Fransa'da Basın, Politik Saldırılara Karşı Ayakta

Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü ile Mediapart sitesinin Fransa'da basın özgürlüğüne yönelik siyasetin müdahalelerinin tartışılması için birlikte Paris'te düzenledikleri halk gecesine 700'ü aşkın kişi katıldı.

Gecenin bitiminde Le Nouvel Observateur, Marianne, Les Inrockuptibles dergileri ile Mediapart ve Rue 89 siteleri, yaptıkları ortak çağrıda, siyasi iktidarın basın özgürlüğünde kabul edilemez bir geriye gidiş dayattığını vurguladılar.

Medyaya siyasi müdahale temel endişe kaynağı

Önceki gece (15 Aralık) Rond-Point Tiyatrosu'nda gerçekleştirilen etkiliğe, Demokrat Hareket (Modem) Partisi lideri François Bayrou, Yeşiller Partisi milletvekili Noël Mamère, filozof ve Devrimci Komünist Birliği (LCR) teorisyeni Daniel Bensaïd, Fransa Komünist Partisi milletvekili Patrick Braouezec, Sosyalist Partisi (SP) sözcüsü ve Avrupa Parlamentosu üyesi Benoît Hamon da katılarak, halktan gelen sorulara yanıt verdiler ve medyanın içinde bulunduğu durumla ilgili endişelerini dile getirdiler.

Geceyi yöneten Mediapart sitesi yetkilisi Edwy Plenel ve RSF Genel Sekreteri Jean-François Julliard, bağımsız, özgür ve çoğulcu bir basına olan bağlılıklarına vurgu yaptılar.

Vittorio de Filippis de destek verdi

Fransa Koleji profesörü Pierre Rosanvallon'un da söz aldığı gecede, hakkında "hakaret" iddiasıyla açılan bir davada 24 Kasım'da evinden gözaltına alınarak aşağılayıcı muameleye tabi tutulan Libération gazetesi çalışanı Vittorio de Filippis, yasama ve yargının gazetecilerle olan "bozulmuş ilişkileri"nden söz etti.

Etkinlik, Fransa'da Parlamentonun, kamusal radyo ve televizyonların genel müdürlerinin Cumhurbaşkanınca atanıp görevden alınmasına olanak tanıyan kamu yayıncılığı ile ilgili yasa tasarısını görüştüğü bir dönemde gerçekleşti.

Sunucu Sérillon: TV bağımsız kalmalı

Bu konuyla ilgili, akşam haberleri eski sunucusu Claude Sérillon, televizyonların son dönemde siyasi müdahalelere hiç olmadığı kadar açık hale getirdiğine işaret ederek, televizyonların bağımsızlıklarına sahip çıkılmasını istedi.

Marianne dergisi kurucusu Jean-François Kahn da, siyasetin kamu ve özel televizyonları kendi etki alanında tutma konusundaki ısrarına değindi. (EÖ)