Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda perşembe gecesi görüşülen "191 Sıra Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"nin, Devlet Denetleme Kurulu üye veya denetçisine "her kademe ve rütbedeki görevliler hakkında görevden uzaklaştırma tedbirinin uygulanmasını yetkili makamlara önerme, memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında bu tedbiri uygulama" yetkisini tanıyan 3. Maddesi iktidar blokunun oylarıyla kabul edildi.
Bu kararla 2443 sayılı Devlet Denetleme Kurulu Kurulması Hakkında Kanun'un mülga 6 maddesi, başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiş oldu.
"Görevden uzaklaştırma:
MADDE 6- İlgili Kurul üyesi veya denetçi;
a) Denetlemeler sırasında denetimi güçleştiren veya engelleyen davranışlarda bulunan,
b) Görevde kalması halinde kamu zararını artıracağı anlaşılan,
c) Suç delillerini karartacağı anlaşılan,
ç) Kamu hizmetinin gerekleri yönünden görevi başında kalmasında sakınca görülen,
her kademe ve rütbedeki görevliler hakkında görevden uzaklaştırma tedbirinin uygulanmasını yetkili makamlara önerebilir, memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında bu tedbiri uygulayabilir [...]"
CHP'li Gökhan Günaydın uyarmıştı
Gün içinde CHP Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın, AKP'nin Devlet Denetleme Kurulu Kanunu'nda daha önce iki kez yapmaya çalıştığı benzer değişikliklerin Anayasa Mahkemesinden döndüğünü anımsatmış ve yasa değişikliğiyle, Cumhurbaşkanı tarafından atanan kurul üyelerine kamu görevlilerini doğrudan doğruya görevden uzaklaştırma yetkisi vererek Cumhurbaşkanı'na "denetimsiz ve keyfi bir müdahale alanı yaratıldığı" konusunda TBMM'yi ve kamuoyunu uyarmıştı.
Yürürlükteki düzenlemeye göre, Devlet Denetleme Kurulunun (DDK) başkanı ve üyeleri Cumhurbaşkanınca atanıyor. Kurul, Cumhurbaşkanının talimatı doğrultusunda tüm kamu kurum ve kuruluşlarında inceleme, araştırma ve denetleme yapabiliyor. Ancak bu denetimler sonucunda hazırlanan raporlar, gereği yapılmak üzere Başbakanlıka veya ilgili kurumlara iletiliyordu.
Perşembe gecesi oylanarak kabul edilen değişiklikle ise DDK bile değil, DDK'nin "ilgili üyesi ve denetçisi"ne, "her kademe ve rütbedeki görevliler hakkında görevden uzaklaştırma kararı verme” yetkisi tanınıyor. Bu yetkiyle sonsuz genişlikte bir takdir hakkının bir yargısal süreç olmaksızın bir kurul üyesince DDK'nin denetim alanındaki tüm kurumlardaki görevliler üzerinde kullanılmasının önü açılıyor.
Anayasa'nın 108. Maddesi
Devlet Denetleme Kurulunun denetim alanı Anayasa'nın 108. Maddesi'nde tanımlanıyor. Buna göre, "Devlet Denetleme Kurulu, Cumhurbaşkanının isteği üzerine, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında ve sermayesinin yarısından fazlasına bu kurum ve kuruluşların katıldığı her türlü kuruluşta, kamu kurumu niteliğinde olan meslek kuruluşlarında, her düzeydeki işçi ve işveren meslek kuruluşlarında, kamuya yararlı derneklerle vakıflarda, her türlü inceleme, araştırma ve denetlemeleri yap[maya yetkili]."
DDK'nin denetlemeye yetkili olduğu başlıca kurumlar
Anayasada ifade edilen tüm kamu kurum ve kuruluşlarının başında bakanlıklar, valilikler ve kaymakamlıklar, belediyeler ve özel idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri (KİT’ler), düzenleyici ve denetleyici kurumlar (BDDK, SPK, RTÜK vb.), kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları kapsamında barolar, tabip odaları, ticaret ve sanayi odaları, esnaf ve sanatkâr odaları, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan şirketler kapsamında kamu bankaları (Ziraat Bankası, Halkbank vb.), kamu iştirakleri, kamu kaynağı kullanan vakıflar, dernekler ve sendikalar kapsamında kamuya ait vakıflar (örneğin, Türkiye Diyanet Vakfı), kamu fonlarından yararlanan özel vakıflar ve dernekler, kamu destekli sendikalar, devlet üniversiteleri ve vakıf üniversiteleri var.
Belediyeler, Tabip Odaları, Erdoğan'ın bir memurunun insafına kalıyor
Düzenleme sadece atanmış kamu görevlilerini değil, idari açıdan İçişleri Bakanlığına bağlı seçilmiş yerel yöneticileri de kapsıyor.
Gökhan Günaydın'a göre, " Ucu açık, keyfi[liğe] varan bir takdir yetkisiyle artık hiç kimsenin görev teminatı olmayacak. Yalnızca atanmışlar için değil, bu keyfi[lik] seçilmişleri de kapsıyor. Artık bir soruşturma, kovuşturma, yargı kararı vs süreçlere de gerek yok. Cumhurbaşkanı DDK Başkanı’nı çağırıyor, 'şu belediye başkanı hakkında denetim yap' diyor, Başkan bir kurul üyesini görevlendiriyor, o da gidip 'görev başında kalması sakıncalıdır' diyerek seçilmiş belediye başkanını görevden uzaklaştırabiliyor. Her şey jet hızıyla, her şey kanuna uygun ve elbette tümüyle hukuka aykırı."
Gökhan Günaydın'ın dile getirdiği kaygılar, Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu gibi kuruluşlar için de geçerli.
Erdoğan'ın üçüncü denemesi
AKP DDK'de Erdoğan'ın istediği bu tiran yetkilerini TBMM'den geçirmeyi ilk kez denemiyor.
Gökhan Günaydın'ın verdiği bilgiye göre, "İlkinde 5 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (CBK) ile aynı yetkiyi DDK’ya almayı denediler. CHP Grubu’nun başvurusu üzerine AYM düzenlemeyi iptal etti (AYM, E.2018/121, K.2021/84, 11/11/2021: R.G.Tarih-Sayısı : 17/3/2022-31781).
"İkincisinde bir torba kanun içerisinde Meclis Genel Kurulu’na indirdiler, muhalafetin ortak ve etkin direnciyle düzenlemeyi torba kanun içinden çıkarmak zorunda kaldılar. Şimdi üçüncü kez deniyorlar."
Günaydın, değişikliği TBMM Genel Kurulundan geçmesi halinde en ivedi şekilde AYM’ye iptal ve yürürlüğünün durdurulması başvurusu yapacaklarını" bildirmişti.