“Açlık grevindeki mahpuslara açılan disiplin soruşturmaları geri çekilmeli”

Van’da Cezaevi İzleme ve Takip Komisyonu, cezaevlerinde devam eden dönüşümlü açlık greviyle ilgili açıklama yaptı.

Koordinasyonun 12 cezaevine dair hazırladığı raporda, açlık grevindeki mahpusların birçok ihlale maruz kaldığı belirtildi ve taleplerinin karşılanması çağrısı yapıldı.

Koordinasyonda şu örgütler yer alıyor: Van Barosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Van Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAY-DER), Van-Hakkari Tabip Odası ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES).

Rapor, Van F Tipi, Van Yüksek Güvenlikli, Patnos L Tipi, Ahlat T Tipi, Erzurum Oltu T Tipi, Erzurum Dumlu 1 ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli, Samsun Bafra T Tipi, Samsun Kavak S Tipi, Giresun Espiye L Tipi, Trabzon Beşikdüzü T Tipi ve Rize Kalkandere L Tipi cezaevlerini kapsıyor.

“Sağlık kontrolleri yapılmıyor”

MA’nın haberine göre koordinasyon üyeleri, bugün Van Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda raporu açıkladı.

Avukat Mustafa Özoral, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü talepleriyle açlık grevinde olan mahpuslara yönelik ihlalleri sıraladı. Özoral, bazı cezaevlerinde günlük sağlık kontrollerinin yapılmadığı, sağlık kontrolünün kimi zamanlar revir hekimi tarafından yapılmadığı, bazı cezaevlerinde yoğurt ve meyve suyu gibi iaşelerin verilmediğini aktardı.

Özoral, mahpusların, kendilerine B1 ile B12 vitaminlerinin de verilmediğini söylediğini paylaştı. Açlık grevleri nedeniyle mahpuslara “kültürel ve spor etkinliklerinden alıkoyma”, “haberleşme ve iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama” şeklinde disiplin cezalarının verildiği ekledi.

Avukat Özoral, “Açlık grevine giren mahpuslara her hapishanenin yaklaşımının farklı olduğu, greve uygun sağlık kontrollerinin yapılmadığı, greve uygun iaşelerin verilmediği ve greve giren her mahpusun derhal disiplin soruşturmaları ile karşılaştığı hususları mahpusların aktarımları ile tespit edilmiştir” dedi. 

“Tecrit, yaşam hakkı ihlalidir”

Özoral, sözlerine şöyle devam etti:

“İmralı Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan ve diğer mahpuslarla bir an önce aile ve avukat görüşmesinin yapılması yönünde Adalet Bakanlığı ve ilgili kurumlara sorumluluklarını hatırlatıyoruz. Tecrit uygulaması açık bir yaşam hakkı ihlalidir. İmralı Kapalı Ada Hapishanesinde bulunan mahpuslar da Türkiye’nin diğer hapishanelerinde bulunan mahpuslarla aynı haklara sahip.

Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl yollardan çözülmesi, demokratik siyasal alanın yaşam bulması, başta Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin mevcut yasal mevzuata uygun olarak kaldırılmasına, özgür ve adil insan haklarına dayalı bir hukuk sisteminin var olmasına bağlıdır. Türkiye’nin geleceğinin ancak demokratik ve evrensel hukuk değerlerinin bir devlet aklı olarak benimsenmesi ile sağlanacağı açıktır.”

Türkiye’nin birçok hapishanesindeki siyasi mahpuslar, 27 Kasım’da şu taleplerle süreli-dönüşümlü açlık grevine başladı: Türkiye’deki hapishanelerde yaşanan insan hakları ihlallerinin sonlandırılması, ağırlaşan infaz koşullarının düzeltilmesi, İmralı Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan Abdullah Öcalan ve diğer mahpuslar üzerinde uzun zamandır sürdürülen tecrit koşullarının sonlandırılması, kendilerine her mahpusa tanınan aile, avukat görüş hakkının sağlanması ve Kürt sorununa demokratik çözüm.

Açlık grevleri, 15 Şubat 2024’e kadar devam edecek.

(AS)