Yeneroğlu: "İnsan hakları Eylem Planı"ndan sonra Türkiye daha kötüye gitti

Desen: Selçuk Demirel

Haberin İngilizcesi için tıklayın

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2 Mart 2021'de açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı'na ilişkin bir rapor yayınladı.

Planın açıklanmasının birinci yılını değerlendiren Yeneroğlu, ilan edilmesinden bu yana geçen bir yılı aşkın sürede hedeflerin çoğunun halen yerine getirilmediğini belirterek, "261 hedefin 165'i unutuldu" dedi. 

Yeneroğlu Erdoğan'ın bizzat  paylaştığı planla verdiği "hukuk devletine ve insan haklarına uyma sözü"ne karşın umutların "yine boşa gittiği"ni söyledi. 

İktidar, verdiği sözlerin yarısını
bile yerine getiremedi

Yeneroğlu önemli başarısızlıkları sıraladı ve iktidarın vaadlerinin "yarısını bile" gerçeklştiremediğini örnekleriyle anlattı. "Kendi aldığı kararlara bile uymayan bir anlayışla karşı karşıyayız." dedi

■ Sulh ceza hakimliklerine yapılacak görevlendirmelerde asgari kıdem şartı uygulanacaktı, uygulanmadı.

■ İfade özgürlüğü teminat altına alınacaktı ama uygulama tam tersine oldu,

■ RTÜK ağır cezalarla televizyonları yıldırma politikasına devam etti.

■ Hükümlülerin cezaları ailelerinin ikametine yakın cezaevlerinde infaz edilecekti ancak uzak illere gönderme uygulaması devam ediyor. 

'İnsan Hakları Eylem Planı
rafa kaldırıldı'

Yeneroğlu, İnsan Hakları Eylem Planı'nda ilerleme kaydedilmeyen konuların bir kısmını şöyle sıraladı:

■ Kolluk güçlerinin toplantı ve gösteri yürüyüşlerine ölçüsüz müdahalesi,

■ İşkence ve kötü muamele vakaları,

■ Şüpheli ve sanık hakları ihlalleri,

■ İfadesi alınacak kişilerin aşırı süreler boyunca bekletilmesi,

■ İletişimin tespiti ve dinlenmesi ile bu kayıtların silinmesi konularında gerekli hassasiyet gösterilmemesi

■ Eşe ve boşanmış eşe karşı koruma önlemlerindeki yetersizlikler 'İşkencecileri cesaretlendirmek eylem planının neresinde yazıyor?'

Yapılan iyileştirmeler  eşgüdümsüz,
işkence meşrulaştırılıyor

Yapılan iyileştirmelerin bir kısmında başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere bakanlıkların ve idarelerin işbirliği ve eşgüdümünün gerektiğini hatırlatan Yeneroğlu "ilgili bakanlıklar ve kurumların görevlerini yerine getirmek mecburiyetinde" olmasına karşın "iktidar mensupları işkenceyi ve şiddeti meşrulaştırılmakta" olduğunu vurguladı.

"İktidar ortağının geçtiğimiz günlerde Adana'da anayasal haklarını kullanan vatandaşlarımıza kameralar önünde şiddet ve işkence uygulayan polislere sahip çıkması"nı iktidarın insan haklarına saygısını  "net bir biçimde" gösterdiğini söyledi.  

Planda işkencecileri
cesaretlendirmek var mıydı?

Yeneroğlu İçişleri Bakanının "işkencecileri alınlarından öperek cesaretlendirmesini" ve  planda "işkencede idari soruşturma zaman aşımını kaldıracağız" denmesine karşın Emniyet Genel Müdürlüğü'nün "işkence ve kötü muameleler ortaya çıkmasın ve ispat edilemesin diye toplumsal olaylarda ses ve görüntü alınmasının engellenmesi"ni öngören genelgesini sorguladı.  

Her geçen gün daha kötü

Avrupa Komisyonu'nun Türkiye hakkındaki 'AB Genişleme Politikasına İlişkin 2021 Bilgilendirmesi' raporuna atıfta bulunan Yeneroğlu, "İnsan Hakları Eylem Planı'nda yargı bağımsızlığı konusundaki önemli eksikliklere değinilmediği", "Türkiye'de kuvvetler ayrılığı ilkesine riayet edilmediği", "Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun yapısı ve üyelerinin seçim sürecinin iyileştirilmesine yönelik hiçbir tedbir öngörülmediği"ne ilişkin tespitleri de öne çıkardı.  

Yeneroğlu "Avrupa Komisyonu raporu"nda yer alan ve katıldığı önemli eleştirileri de şöyle sıraladı:

■ Darbe girişiminin ardından ihraç edilen hakim ve savcılardan hiçbirinin, beraat etmiş olmalarına rağmen görevlerine iade edilmedi.

■ "Hakim ve savcıların mesleğe alınmasında ve terfiinde nesnel, liyakate dayalı, tekdüze ve önceden belirlenmiş kriterlerin yok. 

■ Keyfi tutuklamaların devamı ve bu nedenle oto-sansürün yaygınlaşması

"Avrupa Komisyonu'nun doğru olarak tespit ettiği üzere 2 Mart 2021'de ilan edilen İnsan Hakları Eylem Planı'nda kayda değer yapısal iyileştirmeler öngörülmediği gibi bu eylem planı bir iyi niyet açıklaması olarak görülse dahi o tarihten bugüne Türkiye, demokrasi ve hukuk devleti standartlarında iyileşmek yerine her geçen gün daha da kötüye gitmiştir." (AEK)