Boğazda Nükleer Atık Gemisine Hayır

TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, Arnavutköyde yaptığı basın açıklamasında, Boğazların yol geçen hanı olmadığını vurguladı. Nükleer atık taşıyan gemilere hiçbir şekilde izin verilememesi istendi.

Ortaköy

Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İstanbul İl Koordinasyon Kurulu (TMMOB-İKK) Arnavutköy'de yaptığı basın açıklamasında, Boğaz'da olası tehlikelere karşı alınan önlemlerin sınırlı olduğunu açıkladı.

İKK adına konuşan Münür Aydın , "Boğazlar yol geçen hanı değildir" dedi. Aydın, başlattıkları "Mavi, yeşil eylem"e kamuoyunun destek vermesini istedi.

Alınan önlemler, riski ortadan kaldırmıyor

Bugün saat 11.30'da İstanbul Arnavutköy İskelesinde konu ile ilgili olarak basın açıklaması yapan Münür Aydın şu bilgileri verdi:

* Boğazlarda VTMIS (Gemi Trafik Yönetim ve Bilgi Sistemi), römorkör, yangın söndürme gemileri, petrol yayılmasını önleyici gemiler ve donanımları ile alınmaya çalışılan önlemlerin yararlarının sınırlı düzeyde kalacağı ve riski tamamen ortadan kaldıramayacağı açıktır .

* Bu durumu, on milyonluk kentin ortasına yerleştirilmiş ve ne zaman patlayacağı bilinmeyen bir bombaya benzetmek yanlış olmayacaktır. Buna izin verilmemelidir, verilmeyecektir.

Bir de nükleer atık..

* Petrol ve türevlerini taşıması düşünülen tanker geçişleri sorunu yetmezmiş gibi, bugün bir de nükleer atık ve madde taşıyan gemilerin Boğazlar'dan geçmesi gündemimize girmiştir.

* Nükleer atık taşıyan gemilere hiçbir şekilde izin verilemeyeceği , Türkiye ve Rusya arasındaki iyi komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesi açısından söz konusu ülkeye bildirilmelidir .

* Nükleer atıkların Boğazlar'dan taşınmayacağı hem Türk hem de Rus yetkililer tarafından ortak bir açık1ama ya da anlaşma ile uluslararası kamuoyuna duyurulmalıdır.

Türkiye haklarını eksiksiz kullanmalı

* Türkiye, vakit geçirmeksizin şu noktaları uluslararası kamuoyuna duyurmalıdır:

* Montreux Anlaşması'nda mevcut bulunan ''serbest geçiş hakkı'' ile çelişmeyen ''geçişleri düzenleme'' yetkisini, 1982 Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin ''zararsız geçiş'' ilkesi kapsamında etkin biçimde kullanacağını,

* Anlaşmada Türkiye'nin lehine mevcut olan tüm koşulları bundan böyle eksiksiz işleteceğini...

* Boğazlar ve Marmara ile çevresindeki yerleşim birimleri, doğa, kültürel değerler için ortaya çıkan tehlikeyi önemsemeyip, kendi çıkarlarına uygun bir şekilde tanker taşımacılığına yönelen uluslararası petrol tekelleri şunu şimdiden bilmelidirler:

* Gemilerinin bu ''düzenleme'' ile Boğaz geçişi için hava, deniz ve Boğaz trafiği koşullarına bağlı olarak uzun süreler beklemelerinin söz konusu olabileceğini...

* Bu nedenle doğacak maliyetleri yüklenmek zorunda kalacaklarını bilmelidirler

Önlemler

* Karayolu temelinde çözümlerle, Boğaz'ın iki yakasının köprülerle aşılmak istenmesi, iki yaka arasında deniz yolu ile ulaşım ve taşımacılığın kullanılmaması, Boğazlar' dan uğraksız geçişlerin yapılmasını teşvik edici bir etken haline gelmiştir.

* Gerek İstanbul Boğazı'nda üçüncü bir köprü, Çanakkale Boğazı için yeni köprü projelerinin gündeme gelmesi, Boğazlar'daki deniz yoluyla ulaşım ve taşımacılık hizmetlerinin daha az kullanılmasına neden olacaktır.

* Türkiye Boğazları'ndan denizyolunun iç taşımacılık ve ulaştırma için yeterince kullanılması, Boğazlar üzerinde yaşanan yoğun iç deniz trafiği; uluslararası kamuoyunda Boğazlar'dan geçiş için öne sürülen ''serbest geçiş'' bahanesiyle Türkiye'ye yapılan baskıyı azaltacaktır. Konu bu yönüyle de ele alınmalıdır.

* Ülkemizin dışişleri ve denizcilik ile ilgili yöneticilerinin, karar, yetki ve sorumluluk sahiplerinin duyarlı olmalarını bekliyoruz.

* Konuya duyarlı yurttaşları, kamuoyunu, yerel yönetimleri, çevre ve meslek örgütlerini, basın yayın kuruluşlarını, -petrolün karası ile ateşin kırmızısına karşı- Boğaz'ın mavisi ile Boğaziçi'nin yeşilinden esinlenen "Mavi Yeşil Eylem" omuz vermeye çağırıyoruz.

(YÖ/NU)