ÇHD: İsrail’in eylemleri, soykırım suçunun kriterlerini karşılıyor

Çağdaş Hukukçular Derneği, İsrail’e soykırım suçlamasının yöneltildiği Uluslararası Adalet Divanı’ndaki yargılamayla ilgili açıklamasında, ABD’de görülecek aynı konulu davaya da uzman görüşü sunduklarını belirtti.

BİA Haber Merkezi

ÇHD: İsrail’in eylemleri, soykırım suçunun kriterlerini karşılıyor

Uluslararası Adalet Divanı bugün İsrail hakkındaki “soykırım” suçlamasını görüşecek.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Filistin halkının yararına olan tüm hukuki süreçlerin takipçisi olacağız. Dünya halkları soykırım suçunun asli ve tali faillerinin tamamından hesap soruncaya kadar, Filistin nehirden denize özgür oluncaya kadar bu konuda elimizden gelen tüm çabayı göstermeye devam edeceğiz” dedi.

“Gazze’yi haritadan silme” planı

Güney Afrika, 29 Aralık 2023 tarihinde İsrail’in soykırım suçuna dair şikayetini Uluslararası Adalet Divanı’na taşındı. Bugün ve yarın (11-12 Ocak) tedbir talebi de içeren bu yargılamanın ilk duruşmaları görülecek.

ÇHD, Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’e Gazze’deki tüm askeri faaliyetlerini sona erdirmesi talimatı vermesinin ihtimaller arasında olduğunu açıkladı:

“Güney Afrika devleti tarafından yapılan başvuru İsrailli yetkililerin doğrudan saldırganlığı ve soykırımı meşrulaştıran açıklamalarını içermekte ve aynı zamanda bu süreçte İsrailli hükümet görevlilerince pervasız bir şekilde kamuoyu ile paylaşılan planları da içermekte.

Bu planlar “Gazze’den göçe zorlama”, “Gazze’yi haritadan silmek”, “Gazze’yi yerleşime uygun olmayan bir çöl haline getirmeye yönelik tüm alanı düzleştirmeyi de içeren yeni şehir planlaması” gibi birçok başlık içeriyor. Elbette soykırım suçu ile doğrudan ilişkili olduğu üzere bu dava insani yardım girişinin engellenmesi, su kaynaklarının kesilmesi gibi başlıkları da ele alıyor.

Dünyanın dört bir yanından 1030 örgütle birlikte yayınladığımız deklasyonda da belirttiğimiz üzere, İsrail’in çok sayıda Filistinliyi öldürmesi, yaralaması, travmatize etmesi, yerinden etmesi ve işgal altındaki bir nüfusu su, gıda, ilaç ve yakıttan mahrum bırakması soykırım suçunun kriterlerini karşılıyor.”

ABD’de de “soykırım” davası

ÇHD ayrıca, konuyla ilgili ABD’de görülecek diğer davaya da değindi:

“Çocuklar için Uluslararası Savunma Örgütü tarafından Filistinli hak örgütleri ile birlikte Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden aleyhine soykırım suçuna iştirak ve önleme yükümlülüklerinin ihlali kapsamında bir dava açıldı.

Oakland, California'daki federal mahkemede görülecek olan yargılama kapsamında, 26 Ocak 2024 tarihinde başvurucuların Tedbir Talebi ile sanıkların Davanın Reddi Talebi üzerine ilk hukuki argümanlarını dinlenecek. Çağdaş Hukukçular Derneği olarak bu dosyaya Afrika, Asya, Avustralya, Avrupa, Kuzey Amerika ve Güney Amerika'dan örgütlerle ile birlikte tarafız.”

Uzman görüşü

Çağdaş Hukukçular Derneği’nin de içinde yer aldığı 77 hukuk örgütünce ABD’deki davaya sunulan uzman görüşü şöyle özetlendi:

“‘Suçların suçu’ olan soykırım, ‘bir insan grubunun tümüyle var olma hakkının inkâr edilmesi’ anlamına gelmektedir. Başvurucular, Gazze'de Filistinlilere yönelik soykırımın gerçekleşmekte olduğunu ya da bu aşamada mahkeme soykırım suçunun işlendiği kanaatinde değilse dahi en azından ciddi bir soykırım riskinin bulunduğunu kabul etmesi gerektiğini ve ABD'nin soykırımı önleme görevini yerine getirmediğini ve iddia edilen zulümlerin suç ortağı olduğunu ileri sürmektedir.

Amacımız, Birleşmiş Milletler tarafından 1948 yılında kabul edilen Soykırım Sözleşmesi'nde kendine yer bulduğu üzere soykırımı yasaklayan uluslararası hukuk normları ile soykırımı önleme ve soykırım suçunun işlenmesinde suç ortaklığından kaçınma gibi özel yükümlülükleri bir bütün olarak ortaya koyarak bu davayı yürütecek olan ABD yargıcına gerek yükümlülüklerini anımsatmak, gerekse Filistinlilerin adalete erişim hakkına katkıda bulunmaktır. Bu hukuki süreçte ortaklaşan hukuk örgütleri ve hak örgütleri olarak, uluslararası hukuk kapsamında tanımlanmış yükümlülüklerin uygulanabilir olduğunu savunuyoruz ve başvurucuların ABD hükümetinin ihlalleri nedeniyle tazminat talep edebilecekleri temel bir mekanizmanın Amerika Birleşik Devletleri'ndeki federal mahkemeler olduğunu ileri sürüyoruz. ABD’nin soykırım kapsamındaki sorumluluğuna ilişkin hesap sormayan bir pratiğin yeni soykırımları teşvik edeceğini biliyoruz.”