10:06 son güncelleme
Bianet Bültene Abone Ol
facebook twitter rss youtube
  • BİANET
    1. Anasayfa
    2. Haber Listesi
    3. Yazarlar
    4. Galeriler
    5. Özel Dosyalar
  • BİAMAG
    1. Anasayfa
    2. Yazılar
    3. Yazarlar
    4. Galeriler
    5. Bia Kitaplığı
  • KURDÎ
    1. Destpêk
    2. Nûçe
    3. Nivîskar
    4. Galerî
    5. Têkilî
  • ENGLISH
    1. Homepage
    2. News-Articles
    3. Bylines
    4. Galleries
    5. About Us
  • KADIN-LGBTİ
    1. Anasayfa
    2. Haber Listesi
    3. Erkek Şiddeti-Çetele
    4. Şiddete Uğrarsanız
    5. Bağlantılar
  • ÇOCUK
    1. Anasayfa
    2. Haber Listesi
    3. Yazarlar
    4. Çocuklardan
    5. Bağlantılar

Haber Listesi

  • Bianet
  • Biamag
  • Kurdî
  • English
  • Kadın
  • Çocuk

Kanal D’de yayınlanan Beyaz Show programına telefon bağlanarak “Çocuklar öldürülmesin” dediği için yargılanan öğretmen Ayşe Çelik, Çelik’e destek için aynı açıklamayı yapan 38 kişi ve yapım sorumlularının yargılandığı davanın üçüncü duruşması görüldü.

Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemes’inde görülen duruşmada, savcı esas hakkındaki mütalaasını verdi. Savcı, Çelik’in programda söylediği sözlerin “terör örgütü propagandası” olduğu iddiasıyla Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2 maddesince cezalandırılmasını istedi.

bianet’e konuşan dava sanıklardan avukat Bahri Bayram Belen, öncelikle kendisinin de aralarında bulunduğu sanıklar için beraat mütalaasının istendiğini söyledi.

Program yapım ekibinin teknik sorumluları hakkında da beraat istendiğini belirten Belen, Ayşe Çelik’in televizyon programında söylediği sözlerin suç teşkil etmediğini vurguladı.

Yurdatapan: Kanunun eşitlik ilkesine aykırı

bianet'e konuşan sanıklardan Şanar Yurdatapan, kendilerine beraat istenip Çelik'e ceza istenmesine tepki gösterdi. Yurdatapan şöyle konuştu:

"Böyle şey olamaz. Savcı, buradaki sanıkların 'Bu sözlerin suç olduğuna inanmıyorum' demesi üzerine 'kasıt yok' gerekçesiyle beraat istedi. Ama buradaki herkes kendini ihbar ettiği için sanık. Bu kanunun eşitlik ilkesine aykırı.   

Davaya 26 Nisan’da devam edilecek.

Ne olmuştu? 

Çelik, 8 Ocak 2016 Cuma akşamı Kanal D’de yayımlanan, Beyazıt Öztürk’ ün sunduğu Beyaz Show adlı eğlence programına Diyarbakır’dan telefonla katılan öğretmen Ayşe Çelik, Kürt illerinde yaşananlara dikkat çekmek adına söyledikleri nedeniyle, hakkında "terör örgütü propagandası" suçlamasıyla soruşturma açılmıştı.

Barış talebinin suç olmadığını savunan, yazar, sanatçı, akademisyen ve aydınlardan oluşan bir grup sivil itaatsiz de "Ayşe Öğretmen'in sözleri suçsa, biz de bu suça ortak oluyoruz" diyerek kendilerini ihbar etmişlerdi.

Kendilerini ihbar edenler

Ahmet Dindar, Ayşe Erzan Silier, Ayşegül (Akış) Devecioğlu, Ayşegül İyidoğan, Bayram Bahri Belen, Dilek Gökçin, Ercan İpekçi, Ergin Cinmen, Ferhat Tunç, Gençay Gürsoy, Gülseren Onanç, Gülşen Denizhan, Gürhan Ertür, Gürkan Develi, Halim Bulutoğlu, İbrahim Akın, İbrahim Sinemillioğlu, Kemal Özgül, Mahmut Konuk, Mehmet Tursun, Mevlüt Ülgen, Murat Çelikkan, Nazmiye Özen, Nergiz Ovacık, Neşe Yaşın, Nil Özsoy Dindar, Orhan Alkaya, Orhan Silier, Oya Baydar, Perihan Pulat, Pınar Önen, Şanar Yurdatapan, Sibel Özbudun Demirer, Süleyman Eryılmaz, Temel Demirer, Türkcan Baykal, Üner Eyüboğlu ve Vecdi Sayar.

Dava 23 Eylül'de başladı

Ayşe Çelik, kanal sorumlusu ve sivil itaatsizlere açılan dava 23 Eylül'de başlamış, Çelik sözlerinin arkasında durduğunu, barış istemenin suç olamayacağını savunmuştu.

Çelik’e destek oldukları için yargılananlar da savunmalarında sokağa çıkma yasaklarının sürdüğü Kürt illerinde yaşananlara dair tanıklıklarını aktararak, barış isteklerini yinelemişlerdi.

Programda ne konuşuldu?

Ayşe Çelik.: Ülkenin doğusunda güneydoğusunda neler olup bittiğinin farkında mısınız? Burada doğmamış çocuklar, anneler, insanlar öldürülüyor. Sanatçı olarak insan olarak bir şekilde siz de yaşananlara sessiz kalmamalısınız ve bir şekilde dur demelisiniz. Ayrıca bir şey daha söylemek istiyorum. Ölen çocuklara sevinen zavallı insanlar var. Ben bu insanlara, daha doğrusu biz bu insanlara hiçbir şey söyleyemiyoruz, yazıklar olsun demekten başka.

Beyazıt Öztürk.: Doğru.

A. Ç.: Bir şey daha söylemek istiyorum, kusura bakmayın. Ben öğretmenim öğrencileri terk eden öğretmenlere seslenmek istiyorum. Bir daha oralara nasıl dönecekleri o güzel masum tertemiz yürekli çocukların yüzüne, gözlerinin içine nasıl bakacaklar. Ben konuşamıyorum. Gerçekten. Burada yaşananlar ekranlarda medyada her şey çok farklı aktarılıyor. Yani gerçekten konuşamıyorum, sessiz kalmayın. İnsan olarak biraz daha hassasiyetle yaklaşın. Görün duyun artık bize el verin. Yazık insanlar ölmesin. Çocuklar ölmesin. Anneler ağlamasın. Söyleyeceklerim bu kadar. Çok teşekkür ederim.

B. Ö.: Ayşe hanım… Bir alkış alalım öncelikle Ayşe hanıma.

A. Ç.: Aslında çok şey söylemek istiyorum. Duygu yoğunluğundan dolayı hiçbir şey söyleyemiyorum.

B. Ö.: Pardon duyamıyorum, pardon.

A. Ç.: Siz de fark ediyorsunuz sesim titriyor.

B. Ö.: Farkınayız, evet.

A. Ç.: Bomba seslerinden, kurşun seslerinden… insanlar susuzlukla, açlıkla mücadele ediyor. özellikle bebekler çocuklar. Lütfen siz de ziyade olun sessiz kalmayın lütfen.

B. Ö.: Çok çok teşekkür ediyoruz Ayşe hanım. Öncelikle…

A. Ç.: Ben çok teşekkür ederim beni bağladığınız için.

B. Ö.: Rica ederiz rica ederiz ne demek.

A. Ç.: Bir nebze de olsa sesimizi buradan duyurabildiysek ne mutlu bize.

B. Ö.: Çok iyi yaptınız çok teşekkür ediyoruz. Hassasiyetiniz için de ayrıca size çok teşekkür ediyoruz gerçekten de elimizden geldiğince de duyurabildiğimiz yerlerden biz de elimizden geleni yapmaya gayret ediyoruz. Emin olun. Ama bu söyledikleriniz bir kere daha bize ders oldu. Daha da fazla yapmaya gayret edeceğiz. Buradan oradaki herkese selam olsun. İnşallah en kısa zamanda bütün o söylediğiniz barış dilekleri bizim için de geçerli. Biz de diliyoruz.  En kısa zamanda bütün bunlar çözülsün istiyoruz. Çok teşekkür ederiz Ayşe hanım. Sağ olun.

A. Ç.: Ben teşekkür ederim.

B. Ö.: Elinize yüreğinize sağlık. Teşekkür ederiz. Evet devam edelim. Kaldığımız yerden. Ama gerçekten Ayşe hanıma çok çok teşekkür ediyoruz sağ olsun. Ama bütün bunların bir şekilde konuşuluyor olması da lazım. Yeri zamanı neresi olursa olsun bazı şeylerin dile getiriliyor olması lazım. Bugün Ayşe hanım yarın başka birisi başka bir yerlerde başka programlarda sesinin titremesi bile bence, bence bir alkışı daha hak ediyor bence.  

(NÖ/EA)

Nazan Özer

1991 İstanbul doğumlu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik mezunu. Halen Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, İletişim Bilimleri Ana bilim dalında yüksek lisansını yapıyor. Ocak - Şubat 2017 bianet stajyeri.

"Çocuklar Öldürülmesin" Diyen Ayşe Çelik İçin Hapis İstendi
Beyaz Show'da “Çocuklar öldürülmesin” dediği için yargılanan öğretmen Ayşe Çelik için savcı "propaganda" iddiasıyla hapis istedi.
Nazan Özer İstanbul - BİA Haber Merkezi 01 Mart 2017, Çarşamba 17:58
Haberi mail ile paylaş.
Kapat

Anahtar Sözcükler

  • ifade özgürlüğü
  • ayşe çelik
  • Ayşe Çelîk

İlgili Haberler

  • IŞIL CİNMEN'İN SÖYLEŞİSİ Ayşe Çelik: Beyazıt Öztürk’ün Özür Dilemesine Çok Üzüldüm 05 Kasım 2016
    "Çocuklar ölmesin" dediği için yargılanan Ayşe Çelik "Özür dilemesini beklemiyordum fakat ona da ...
  • HUKUKÇU YRD. DOÇ. DR. ALTIPARMAK CEVAPLADI "Çocuklar Ölüyor, Sessiz Kalmayın" Demek Propaganda mı? 11 Ocak 2016
    Hukukçu Altıparmak, canlı yayında bir izleyici "Çocuklar ölüyor, sessiz kalmayın" dediği için hakkında ...

Bugün En Çok Okunanlar

  • KARL MARX 200 YAŞINDA Wallerstein: Marx’ı Kendisinden Okuyun Başkalarından Değil 26 Nisan 2018
  • OSMAN ELBEK YAZDI Devletin Başı 26 Nisan 2018
  • SAĞLIK YAZILARI - DR. ERİŞ BİLALOĞLU Değişen Hekimlik: Stetoskopun Ne Kadar Ömrü Kaldı? 26 Nisan 2018
  • Cumhuriyet Davasında Toplam 81 yıl, 45 gün Ceza, Akın Atalay Tahliye 25 Nisan 2018
  • Af Örgütü Raporu: “Baskı ve Tehditlerle Korku Ortamı Besleniyor” 26 Nisan 2018
  • BİANET
  • BİAMAG
  • KURDÎ
  • ENGLISH
  • KADIN-LGBTİ
  • ÇOCUK
YeniHayat Bilişim

Bu web sitesi IPS İletişim Vakfınca İsveç Uluslararası Kalkınma Ajansı (SIDA) desteğiyle yürütülen, "Haklar İçin Habercilik, Haberciler İçin Özgürlük" -kısa adıyla BİA3 - projesi kapsamında yayınlanmaktadır. Bu web sitesinin içeriği yalnızca IPS İletişim Vakfı'nın sorumluluğundadır ve hiçbir biçimde SIDA'nın tutumunu yansıtmamaktadır.