CİSST’ten “Türkiye’de Yabancı Mahpus Olmak”

“Adalet sistemi ve hapishanelerde ikinci plandalar”

Kitapta, yabancı mahpusların karşılaştığı sorunlar şöyle özetleniyor:

“Günümüz Türkiye’sinde ekonomik ve sosyal haklar alanında birçok ayrımcılığa ve dışlanmaya maruz kalan yabancı uyruklu kişiler hem adalet sistemi içerisinde hem hapishanelerde görmezden gelinerek ikinci planda tutuluyor.

Dil engeli ile başlayan ve birçok haktan yararlanmalarına engel olan problemler dizisi, yabancı uyruklu kişiler için hapishane ortamında, yalıtılmışlıkla beraber daha derin bir şekilde hissediliyor.

Yabancı mahpuslar, hapsedildikleri ülkede aile ve yakın çevrelerinden uzak olmaları sebebiyle çoğu zaman psikolojik ve sosyal destekten mahrum kalıyor.

Diplomatik temsilcilikler ile düzenli görüşme imkânı bulamayan yabancı mahpusların, maruz kaldıkları sorunlar ve hak ihlalleri karşısında yardım isteyebilecekleri ve destek alabilecekleri mekanizmaları sınırlı ve yetersiz.

Adalete ve sağlığa erişim, kültür ve din farklılıkları gibi genel problemlerin yanı sıra hapishane ortamında özel ihtiyaçlara sahip mahpus gruplarının talepleri de birbirinden ayrışıyor.”

Çözüm yolları

CİSST, bu sıraladığı sorunlara dair yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

·         Her mahpus grubu için farklı ve özgün stratejiler üretmek ve bunlar uygulamaya geçirmek kritik öneme sahip.

·         Yabancı mahpusların yaşadığı problemler tespit edilip çözüm yolları oluşturulurken, mahpusların demografik özellikleri göz önünde bulundurularak saptamalar yapılması daha sağlıklı sonuçlar doğuracaktır.

·         Yabancı mahpusların koşulları dikkate alınarak hapishanelerde özel düzenlemeler yapılması gerektiği açıktır.

·         Hapishane çalışanlarının ve idari kadronun sorun tespit etmede yetersiz kaldığı durumlarda diplomatik temsilcilikler, sivil toplum örgütleri ve insan hakları alanında çalışan akademisyenlerle işbirliği kurmak önemlidir.

·         BM, yabancı uyruklu mahpus sayısının gerekli kıldığı yerlerde idare seviyesinde bir danışman ve koordinatör atanması yapılması önerisi getiriyor. Böylesi bir idari kadro, sorunları köklü olarak çözemese dahi iletişim sorunu başta olmak üzere problemlerin çözümü noktasında kolaylıklar sağlayacaktır.