"Oyuna Mecburen Girdim, Üç Gol Attım"

Mehmet bizim mahallede oturuyor ve tanımadığım biri. Kendisini arkadaşlarımdan öğrendim, 13 yaşında olduğunu ve futbol oynamayı seven biri olduğunu da. Zaten bu konu üzerinde onunla bir röportaj yaptım. Bu benim için kolay bir röportaj olacak, çünkü benim gibi futbolu seven ve futbolla yakından ilgilenen birisiyle röportaj yapacağım.

Hemen olay mahalline gittim ve Mehmet ile zorlu şartlarda bir röportaj yaptım. Bu zorlu şartlardan birincisi Mehmet’in bayramda sürekli gezmesi. İkincisi ise benim de onun gibi bayramda sürekli gezmem.

Mehmet:13

Futbolu oynamayı sevdiğini bana daha önce söylemiştin. Futbol oynamaya kaç yaşında başladın?

Sanırım sekiz yaşında başladım.

Peki bu başlangıcın bir hikâyesi var mı? Nasıl girdi yani hayatına futbol? 

Aslında şimdi düşünüyorum da futbolla ilgileneceğim hiç aklıma gelmezdi. Bir hastalık gibi bu. Bir başlayınca bırakamıyorsun. Ama tabii bu bana göre. Benim futbolla ilk tanışmam eski evimizin yanındaki parkta oldu. Evin yanındaki parka devamlı giderdim. Park çok büyüktü. Parka her geldiğimde birileri parkta çimlerde top oynardı. Ama öyle böyle değil, o kadar ateşliydi ki herkes, meğerse mahalle maçıymış, kolasına. Sonradan öğrendim. Neyse bir gün başka mahallenin çocuklarıyla yine maç yapıyorlardı. Ben de parka gitmiştim. Benim gibi birkaç çocuk daha banklarda oturmuş maçı izliyorduk. Maç çoktan başlamıştı, yeniliyorduk. Maçın ikinci yarısında (Bu arada yarılar 15’er goldendir) bizden bir oyuncu maçtan çıkmak zorunda kaldı. Mahallenin en iyi oyuncusu (Yine bu arada ben 8 yaşındayken, onlar 15-16 yaşındaydılar. Yani ağabeydiler). Oradan bir ağabey maçı izleyenlerden yani bizlerden oyuna bir oyuncu sokmak için bakındı. Orada yaşça ve kalıp olarak en büyük ben duruyordum. Sonra bana baktı ve beni oyuna çağırdı. Ben de bilmiyorum falan yaptım ama yine de aldılar. Ben de mecburen girdim oyuna. Oyunda tam 3 gol attım ama biraz demiyim de çokça yardımı oldu şansımın bana. İşte bu olaydan sonra her gün orda o ağabeylerle futbol oynadım. Yazın her gün 2 maç. Artık o kadar bağımlılık yaptı ki futbolla yatıp kalkıyordum. İşte böyle böyle bu zamana geldim. Benim hikâyemde bu işte biraz uzun oldu ama.

Evet güzel bir hikâyen var, tam kitaplık. Neyse şimdi başka bir soruya geçelim. Ailen bu işe destek veriyor mu?

Evet onlar da benim futbol oynamama destek veriyor tabii ki. Özellikle babam, o da severmiş futbol oynamayı küçükken.

Peki bir takıma veya onun gibi bir tesise gidiyor musun veya gitmeyi düşünüyor musun?

Hayır, gitmiyorum ama önümüzdeki yaz bir yere gitmeyi düşünüyorum.

İleride profesyonel olmayı ya da bu mesleği seçmeyi düşünüyor musun?

Aslında hiç düşünmedim ama olabilir.

Peki Mehmet bu son soru. Çocukların çeşitli spor dallarıyla uğraşması hakkında neler düşünüyorsun?

Tabii ki benim gibi sevdiği işleri yapmaları içindeki yeteneklerini ortaya çıkarmaları çok iyi olur. Sadece futbol değil bütün spor dallarında yeteneklerini deneyip belki de tanınan dünyaca ünlü bir sporcu olabilirler.

Sorularıma içtenlikle yanıt verdiğin için çok teşekkür ederim.

Ne demek zevk duydum, ben teşekkür ederim.    

* Ersin Bıçakçı, Gazete Eksi On Sekiz Muhabiri