bianet'in 1 Ocak 2020 - 31 Aralık 2020 döneminde Türkiye'deki yerel, ulusal ve internet basınına yansıyan haberlerden derlendiği güncel verilere göre, erkekler, 2020'da en az 284 kadını öldürdü.
Geçmiş yıllarda işlenen ancak basına 2020’de yansıyan cinayetler de eklendiğinde erkeklerin öldürdüğü kadın sayısı 305 oluyor.
Yine aynı dönemde (1 Ocak 2020 - 31 Aralık 2020) erkekler 26 çocuğu öldürdü, 96 kadına tecavüz etti, 818 kadını seks işçiliğine zorladı, 147 kadını taciz etti, 265 çocuğu istismar etti.
Erkekler 2020'de en az 792 kadına da şiddet uyguladı. 2020'de aralarında transların da olduğu en az 255 kadının ölümü basına "şüpheli" olarak yansıdı.
Erkekler, 2020'de, en az dokuz kadını öldürmeye teşebbüs etti, 20 kadını öldürmekle tehdit etti. 2020'de aralarında transların da olduğu en az 10 kadının ölümü basına "intihar", "intihara sürüklenme" ve "şüpheli intihar" olarak yansıdı.
Basına yansıyan bilgilere göre erkekler, en az 18 kadını, “koruma”, “uzaklaştırma” kararı ve “talebine” rağmen öldürdü.
En az sekiz fail cezaevinden pandemi nedeniyle hazırlanan infaz paketinden yararlandıktan sonra “cezaevinden izinli çıktıktan” ve “tahliye” olduktan sonra kadınları öldürdü.
2020’de en az 10 kadın kendisine şiddet uygulayan ve cinsel saldırıda bulunan erkeklerden korunmak için meşru müdafaa hakkını kullandı.
Erkekler, 2020'de en az 284 kadını ve aralarında göçmenlerin de olduğu 26 çocuğu öldürdü. Ayrıca erkekler, cinayet sırasında kadınların yanında olan en az 25 erkeği öldürdü. Erkeklerin öldürdüğü 12 kadın Türkiyeli değildi. Biri, Moldovyalı trans bir kadındı (Nisan).
Erkekler, kadınları nerede öldürdü?
Erkekler kadınların yarısına yakını ev içinde öldürdü.
Erkekler, 138 kadını ev içinde, 86 kadını, ofis, hastane, ormanlık alan, trafik, otopark gibi ev dışı alanlarda öldürdü. Erkeklerin, 60 kadını nerede öldürdüğü basına yansımadı.
Kadınları kim öldürdü?
Bazı cinayetleri işleyen fail erkek sayısı birden fazlaydı.
2020’de 185 kadını kocası, nişanlısı, eski kocası ve sevgilisi öldürdü.
56 kadını baba, oğul, torun, damat, gibi aile üyeleri öldürdü. 22 kadını, komşu ve arkadaşları öldürdü.
Sekiz kadını, evine yemek götüren kurye, ev gezdiren emlakçı, evine giren hırsın, evine gelen tamirci gibi erkekler öldürdü. Kadınları öldüren en az 25 erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı.
Kadınları öldürenler arasında iki astsubay, bir polis, bir korucu, bir de yaşadığı kentin (Ordu) belediye başkanı vardı.
Erkekler kadınları nasıl öldürdü?
Erkekler kadınların yarısından çoğunu, yüzde 57'sini ateşli silahlarla öldürdü.
Erkekler 167 kadını ateşli silahla, 75 kadını bıçak, balta gibi kesici aletlerle öldürdü. 2020’de 14 kadını boğan erkekler, beş kadını darp ederek, yedi kadını da zehirleyerek, yakarak, başını taşla ezerek öldürdü. Erkeklerin, 16 kadını öldürme şekli basına yansımadı.
Erkekler, kadınları hangi "bahanelerle" öldürdü?
Erkekler, her beş kadından birini ayrılmak istediği için öldürdü.
Adana (11), Afyon (2), Ağrı (2), Aksaray (3), Ankara (14), Antalya (12), Antep (5), Aydın (8), Balıkesir (4), Bartın (1), Batman (1), Bilecik (2), Bingöl (2), Burdur (1), Bursa (7), Çanakkale (2), Çankırı (1), Çorum (2), Denizli (5), Diyarbakır (8), Düzce (3), Edirne (2), Elazığ (3), Erzurum (5), Eskişehir (3), Giresun (1), Hatay (3), Iğdır (2), Isparta (2), İstanbul (39), İzmir (22), Karabük (2), Kars (4), Kastamonu (2), Kayseri (2), Kırşehir (1), Kilis (1), Kocaeli (7), Konya (12), Kütahya (3), Maraş (5), Malatya (2), Manisa (7), Mardin (3), Mersin (10), Muğla (7), Muş (1), Nevşehir (1), Niğde (1), Ordu (6), Osmaniye (2), Rize (5), Sakarya (3), Samsun (4), Sivas (5), Tekirdağ (4), Trabzon (1), Urfa (1), Uşak (1), Van (1), Zonguldak (2).
Çocuk cinayetleri
bianet'in 1 Ocak 2020 - 31 Aralık 2020 döneminde Türkiye'deki yerel, ulusal ve internet basınına yansıyan haberlerden derlediği güncellenmiş verilere göre, erkekler 2020'de şiddet uyguladıkları kadınlara zarar vermek veya öç alma bahanesiyle en az 26 çocuğu öldürdü.
Öldürülen çocuklar arasında bebekler de vardı. Öldürülen çocuklardan biri Afganistanlı, ikisi Suriyeliydi. Erkeklerin öldürdüğü çocuklardan biri erken yaşta zorla evlendirilmişti.
Çocukları kim öldürdü?
14 çocuğu babası/üvey babası, bir çocuğu eski sevgilisi, iki çocuğu abisi, iki çocuğu annesi, bir çocuğu erken yaşta zorla evlendirildiği kocası, bir çocuğu iş yeri yöneticisi, beş çocuğu öldürenlerin yakınlık derecesi basına yansımadı.
Öldürülen çocuklardan isimleri basına yansıyanlar
Ekin K., Berfin Ç., Ceylan A., Ceren K., Naki Ç., Emir Ç., Alperen E., Esila T., Hamza A., N.T., Dilan K., Taha Y., Duygu D., Nurbari M., Eymen H., Hayat, Z.K., Zeynep S., Rüzgar E., Kumsal K., Gamze A., Mehmet A., Hatice A., Mücahit A.
Hukuki Süreç
Çocukları öldüren en az 26 fail vardı.
Sadece 8 fail tutuklandı, 4 fail gözaltına alındı. 6 fail intihar etti. Bir failin hukuki süreci basına "kaçtı", bir failin süreci "adli kontrolle serbest bırakıldı" olarak yansıdı.
6 failin hukuki süreci basına yansımadı.
Tecavüz
bianet'in 1 Ocak 2020 - 31 Aralık 2020 döneminde Türkiye'deki yerel, ulusal ve internet basınına yansıyan haberlerden derlediği güncellenmiş verilere göre erkekler, 96 kadına tecavüz etti.
Erkeklerin tecavüz ettiği yedi kadın zihinsel engelleydi.
En az iki cinsel saldırı vakası kadınların hamile olduğunun anlaşılması ile açığa çıktı.
Erkekler, sekiz kadına sistematik olarak tecavüz etti. En az üç kadına da tecavüz eden erkekler, onları gasp etti.
Erkeklerin tecavüz ettiği iki kadın Suriyeli, biri Afgan, biri İngiliz, biri Fil Dişi Sahilleri'nden biri de Rus’tu
Kadınlara kim tecavüz etti?
En az beş vakada birden fazla fail vardı.
11 kadına kocası, sevgilisi, eski kocası, sekiz kadına birlikte çalıştığı iş arkadaşı ve yöneticisi, beş kadına akrabası, yedi kadına esnaf, iki kadına komşusu, iki kadına babası, üç kadına hasta bakıcı ve doktor, bir kadına akademisyen, üç kadına kendisini din görevlisi olarak tanıtan üç erkek tecavüz etti. En az 54 kadın kendisine tecavüz eden 60 erkeği tanımıyordu.
Erkekler kadınlara nerede tecavüz etti?
Erkekler, 23 kadına ev içinde, 42 kadına üniversite, hukuk bürosu, sokak, park, ormanlık, sokak gibi kamusal alanlarda tecavüz etti. Erkeklerin 31 kadına nerede tecavüz ettiği basına yansımadı.
Hukuki Süreç
Kadınlara tecavüz eden en az 102 fail erkek vardı.
Faillerden sadece 21'i tutuklandı. En az beş fail hakkında hiçbir işlem yapılmadı.
20 fail gözaltına alındı, 19 fail hakkında soruşturma / inceleme başlatıldı, dava açıldı.
Sekiz fail "delil yetersizliğinden" serbest bırakıldı. İki fail intihar etti. 27 failin hukuki süreci basına yansımadı.
Taciz
Erkekler, 2020’de en az 147 kadını taciz etti. Erkeklerin taciz ettiği kadınlardan biri Çinli, biri Faslı, biri Azerbaycanlıydı. Tacizlerden en az biri sistematikti. Kadınları taciz edenler arasında dizi oyuncuları, akademisyenler, siyasi parti üyeleri de vardı.
Kadınları kim taciz etti?
51 kadın kendisini taciz eden 104 erkeği tanımıyordu. Dokuz kadını iş arkadaşı, yöneticisi taciz etti. En az 82 kadını, aralarında akademisyen, dizi oyuncusu, polis, terapist, kuryenin de olduğu 93 erkek taciz etti. Beş kadını da komşusu erkekler taciz etti.
Erkekler kadınları nasıl taciz etti?
Erkekler, 114 kadını sözlü ve fiziki yönden taciz etti, yedi kadının karşısında mastürbasyon yaparak taciz eden erkekler, 17 kadını da sosyal medya üzerinden taciz etti. Erkekler dokuz kadını da cinsel organını göstererek taciz etti.
Hukuki Süreç
Kadınları taciz eden en az 211 fail erkek vardı.
Sadece 13 fail tutuklandı. 40 fail gözaltına alındı.
En az 92 failin hukuki süreci basına, "soruşturma başlatıldı", "hakkında hiçbir işlem yapılmadı", "dava açıldı" olarak yansıdı. Yedi fail "delil yetersizliğinden serbest bırakıldı." En az 52 failin hukuki süreci basına yansımazken yedi failin hukuki süreci, "aranıyor", "kaçtı" olarak yansıdı.
Çocuk İstismarı
bianet'in 1 Ocak 2020 - 31 Aralık 2020 döneminde Türkiye'deki yerel, ulusal ve internet basınına yansıyan haberlerden derlendiği güncel verilere göre, erkekler, 2020'de aralarında oğlan çocukların da olduğu 265 çocuğu istismar etti.
Çocukları kim istismar etti?
Çocukları istismar eden en az 109 failin yakınlık derecesi basına yansımadı. 40 çocuğu öğretmen, spor çalıştırıcısı ve okul çalışanları istismar etti. 19 çocuğu baba ve abileri istismar etti.
Beş çocuğu doktor, 25 çocuğu market sahibi, bakkalcı gibi esnaflar, iki çocuğu 3 uzman çavuş, 36 çocuğu akrabaları istismar etti. 14 çocuğu komşusu, 13 çocuğu imam, din görevlisi, tarikat lideri gibi kişiler istismar etti. Bir çocuğu erken yaşta zorla evlendirildiği “kocası”, bir çocuğu da sevgilisi olduğu iddia edilen erkek istismar etti.
Erkekler, 42 çocuğu okul, servis aracı ve okul çevresinde istismar etti. En az 80 çocuğu sokak, market, hastane, ormanlık alan, park gibi ev dışı yerlerde, 36 çocuğu ev içinde taciz etti. Erkeklerin, 101 çocuğu nerede istismar ettiği basına yansımadı. Erkekler, 6 çocuğu sosyal medya üzerinden istismar etti.
Hukuk Süreci
Çocukları istismar eden en az 266 fail vardı.
Sadece 76 fail tutuklandı. 38 fail ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. 42 fail gözaltına alındı. 51 failin hukuki süreci "dava açıldı", "hakkında soruşturma başlatıldı", "açığa alındı" olarak yansıdı.
12 failin hukuki süreci "kaçtı", "aranıyor" olarak yansıdı. Sekiz fail erkek hakkında hiçbir işlem yapılmadı. En az üç faile ev hapsi verildi. 36 failin hukuki süreci basına yansımadı.
Şiddet Yaralama
Erkekler 2020'de en az 792 kadına şiddet uyguladı. Erkekler, 54 kadını “ağır olarak” yaraladı. Erkeklerin şiddet uyguladığı kadınların 28’i Türkiye vatandaşı (Suriyeli, Afganistanlı, Azerbaycanlı, Ukraynalı kadınlar) değildi.
Erkeklerin şiddet uyguladığı kadınlardan en az 3’ü transtı.
Erkekler 56 kadına “uzaklaştırma” ve “koruma” kararlarını ihlal ederek şiddet uyguladı. En az 32 şiddet vakasında erkeklerin şiddeti sistematikti.
Kadınlara kim şiddet uyguladı?
168 kadına şiddet uygulayan erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı. En az 521 kadına koca, sevgili, eski koca ve sevgililer şiddet uyguladı.
En az 81 kadına baba, abi, oğul gibi aile üyeleri şiddet uygularken, üç kadına arkadaşı, üç kadına meslektaşı şiddet uyguladı. 16 kadına da aralarında muhtar, mahalle bekçisi, kuryenin de olduğu erkekler şiddet uyguladı.
Hukuki Süreç
Kadınlara şiddet uygulayan 711 fail vardı. Faillerden sadece 54'ü tutuklandı. Beş faile "ev hapsi" veya "elektronik kelepçe" takıldı.
En az 148 fail gözaltına alındı. Faillerden 12'si hakkında hiçbir işlem yapılmadı veya "serbest bırakıldı". 14 fail intihar etti.
188 failin durumu basına "savcı soruşturma başlattı", "dava açıldı" gibi yansıdı. En az 63 failin hukuki süreci basına "aranıyor", "kaçtı" olarak yansırken, 227 failin hukuki süreci basına yansımadı.
Seks İşçiliğine Zorlama
Erkekler, 2020'de en az 818 kadını seks işçiliğine zorladı. Seks işçiliğine zorlanan kadınlar arasında 18 yaşının altındaki çocuklar da vardı. Seks işçiliğine zorlanan 453 kadın Türkiyeli, 365 kadın Türkiyeli değildi.
Hukuki Süreç
Kadınları seks işçiliğine zorlayan 881 fail vardı.
Faillerden sadece 118'i tutuklandı, 607 fail gözaltına alındı. 132 fail hakkında "hiçbir işlem yapılmadı" veya "serbest bırakıldı". En az 24 failin hukuki süreci basına yansımadı.
bianet kadın ve LGBTİ+ haberleri editörü (Ekim 2018- Şubat 2025). bianet stajyerlerinden (2000-2001). Cumhuriyet, BirGün, DİHA, Jinha, Jin News, İMC TV için muhabirlik yaptı. Rize'de...
bianet kadın ve LGBTİ+ haberleri editörü (Ekim 2018- Şubat 2025). bianet stajyerlerinden (2000-2001). Cumhuriyet, BirGün, DİHA, Jinha, Jin News, İMC TV için muhabirlik yaptı. Rize'de yerel gazetelerde çalıştı. Sivil Sayfalar, Yeşil Gazete, Journo ve sektör dergileri için yazılar yazdı, haberleri yayınlandı. Hemşin kültür dergisi GOR’un kurucu yazarlarından. Yeşilden Maviye Karadenizden Kadın Portreleri, Sırtında Sepeti, Medya ve Yalanlar isimli kitaplara katkı sundu. Musa Anter Gazetecilik (2011) ve Türkiye Psikiyatri Derneği (2024) en iyi haber ödülü sahibi. Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu kurucularından. Sendikanın İstanbul Şubesi yöneticilerinden (2023-2027). İstanbul Üniversitesi Avrupa Birliği ve Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümlerinden mezun. Toplumsal cinsiyet odaklı habercilik ve cinsiyet temelli şiddet haberciliği alanında atölyeler düzenliyor. Şubat 2025'den bu yana kadın haberleri editörü olarak çalışıyor.
"Kent uzlaşısı iradedir, kriminalize edilmesi kabul edilemez"
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Türkoğlu, demokratik siyasette kadınların özne olması gerektiğini vurgulayarak erkek egemen politikalara karşı mücadele ettiklerini söyledi.
“Sürecin Bahçeli ve Erdoğan tarafından yürütülmesini önemli görüyorlardı. Meclis'teki kutuplaştırıcı dil ve siyasetten rahatsız olduklarını belirttiler. Bu dil ve siyasetten Meclis'in arınması için ellerinden geleceklerini yapacaklarını belirttiler. Bu temaslar bizim için kıymetli. Bu kadar kutuplaştırılan bir siyaset içinde bir de kadınların buluşmaları partilerin kadın temsilcilerini güçlendirdi.”
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, bugün İstanbul Taksim’deki Hill Otel’de kadın gazetecilerle bir araya geldi. Toplantı, Türkoğlu’nun kısa bilgilendirmesiyle başladı; ardından gazetecilerin soruları yanıtlandı.
Gündemde Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası oluşan siyasi atmosfer ve Kadın Meclisi’nin diğer partilerle gerçekleştirdiği görüşmeler vardı.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Türkoğlu, demokratik siyasette kadınların özne olması gerektiğini vurgulayarak erkek egemen politikalara karşı mücadele ettiklerini söyledi. Gelişen savaş ortamında en çok kadınların etkilendiğini belirtti:
“Ortadoğu’daki gelişmeler Türkiye’den bağımsız değil. 21. yüzyılda yaşanan gelişmeler karşısında kadınlar ve mücadele edenler olarak seyirci kalamayız. Barış, eşitlik ve özgürlük mücadelesini bu topraklarda örmekle yükümlü olanların başında kadınlar geliyor.”
“Barış süreçleri yalnızca PKK ya da iktidarla ilgili değil”
Öcalan’ın çağrısının olumlu karşılandığını belirten Türkoğlu, bu sürecin toplumsal katılımla ilerlemesi söyledi:
“Kadın Meclisi olarak çağrının sadece söylem düzeyinde kalmaması gerektiğini düşünüyoruz. Demokratik siyaset alanını nasıl oluşturacağımızı konuşmalıyız. Bu sadece PKK’ye ya da iktidara bırakılacak bir mesele değil. Toplumun tüm kesimlerinin bu sürece dahil olması gerekiyor. Barış ve çözüm süreçleri erkek egemen siyasete bırakılmayacak kadar önemli.”
"Şaşırtıcı tepkiler olmadı, samimi bir diyalog gelişti"
DEM Parti Kadın Meclisi’nin Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin kadın temsilcileriyle görüştüğünü söyleyen Türkoğlu; CHP, AKP, EMEP, TİP, Saadet ve DEVA ile temas kurduklarını, MHP ile de görüşme planladıklarını ifade etti:
“MHP ile şu ana kadar resmi bir görüşme olmadı ama temastayız, Meclis'te bir tarih belirlemeye çalışıyoruz. İYİ Parti ve Zafer Partisi dışındaki partilerle temaslarımız sürdü. Görüşmelerde kadınların barışı bir ihtiyaç olarak gördüğünü ve kendilerini bu süreçte özne olarak gördüklerini fark ettik.”
Görüşmelerde şaşırtıcı ya da olumsuz bir yaklaşım görmediklerini belirten Türkoğlu, diyaloğun yapıcı geçtiğini ve sürecin devam edeceğini söyledi:
“İktidar partisiyle de ilk kez bu şekilde bir araya gelindi. Meclis’teki hamaset siyasetinden uzak, nazik ve ileriye dönük bir diyalog kuruldu. Arkasının gelmesini herkes temenni etti. Pratik çalışmalarla sürecin devamı sağlanacak.”
Cezaevleri, hasta tutuklular ve eylem planları
Türkoğlu, kadın cezaevlerindeki durumun da gündemlerinde olduğunu, hasta tutuklularla ilgili süreci toplumun gündeminde tutmak istediklerini belirtti:
“Cezaevindeki kadın arkadaşlarımızdan gelen önerilerle bu süreci örmeye çalışacağız. Hasta tutuklular meselesi vicdani bir mesele. İnsanları cezaevinde ölüme terk etmek istemiyoruz. Bu, aynı zamanda demokratik değişimin bir parçasıdır.”
“Kent uzlaşısı terörize edilemez”
Yerel seçimler sonrası oluşan tabloya ve iktidarın söylemlerine dair de değerlendirmelerde bulunan Türkoğlu, DEM Parti’nin diğer partilerle kurduğu olası ittifakların hedef haline getirilmesini eleştirdi:
“Kent uzlaşısı halkın kendi iradesiyle temsil edilmek istemesidir. Bu iradenin kriminalize edilmesi kabul edilemez. İktidar, kendi karşısında oluşan her türlü güç birliğini dağıtmaya çalışıyor. Ama siyasi partiler, bu karşı duruşu sürdürmek zorunda.”
bianet kadın ve LGBTİ+ haberleri editörü (Ekim 2018- Şubat 2025). bianet stajyerlerinden (2000-2001). Cumhuriyet, BirGün, DİHA, Jinha, Jin News, İMC TV için muhabirlik yaptı. Rize'de...
bianet kadın ve LGBTİ+ haberleri editörü (Ekim 2018- Şubat 2025). bianet stajyerlerinden (2000-2001). Cumhuriyet, BirGün, DİHA, Jinha, Jin News, İMC TV için muhabirlik yaptı. Rize'de yerel gazetelerde çalıştı. Sivil Sayfalar, Yeşil Gazete, Journo ve sektör dergileri için yazılar yazdı, haberleri yayınlandı. Hemşin kültür dergisi GOR’un kurucu yazarlarından. Yeşilden Maviye Karadenizden Kadın Portreleri, Sırtında Sepeti, Medya ve Yalanlar isimli kitaplara katkı sundu. Musa Anter Gazetecilik (2011) ve Türkiye Psikiyatri Derneği (2024) en iyi haber ödülü sahibi. Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu kurucularından. Sendikanın İstanbul Şubesi yöneticilerinden (2023-2027). İstanbul Üniversitesi Avrupa Birliği ve Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümlerinden mezun. Toplumsal cinsiyet odaklı habercilik ve cinsiyet temelli şiddet haberciliği alanında atölyeler düzenliyor. Şubat 2025'den bu yana kadın haberleri editörü olarak çalışıyor.
“Örgüt üyesi” olduğum iddiası ile hakkımda açılan soruşturmadan yargılandığım davadaki savunmamda hakime son söz olarak şunu söylemiştim, “Bizim aradığımız adalet bir gün size de lazım olacak”. Hakikaten de öyle oldu iki bilemediniz üç yıl sonra bizleri yargılayan savunmalarımızı bıyık altından gülümseyerek dinleyen mahkeme heyetinin başkanı ve üyeleri FETÖ soruşturması kapsanında yurtdışına kaçmak isterken yakalandı.
Ne yazık ki o dönem FETÖ soruşturmaları kapsamında görev alan polislerin usulsüz dinlemeleriyle başlayan süreç, FETÖ’cü savcıların kurguladığı iddianamelerle devam etti.
Hakkımızda açılan dava, bu yapının sahte delil ve yönlendirmeleriyle yürütüldü. Aynı dönem içinde benzer yöntemlerle açılan Ergenekon dosyaları düşürüldü, hükümsüz kılındı.
Ancak bizim dosyamız hâlâ orada...“Demokles’in kılıcı” gibi tepemizde.
Ülkede bugün herkes adaletin peşinde. Adalet arayan işçiler, KHK'liler, akademisyenler, öğrenciler, belediye başkanları, siyasetçiler, çocuklar, kadınlar…
Adalet, bu ülkede ekonomik ve sosyal olarak bir araya gelmesini beklemediğimiz kesimleri bile yan yana getiren bir çengelli iğneye dönüştü. Bu iğne, zaman zaman herkesi acıtsa da, bu zorunlu birliktelik, tüm kesimleri daha güçlü kılıyor. Kuşkusuz.
Adalet arayanlara son dönemde, şüpheli şekilde hayatını kaybeden kadınların aileleri de eklendi. Şüpheli cinayet ve intihara sürüklenme vakaları arttı. 2024'te aralarında transların da olduğu en az 282 kadının ölümü basına “şüpheli” olarak yansıdı. 2025’in ilk üç ayında ise bu sayı 123.
Anlayacağınız, Türkiye, şüpheli kadın ve çocuk ölümleri konusunda alarm veriyor.
Pınar ve Ezgi
Gelecek hafta yani 11 Nisan Cuma günü Siverek’te şüpheli ölüm konusunda çok önemli bir dava görülecek. Aynı gün İstanbul Silivri’de de meşru müdafaa hakkını kullanan Ezgi’nin davası var.
İki farklı mahkeme salonunda iki kadın, iki hayat, iki adalet anlayışı gündemde olacak. Biri İstanbul Silivri’de, diğeri Urfa Siverek’te…
Ezgi, kendisine ve ailesine sistematik olarak şiddet uygulayan eşini öldürdüğü için Bakırköy Cezaevi’nden duruşmaya getirilecek.
Pınar ise artık hayatta değil. Onun davasında ise faili olduğu iddia edilen kişi baş şüpheli, elini kolunu sallayarak mahkeme salonuna gelecek. Ya da gelmeyecek, şimdilik bilemiyoruz.
Bugünlerde hakkındaki iddianame de açıklandı. R.B. hakkında “Eşe karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaşmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.
*Hatırlatma: Pınar'ın R.B.'den kaçtığı görüntülerini daha güçlü ses olabilmek adına Pınar'ın ailesi ve konuyu en başından beri takip eden gazeteci Özge Demir ile anlaşarak eş zamanlı olarak yayınlayıp kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışmıştık. Sonrasında da karartılan deillere dair görüntüleri de yayınladık.
Bir yanda “öldürülmemek için kaçan” ama sonunda öldürülen bir kadın, diğer yanda ise “öldürmemek için direnen” ama cezaevine konulan bir kadın.
Pınar’ın ölümü de Ezgi’nin yaşamı da Türkiye’nin adalet mücadelesinin ve yaşam hakkının geldiği o iç burkan can sıkan, yakan halini gösteriyor.
Pınar
22 Şubat 2024’te Urfa’nın Siverek ilçesinde Pınar Bulunmaz hayatını kaybetti. Eşi Rıdvan B. ile araçta yaşanan bir tartışmanın ardından, Pınar ateşli silahla vurularak öldü. Ancak olayın seyri, sanığın öne sürdüğü "intihar" iddiasıyla çelişen sayısız veriyle dolu.
Örneğin, Pınar, evden koşarak çıkıyor, panik hâlinde, açıkça bir tehditten kaçıyor. Örneğin, Kamera görüntüleri, Pınar’ın silah taşımadığını, elinde herhangi bir cisim olmadığını gösteriyor.
Ayrıca, otopsi raporu, silahın sağ elde tutulmadığını, kurşun açısının intihar ihtimaliyle bağdaşmadığını ortaya koyuyor. En önemlisi de Pınar’ın ailesi, görüntüleri de var delillerin karartıldığını söylüyor. Avukatlar, soruşturmanın eksik yürütüldüğünü anlatıyor.
Yani, cinayet şüphesini güçlendiren onlarca unsur, belgelerle ve görüntülerle ortada. Ama sanık serbest. Mahkeme, kuvvetli suç şüphesine rağmen tutuklamayı uygun bulmuyor.
Pınar Bulunmaz’ın baş şüphelisine kasten öldürmeden ceza istendi fakat kendisi tutuksuz yargılanıyor. Yargılanmak için ülkesine dönüp mahkemeye gelen insanların “kaçma şüphesi var” denilerek tutuklandığı ülkede, olası şüpheli elini kolunu sallaya sallaya geziyor.
Pınar Bulunmaz’ın ağabeyi Erdal Sevim, kardeşi için verdiği mücadelede en ince ayrıntıları bile düşünüyor, öyle ki, “Artık Pınar’ın soyadını Bulunmaz olarak yazmasak mı?” diyecek kadar duyarlı davranıyor. Ailenin talebi ise oldukça net: 11 Nisan’da Siverek’te görülecek duruşmada, R.B.’nin tutuklanması.
Ezgi
Silivri’de aynı gün yani 11 Nisan Cuma günü bir başka dava görülücek. Boşanma aşamasındaki eşi Sezgin C., Ezgi’yi defalarca ölümle tehdit etti, şiddet uyguladı, yaraladı, uzaklaştırma kararları defalarca ihlal ederek Ezgi’ye ulaştı.
Hatta bir gün, Sezgin C., Ezgi’ye, “Bu ev sana mezar olacak” diyor. O gün Ezgi’nin babasını dövüyor. Silah yere düşüyor. Ezgi, “öldürmemek” için o silaha uzanıyor. Ama ne yazık ki öldürmek zorunda kalıyor.
Ezgi, hemen polisi arıyor. Olayı tüm açıklığıyla anlatıyor. Savcılıktaki ifadesi net, samimi ve savunma hakkını kullanarak yapılan zorunlu bir eylem olduğunu ortaya koyuyor.
Ancak Ezgi, hâlâ cezaevinde. Oğlu ailesinin yanında. Avukatları defalarca meşru müdafaa vurgusu yapsa da sonuç değişmiyor: Ezgi tutuklu.
Pınar korunamadı, Ezgi cezalandırıldı
Kadınlar, öldürülmeden önce kaçıyor, ama kaçmak kurtarmıyor. Kendilerini koruduklarında ise özgürlüklerinden oluyorlar. Bu ülkede kadınlar ya ölü, ölüme direndiğinde de mahpus.
Pınar'ın kardeşi "Kaçan biri nasıl intihar eder?" diyor. Ezgi'nin avukatı ise "O silaha Ezgi uzanmasaydı bugün belki tüm ailesi ölmüştü" diye konuşuyor.
Erkekler, "pişmanım" deyince indirim alırken, kadınlar "hayatta kalmak" için yaptıklarından ötürü cezaevine gönderiliyor.
Pınar, korunamadı. Ezgi, cezalandırıldı. İkisinin ortak noktası; sistemin onları koruyamaması. Mahkeme salonlarında kadınlar, hâlâ yaşam haklarını ispat etmek zorunda. Hâlâ meşru müdafaa haklarını kullanmaları “şüpheli” sayılıyor. Hâlâ şiddet döngüsünden çıkmak için “ya ölmek ya da cezaevine girmek” arasında seçim yapmak zorunda bırakılıyorlar.
Kadınların kendilerini savunması, bir hak değilmiş gibi davranan bir sistem varsa, orada gerçek adaletten söz edebilir miyiz?
Ezgi’ye özgürlük, Pınar’a adalet...
Özgür, yeni bir hafta gelsin. Adalet ve eşitlikten yana…
bianet kadın ve LGBTİ+ haberleri editörü (Ekim 2018- Şubat 2025). bianet stajyerlerinden (2000-2001). Cumhuriyet, BirGün, DİHA, Jinha, Jin News, İMC TV için muhabirlik yaptı. Rize'de...
bianet kadın ve LGBTİ+ haberleri editörü (Ekim 2018- Şubat 2025). bianet stajyerlerinden (2000-2001). Cumhuriyet, BirGün, DİHA, Jinha, Jin News, İMC TV için muhabirlik yaptı. Rize'de yerel gazetelerde çalıştı. Sivil Sayfalar, Yeşil Gazete, Journo ve sektör dergileri için yazılar yazdı, haberleri yayınlandı. Hemşin kültür dergisi GOR’un kurucu yazarlarından. Yeşilden Maviye Karadenizden Kadın Portreleri, Sırtında Sepeti, Medya ve Yalanlar isimli kitaplara katkı sundu. Musa Anter Gazetecilik (2011) ve Türkiye Psikiyatri Derneği (2024) en iyi haber ödülü sahibi. Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu kurucularından. Sendikanın İstanbul Şubesi yöneticilerinden (2023-2027). İstanbul Üniversitesi Avrupa Birliği ve Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümlerinden mezun. Toplumsal cinsiyet odaklı habercilik ve cinsiyet temelli şiddet haberciliği alanında atölyeler düzenliyor. Şubat 2025'den bu yana kadın haberleri editörü olarak çalışıyor.