"Diyarbakır Zindanı"nın Mağdurları Konuşacak

1980-84 yılları arasında Diyarbakır Cezaevi'nde yaşanan ve "Vahşet Dönemi" olarak adlandırılan dönemde yaşananları ortaya koymak, bu gerçekle yüzleşmek ve vicdani adaletin sağlanması için dayanak oluşturmak üzere üç yıldır sürdürülen çalışmaların sonuçları 78'liler Girişimi ve Diyarbakır Büyük Şehir Belediyesi tarafından düzenlenen bir sempozyumda ortaya konulacak.

Ev sahipliğini Diyarbakır Barosu üstlendiği etkinlik, Büyük Şehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda gerçekleştirilecek. Etkinlik sırasında bir de o dönemde yaşananları ortaya koyan sanatsal ürünleri içeren bir de sergi düzenlenecek.

İki gün sürecek sempozyumun açılışında Nimet Tanrıkulu ve Methiye Ormancı Türkçe ve Kürtçe birer sunum yaptıktan sonra 78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, Diyarbakır Baro Başkanı Av. Emin Aktar, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Vedat Ashen Coşar açılış konuşmalarını yapacaklar.

Sempozyum üç bölümlü

Sempozyumda Diyarbakır Cezaevi'nde 1980-1984 arasında yaşanan "Vahşet Dönemi" asıl olarak üç farklı bölümde ve üç farklı başlıkta  ele alınacak.

Bunlardan ilki "Tanıklıklar: Gecenin Karanlığında Kaybolanlardan Kalanlara" başlığını taşıyor ve çalışma sırasında kendisiyle görüşülen ve sempozyuma katılmaları beklenen beşyüze yakın mağdur arasından seçilmiş kişiler tanıklıklarını sempozyum katılımcıları ve kamuoyuyla paylaşacaklar. Tanıklık yapacak kişiler arasında Bedrettin Altun, Haluk Yıldızhan, Hüsna Kıllı, İrfan Babaoğlu, Mustafa Yavuz,  Mehdiye Özhal Azbay,  Av. Mustafa Özer, Bakine Arat,Serap Mutlu Doğan, Dr. Serdil Büyükkaya, Zülfikar Tak gibi isimler bulunuyor.

Bu bölümün ikinci kısmında ayrıca küçük bir panel de gerçekleştirilecek. "Gecenin Karanlığından Şafak Vaktine: Toplumsal/Siyasal Etkileri" başlıklı paneli Diyarbakır Baro Başkanı Av. Emin Aktar yönetecek ve panelde Leyla Zana, Av. Ergin Cinmen, Dr. Selim Ölçer,Orhan Miroğlu, Dr. Necdet İpekyüz konuşacak.

Komisyon Çalışmalarının sunumu

Sempozyumun ikinci bölümünde komisyonun gerçekleştirdiği çalışmaların ön sonuçlarını içeren raporlar sunulacak.

Komisyonun asıl olarak dönemi hukuki, tıbbi, psikolojik, sosyolojik açıdan ele alan gerçekle yüzleşme ve geçiş dönemi adaleti konularını ortaya koymayı hedefleyen farklı özgün raporlar hazırladığı biliniyor. Söz konusu raporlar komisyon içinde yer alan uzmanları tarafından sempozyumun bu bölümünde sunulacak.

"Resmi tarihin kör karanlık kuyularına yakılan ışık: Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu" başlıklı bu bölümdeki konuşmacılar arasında da Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Celalettin Can, Yrd. Doç. Dr. Murat Paker, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Mustafa Sütlaş, Yrd. Doç. Nazan Üstündağ, Doç. Dr. Ozan Erözden, Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, Av. Fikret İlkiz yer alıyor.

Sempozyumun üçüncü bölümü ise "Gerçeği ve Adaleti Arıyoruz: Genel Değerlendirme,  Tartışma, Yol Haritası" başlığını taşıyor ve bundan sonraki dönemde yapılması gerekenlerin ortaya konulması ve bir program çıkarılması hedefleniyor.

Bu bölümde de Prof. Dr. Mithat Sancar, Av. Aydın Erdoğan, Av. Cemşit Bilek, Celalettin Can, Av. Emin Aktar, Av. Erdinç Uzunoğlu, Av. Ergin Cinmen, Av. Fethi Gümüş, Dr. Erdoğan Çalak, Av. Fikret İlkiz, Prof. Dr. Gencay Gürsoy, Gultan Kışanak, Hasan Erkul, Mete Çubukçu, Mehmet Güç, Dr. Mehmet Bekaroğlu, Yrd. Doç. Dr. Murat Paker, Mustafa Sütlaş, Yrd. Doç. Nazan Üstündağ, Nimet Tanrıkulu, Av. Sezgin Tanrıkulu, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Şebnem İşigüzel, Talay Şenol, Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, Doç. Dr. Ozan Erözden, Av. Öztürk Türkdoğan konuşacaklar.

Bu bölümün gerçekleştirilmesi sırasında Celal Başlangıç, Esen Arslandoğan, Yrd. Doç. Vahap Coşkun, Av. Süleyman Bilgiç, Yıldırım Türker ve Yunus Bircan'dan oluşan raportörler bir sonuç bildirgesi hazırlayacaklar. Bildirgenin sempozyum katılımcıları tarafından değerlendirilip kabul edilmesinden sonra kamuoyuna açıklanacak ve sempozyum sona ermiş olacak.

Basın Açıklaması

Sempozyum ilk günü öğlen saat 13:00'de Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi önünde bir de "Basın Açıklaması" yapılarak, cezaevinin bir "insan hakları müzesi" olması talebi bir kez daha dile getirilecek. Ayrıca bir de "Gerçek Yürüyor" başlıklı yapılan görüşmelerden kurgulanan "hatırlama" amaçlı kısa bir  belgesel de gösterilecek. (MS/EÖ)